İSTANBUL – HDP/PKK’nin Kobani bahanesiyle sokağa döktüğü çetelerin, Doğu ve Güneydoğu’da Müslüman halkı hedef alan saldırıları, Fatih Saraçhane parkında lanetlendi.
Fatih Camisinde öğle namazı sonrası bir araya gelen ve aralarında kadın, yaşlı, çocukların da olduğu yüzlerce kişi, Fevzipaşa Caddesi üzerinden Saraçhane parkına doğru ‘Kahrolsun PKK, Hepimiz Yasin Börü’yüz, Şehitlerin Yolunu Sürdüreceğiz, İslami Hareket Engellenemez” sloganları eşliğinde yürüdü. Kortejin en önünde ‘HEPİMİZ YASİN BÖRÜ’YÜZ’ afişi taşındı. Cadde kenarlarında bekleyen esnaf ve halk da sloganlara eşlik ederek PKK’yi lanetledi.
Program Abdulbari Çelik Hoca’nın Kur’an-ı Kerim tilaveti başladı.
“PKK bu saldırılarda tüm Müslümanları hedef aldı”
Saldırıların hedefinde olan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Sait Şahin, “Kurban Bayramı’nın son gününden bu yana devam eden PKK’nin İslam düşmanlığında, önceki gece Van’da şehit edilen Latif Şener’le beraber 12 kişi şehit oldu. Yaşanan olayların iki yönü var. Ayrım gözetmeksizin İslam hedef alınarak Müslümanlar yok edilmek istendi. Sadece HÜDA PAR ve Mustazaflar değil sakallı ve Müslüman görünümlü herkesi hedef aldılar. PKK’nin hedefinde İslam ve Müslümanlar var. Son yaşanan olaylar Orta Afrika’da farklı olmayan olaylardır. Hıristiyan çeteler gibi Müslümanları satırlarla katlettiler. Budist çeteler gibi Müslümanları canlı canlı kestiler. PKK’nin saldırılarında daha fazlası vahşicesi yaşandı. Kürt Müslümanlar diğer Müslümanlar gibi öldürülüyor. Bu İbrahim’le Nemrudun savaşıdır, iman küfür savaşıdır. Bu Kabille Habil’in hikayesidir. Elinde kurban poşetleri ile halka gidenleri vahşice katlettiler. PKK buna engel olmaya çalıştı. Kabil’in kıskançlığı ile Habil’in varisleri, Kabil’in taraftarları tarafından katledildi. Hakkın kabul ettiği kurbanlarımız için Yasinlerimizi, Hasanlarımızı kurban verdik” dedi.
“Uyarılarımız dikkate alınsaydı Müslümanlar şehit edilmeyecekti”
Bu olaylardan aylar öncede hükümetin kapısını çalarak onları uyardıklarını belirten Şahin, “Çözüm süreci sağlıklı yürümüyor. PKK, YDG-H çeteleri kurup senin savcına kimlik soruyor. Vergi adı altında halkı haraca bağlamış. PKK militanları şehirlerde silahla geziyor. Polislerin elini kolunu bağlamışsınız. Biz; yazarları, Müslüman kardeşlerimizi dolaştık ‘Bunu görün tehlike geliyor’ dedik. Bunu görmediler, gündem yapmadılar. Engel olmadılar. Yasin’in kanında görmeyenlerin de payı vardır. Onlar görmüş olsaydı bugün belki Yasin, Hasan, Turan, Hüseyin, Riyad, Cumali ve Latifler yaşıyor olacaktı. Onların da payı var müdahale etmemekle. Tehlikeli bir süreç yaşanıyor. Uzaktan uzağa ekranlardan Doğudaki Müslümanlara sağduyulu olun demenizin hiçbir karşılığı yoktur” ifadelerini kullandı.
“Müslümanlar şu anda meşru müdafa hakkını kullanıyor”
Daha önce de PKK’li çetelerin saldırılarına maruz kaldıklarını söyleyen Şahin, “Biz yıllardır saldırıları sinemize çektik, acılarımızı içimize çektik. Bu son saldırı sıradan bir saldırı değil. Son saldırı bütün Müslümanların evlerine, araçlarına, kendilerine, çocuklarına, kadınlarına yapılan topyekün bir saldırıdır. Bunun önü alınmazsa sonraki saldırı daha çok şiddetli olacak. Oradaki Müslümanlar meşru müdafa hakkını kullanacak. Devlet halkını korumazsa, halk kendi meşru müdafaasını yapacak. Biz açıkça söylüyoruz, şu anda meşru müdafa durumundayız” diye konuştu.
“Bizim haberlere çıkmamız için öldürülmemiz gerekiyormuş!”
“Bu saldırıların önü alınmazsa bu ateş hepimizi yakar” diye konuşmasını sürdüren Şahin, “Buna tepki göstermeyip Müslümanların canı yansın diyorsunuz. İlk defa medya orada yaşananları gösterdi. Medyadan görüştüğümüz kişileri öldürüldüğümüzde bizleri göreceklerini söylüyor. Vahşetin görülmesi için bizim öldürülmemiz lazımmış. İslam kardeşliği buymuş. Anne ve babaların yüreği yandı. Bir daha bunun olmasını istemiyoruz. Bu herkesin sorumluluk alması gereken bir süreç. Devlet görevini yerine getirecek. Sadece sağduyu çağrısı yapmak vicdani değildir, İslami değildir” dedi.
