Şükrü Gündüz / Doğruhaber

HDP’nin çağrısıyla Kobani bahane edilerek sokağa dökülen HDP-PKK çeteleri şehirleri harabeye çevirdi. Çeteler insanları vahşi bir şekilde katlederken camileri, Kur’an kurslarını, Merdeseleri ve işyerlerini yaktı. Evleri içerisindeki insanlarla beraber yakmaya çalıştı. HDP-PKK çetelerinin bu saldırıları fikirleri farklı olsa da sağduyulu ve insanlığını kaybetmeyen vicdan sahibi herkes tarafından lanetlenerek kınandı. Ancak bu çetelerin, insanları vahşi bir şekilde katletmesini televizyon ekranlarına çıkan ve gazete köşelerinde kalem oynatan, insanlıktan nasibini almayarak savunanlar da çıktı. Halk, onların bu vahşetini ekranlarda savunanlarını kanları donarak seyretti.

Bölgede saldırı ve işgal altında olan Müslümanlar ve dindarlardır. Bu dindarları Batı’daki Müslümanlar korumak ve kollamak durumundadır. Kürt sorununu Türkler, PKK sorununu da Kürtler çözecektir.

Müslümanlar bölgedeki mütedeyyin kesime ön yargılı davranmaktan vazgeçmeliler. Onları tanımak için doğu-batı buluşmaları düzenlemeliler. Gidip onların sofralarına çektikleri sıkıntılara ortak oldukları andan itibaren bakış açıları da değişecektir.

Türk solunun yıllardır Türkiye’ye dayattığı politikaları savunmak Müslümanlara düşerse, o zaman biz yandık bittik kül olduk demektir.

Türk solunun dezenformasyonlarına, manipülasyonlarına ve psikolojik harp taktiklerine Müslümanlar düşmemek durumundadır. 

HÜDA PAR VE HİZBULLAH CEMAATİ’NİN TAVRI TAKDİR EDİLDİ

HDP-PKK çetelerinin bu saldırılarına tepki gösteren akademisyen, siyasetçi, gazeteci ve sivil toplum kuruluşu yetkilileri bu vahşeti kınadı. İnsanları sokağa döken sorumluların hesap vermesi gerektiği vurgulanırken, devletin halkını koruyamamasının her ne sebeple olursa olsun kabul edilebilir bir yanı olmadığı belirtildi. HÜDA PAR ve Hizbullah Cemaati’nin saldırılara karşı kendini koruması ve nefsi müdafaa çerçevesinde saldırılara cevap vermesi takdir edilirken devletin sokakları iki gün boyunca bu çetelere teslim etmesi kınandı.

İŞTE O TEPKİLER:

PKK VE ULUSALCILAR YENİ İSTİKLAL MAHKEMELERİ KURDU

Bugün bir PKK – Hizbullah çatışması yoktur. Tek taraflı olarak mütedeyyin insanlara karşı başlatılmış kafese alma operasyonu vardır. Bunu herkesin görmesi gerekiyor. Bütün kesimler bu konuda duyarlı olmalıdır. Bu ülkede istiklal mahkemeleri kurup Müslümanları darağacına çeken zihniyet, bu gün PKK ile birlikte Güneydoğu’da aynısını yapıyor. Müslümanlar PKK’nın kurmuş olduğu istiklal mahkemelerine karşı durmak zorundalardır.

GÜNEYDOĞU’DA YETİM BIRAKILMIŞ BİR İSLAM TOPLUMU VAR

Tiyemder (Tüm İlahiyat Fakültesi ve Yüksek İslam Enstitüleri Mezunları) Başkanı Selahattin Yazıcı: Güneydoğu’da baskılanmış ve yetim bırakılmış bir İslam toplumu var. Bu toplum 28 Şubat sürecinden bu yana sürekli baskılanmış, sürekli ötelenmiş, sürekli dışlanmış psikolojik ve sosyolojik olarak bir çıkış bulmaya çalışan bir topluluktur. Bu topluluğun sahiplenilmesi lazım.

AMERİKA’DAN YARDIM DİLENDİLER

Geçmişten bu yana yaptıklarının hesabını vermeyen, öz eleştirisini yapmayan bir kesimin adeta yalvarırcasına Cenevre’de, Brüksel’de ve arkasından Amerika’dan yardım dilemesi bütün geçmişini ve gücünü de inkâr durumudur. Hani çok güçlüydünüz? Türkiye’de orduya kafa tutuyordunuz. Bir avuç IŞİD’le baş edemiyorlar. Bu onlar açısından bir utanç ve rezalettir. Türkiye’de olay çıkarıp ve silahsız insanlara, sakallı, başörtülü mazlumlara IŞİD’çi diye saldırmak kolaydır. Çünkü onların elinde herhangi bir silah yok. Onlara saldırmak adiliktir, zavallılıktır ve korkaklığın daniskasıdır. Cesur insanlar gider IŞİD’e karşı savaşır. Bu işin içerisine provokatör ve ajanların karıştığını tahmin ediyorum. Bu zavallılar ve zavallı çocuklar tıpkı Pavlov’un köpekleri gibi kullanılmaktadır. Artık her şey şeffaf hale geldi. Herkes hakikatleri görebiliyor. Artık kimseyi kandıramazlar. Kandırırlarsa oradaki zavallı cahil ve çocukları kandırırlar. Elif-Be’den habersiz, elifi mertek zannedenleri kandırabilirler. Başka hiç kimseyi de kandırılamazlar.

HÜDA PAR VE HİZBULLAH’IN SABRI TAKDİR EDİLMELİDİR

ZEYNEP – DER BAŞKANI SABİHA ATEŞ ALPAT: Kobani bahane ediliyor. Kürtlere saldırı var diyenlerin saldırdıkları da Kürt. Orada haksızlık var deniliyor kendileri de Kürtlere haksızlık yapıyor. Kürtler linç ediliyor deniliyor, onlar Kürtleri linç ediyor. IŞİD’le HÜDA PAR’ı aynı yere koymak İslam’ı bilmemek anlamına gelir. Bölgede inançlı kesime yönelik bir rahatsızlık var. İnançlı kesimin gün geçtikçe taraftar bulmasından ve kendi makamlarının kaymasından endişeleri var.

Ortada bir vahşet ve linç girişimi var. HÜDA PAR ve Hizbullah Cemaati alabildiğince sabrı yükleniyor. Burada biz haber takip ederken yeter bu kadar olmaz diyebiliyoruz. Bu yönden gösterdikleri sabır çok takdir edilmelidir. Çözüm sürecinde HDP – PKK’nin tek başına muhatap alınması yanlıştır. Bundan dolayı kendileri bölgenin tek temsilcisiymiş gibi bir havaya büründüler ve bu kadar insanın zülmen öldürülmesine sebep oldular.