BİTLİS - Minare kent olarak tanınan ve 5 minaresiyle meşhur olan Bitlis’te türkü ve manilere konu olan 5 minareden 4’ü yüz metre aralıklarla aynı karede yer alıyor.

Bitlis, bağrında beslediği 5 minare ile bambaşka bir güzellik taşıyor. Rus harbi sırasında harabeye dönen şehirde ayakta kalabilen tek eser olarak bu 5 minare biliniyor.  Üzerine türkülerin ve manilerin bestelendiği 5 minare halen dimdik ayakta duruyor. Tarihin tanıklığını yapan bu minarelerden 4’ü ise yüz metre aralıklarla aynı fotoğraf karesinde yer alıyor. Bitlis dışından gelen ziyaretçilerin, bu 5 minarenin halen dimdik durduğunun bilgisine sahip olmamaları ise, Bitlis’in tarihi kültürünün yeterli derecede tanıtılmadığını gösteriyor.

Bitlis’in tanıtımında büyük bir role sahip olan 5 minarenin tarihi hikâyesi ise halk arasında şöyle biliniyor:
“Rus birlikleri 1915 yılında Bitlis’i işgal için şehrin girişinde bulunan Başhan mevkiine gelir. Bunu duyan Bitlis halkı silahlanır ve düşmanı püskürtür. Ruslar 1916 yılında yeniden Bitlis’i işgal için gelirler. Ruslar, Bitlis’te büyük katliamlar yapar ve şehri yakıp yıkar. Savaş esnasında Bitlis’ten kaçan bir baba ve oğul, düşmanın çekilmesinden sonra Bitlis’e dönmek üzere yola çıkar. Şehre hakim konumdaki Dideban Dağı eteğine varırlar. Baba, şehirde canlı kalıp kalmadığını öğrenmek için oğlunu şehre gönderir. Bir süre sonra oğul geri döner ve uzaktan babasına şöyle seslenir! ‘Şehirde yaşama dair hiçbir iz yok; sadece 5 tane minare ayakta kalmış.’ Bunu duyan baba yıkılır, diz çöker ve “Bitlis’te beş minare, beri gel oğlan beri gel. Yüreğim dolu yare, beri gel oğlan beri gel.” şeklinde ağıt yakarak yöresel bir türkü söyler.”  (Şükrü Tontaş-İLKHA)