DİYARBAKIR – Düzenlenen dinletiye katılan Emekli Öğretim Üyesi Mehmet Tatlısu’nun, dinleyicilere şiir sevgisini aşıladığı söyleşide, şiir tarihinin insanlık tarihi kadar eski olduğunu söyledi. Mehmet Tatlısu, şiirin çok yazıldığını ancak az okunduğunu ve bunun her yerde böyle olduğunu belirterek, herkesi şiir okumaya davet etti.
Dinletiye Rektör Yardımcısı Profesör Doktor Sabri Eyigün, Edebiyat Fakültesi Dekanı Profesör Doktor Kemal Timur, öğretim elemanları ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Faruk Nafiz Çamlıbel’in “Kızım” şiirini okuyarak, salonda çoğunluğu oluşturan kız öğrencilere atıfta bulunan Tatlısu, “Han Duvarları” ve “Çoban Çeşmesi” şiirlerinden bir kaç dize okudu.
Yunus Emre’nin dünya edebiyatında tüm zamanların en büyük ozanı ve değeri olduğunun altını çizen Tatlısu, Yunus Emre’nin Türkçeyi en güzel kullanan şairlerden biri olduğunu söyleyerek eserlerinden örnekler verdi.
Necip Fazıl Kısakürek’in kendisini Yunus’a yönelttiğini kaydeden Tatlısu, “Necip Fazıl’ın en çok sevdiği şair Yunus Emredir. Yunus Emre Anadolu demektir. Sakarya demektir. Yunus Emre hececilerin ilk büyük şairidir” diyerek, kendisine göre de Necip Fazıl’ın sonuncu şairi olduğunu anlattı. Divan edebiyatına da göndermede bulunan Tatlısu, halk şairlerine Aşık Veysel ve Abdurrahman Karakoç’u örnek gösterdi.
Diyarbakır’ın 3 büyük Şairi Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet Arif ve Sezai Karakoç ile söyleşisine son veren Tatlısu, Cahit Sıtkı’nın 35 yaş şiirinden birkaç dize okuyarak, Ahmet Arif’in şiirlerinde Güneyli insanı çok güzel işlediğini, “Hasretinden prangalar Eskittim” kitabının Türkiye’de en fazla basılan şiir kitabı olduğunu ifade etti.
Gerçek anlamda tavır ve duruş adamı olan Sezai Karakoç’un bugüne kadar kendisine verilen hiçbir para ödülünü kabul etmediğini sadece plaket kabul ederek, para ödülünün ihtiyaç sahiplerine dağıtılmasını istediğini dile getiren Tatlısu, “Mona Rosa” şiirinin doğuşunu seyircilerle paylaştı.
Söyleşi, Arif Nihat Asya’nın “Dua” şiiriyle sona erdi.(M. Zeki Aygur – İLKHA)