Star Gazetesinden gazeteci-yazar Fadime Özkan`ın sorularını yanıtlayan AK Parti sözcüsü Atalay, "Epeydir bilinen bir durumun Kobani protestoları sebebiyle şiddete evrildiğini gördük.

Örgüt bölgede başka bir siyasi yapılanmaya zaten müsaade etmiyordu bu defa şiddete başvurdu ve korkutucu bir durum görüldü; daha önce PKK devlete karşı geliyordu şimdi Hüda-Par özelinde iki farklı toplumsal siyasal kesim karşı karşıya geldi gibi oldu. Soru şu: Şu ana kadar Çözüm sürecinin hatırına devletin bir güvenlik zafiyeti oldu mu? PKK’nın suistimal ettiği bir alan boşalması mı yaşandı bölgede?" şeklindeki soruya şu yanıtı verdi:

"Önemli bir soru. Önce şu noktaları ekleyerek oraya geleyim. Bir defa parti olarak, HDP olarak insanları sokağa çağırdılar, dikkat edin. Parti miting yapabilir ama sokağa çağıran siyasi parti olmaz.

O çağrısına uyan, katılan, her tür katılımı sağlayan vatandaş sayısı 150 bin civarıdır. İstanbul’da nerede ne kadar sokak sokak biliniyor. Ve HDP’nin kendi tabanı dışında -ki kendi tabanının da çoğu katılmamıştır- en yakın militan tabanı diyebileceğimiz kesimi dışında hiçbir kesim, hiçbir vatandaş kesimi katılmamıştır. Fevkalade yalnız kalmışlardır. Bu çok önemlidir."

PKK SALDIRDI HÜDA PAR DEĞİL

Fadime Şahin`in HÜDA PAR`la ilgili soruyu yenilemesi üzerine saldırgan tarafın PKK tarafı olduğunun altını çizen Atalay, "Onun bir zemini var, evvelden beri var. Maalesef şu ortamda da bunlar saldırmıştır, Hüda-Par değil. Hüda-Par savunmuştur. `İki toplum kesimi karşı karşıya geliyor`dan ziyade bunlar tahripkâr davranmıştır, hem bizim AK Parti binalarına, kamu binalarına hem de Hüda-Par’ın parti teşkilatlarına falan. Bizim gördüğümüz o. Olan budur." dedi.

GÜVENLİK ZAAFİYETİNİ KABUL ETTİ

"Peki, üçüncü nokta; bölgede bir güvenlik zafiyeti oldu mu?" sorusu üzerine, "Birileri bunu kasten yaptı…" diyerek topu devlet içindeki süreç karşıtlarına atan Atalay, "Bizim doğrusu çözüm süreci devam ederken zaman zaman yaşadığımız bir zorluktur. Bir yandan çözüm süreci sürsün istiyoruz, bir yandan da güvenlik aksamasın. Ben kendim o zaman işin başında olarak, bütün arkadaşlarımız, o zaman ki Başbakanımız Tayip bey, her zeminde hep şunu söyledik. Çözüm Süreci bölgede hukuk dışılıklara göz yummayı asla gerektirmez. Eğer mülki amirliklerde veya güvenlik birimlerinde, orada bir yanlışlık yapılıyor, örgüt mensupları oralarda yol kesiyor, para topluyor vesaire var ve bunlara müdahale edilmiyorsa suç işliyordur. Öyle bir iki soruşturma da var. Yol kesme olayından sonra jandarmaya soruşturma açıldı niye bunlara daha önce müdahale etmediniz diye. Birileri bunu kasten yaptı…" ifadelerini kullandı.

"...ÇÖZÜM SÜRECİ İÇİN KARIŞMIYORUZ" DİYENLERE SERT TEPKİ

Atalay, "Palalel yapı mı?" sorusuna, "Paralel yapı veya başkası, genelliyorum ben, çözüm sürecini istemeyenler. Bakın süreç var ama güneydoğuda bu terör örgütü her yere hakim oluyor, falan gibi biraz da çözüm sürecini yıpratıcı bir politika olarak bu kullanıldı. Bu, en önemli toplantılara bile geldi.

Milli Güvenlik Kurulu toplantılarında herkes oradayken “bakın” dedik, “çözüm süreci güvenlik birimlerimizin sessiz kalması gibi bir şeyi getirmiyor”. Bütün bunlar olmasın diye çözüm süreci var, bölgede bunlar terör estirecekse çözüm sürecinin ne değeri kalır. Doğudaki batıdaki vatandaşın kafasını da karıştırdılar. Bazı valiler şöyle diyormuş, “biz görüyoruz ama çözüm süreci için müdahale etmiyoruz.” Böyle şey olur mu? Bunun çözüm süreciyle hiç alakası yok. Hükümet çok kararlı. Bundan sonra daha da artacak." yanıtını verdi. (Hürseda Haber)