“Biz bölgede düşersek, bölgeye PKK hâkim olur”
PKK’nin arkasında uluslararası güçlerin olduğunu anlatan Şahin, “Türkiye’de de PKK’nin yaptığı bu vahşete sahip çıkanlar var. PKK’ye sahip çıkıldığının yüzde onu kadar Müslümanlara sahip çıkılmıyor. PKK sadece bir kesim Müslümanı hedef almıyor, tüm Müslümanları hedef alıyor. İsrail’in karşısındaki HAMAS neyse biz oyuz. Biz düşersek PKK’nin önü açılır” şeklinde konuştu.
Şahin’in konuşmasının ardından Doğruhaber Gazetesi Yazarlarından Zülküf Yel basın açıklamasını okudu.
İslami kurum ve kuruluşlar adına okunan basın açıklamasında ise şu ifadelere yer verildi:
“Kendisini ilah ilan eden bir ruh hastasının gözü dönmüş taraftarları, tüm Türkiye’yi ateş topuna çevirdi”
“İslam düşmanı vahşi PKK-HDP çeteleri, Kobani’yi bahane ederek İslam ve Müslümanları hedef alan saldırılarını tüm kamuoyu gibi bizler de endişe ve ibretle müşahede ettik. Kendisini ilah ilan eden bir ruh hastasının gözü dönmüş taraftarları, başta Kürdistan olmak üzere, tüm Türkiye’yi ateş topuna çevirdi.
Bu vahşi çeteler, İslam adına ne varsa imha etmeyi kendilerine hedef seçtiler. Bu saldırılar sadece HÜDA PAR ve camiasına yönelik değil tüm İslami şahsiyetler ve kurumlar hedef seçilmiştir.
“Yasin Börü ve arkadaşları bıçaklandı, kurşunlandı linç edilerek üçüncü kattan aşağı atıldı”
Allah’a İslam’a ve Müslüman halka hizmetten başka hiçbir amaç ve hedefi olmayan insanlar vahşice katledildi. Sakalından, hanımının tesettürlü olmasından, Kürtçe bilmediğinden dolayı insanlar barbarca katledildi. Herkes bayram günü evinde otururken, gezerken; fakir ve mağdur halka kurban eti dağıtan ve henüz on altısında olan Yasin Börü ve arkadaşları bıçaklandı, kurşunlandı linç edilerek üçüncü kattan aşağı atıldı. Bu da yetmedi arabayla üzerinden geçildi. Bu da yetmedi benzin ve molotofla yakıldı. Bu saldırıyı yapanlara ve vicdan ehli insanlar sorarız: Yasin’in, Hasan’ın, Riyad’ın, Turan’ın, Hüseyin’in, Cumali’nin ve diğer mazlumların suçu neydi, böylesine öldürülmeyi hak edecek ne yapmışlardı? İki gün önce Van’da katledilen 70 yaşındaki Mehmet Latif Şener, kurşunlarla öldürülmeyi hak edecek ne yapmıştı?
“Camiler, Kur’an kursları, içindekilerle yakılmaya çalışıldı”
Bu barbarca saldırılarla Camiler, Kur’an kursları, içindekilerle yakılmaya çalışıldı. Moğollar gibi bir milletin geçmiş mirasını ve geleceğini barındıran kütüphaneler yakıldı, yıkıldı. Kâfirlerin bile cesaret edemedikleri Kur’an Mushafları yakıldı. Mütedeyyin insanların işyerleri yakıldı, talan edildi. Bu basit bir tepki veya Demokratik bir hak değil, Kürdistan’da İslami kurum ve şahsiyetlerin imha etmenin provasıydı. İslami kurum ve kuruluşları sindirme ve imha sürecinin startı idi. Verilen kesin talimatlarla tüm Müslümanların katledilmesi gibi korkunç ve vahşi bir karar uygulamaya konuldu.
Bu vahşi katliam ve saldırılar yapılırken maalesef kamuoyu bilinçli bir şekilde manipüle edildi, olaylar iki grup arasındaki çatışma gibi sunulmaya çalışıldı. Hâlbuki gerçekleşen, insanlıktan nasibini almamış barbarların silah, Molotof, taş, satır ve bıçaklarla hedef gözetmeden Müslümanların ev, işyerlerine saldırması idi.
“Zalimlerin kirli ve çirkin yüzü afişe edildi”
Elhamdülillah Müslümanların bütün bu saldıra ve karalamalara karşı izzetlice karşı durması, şehitlerin kanının bereketiyle istedikleri olmadı. Barbarlar emellerine ulaşamadı. Zalimlerin kirli ve çirkin yüzü afişe edildi.
“Katil ve provokatörler bellidir”
Bu saldırıların sorumlusu ve failleri, dış güçlerin maşası olan Selahaddin Demirtaş, PKK ve HDP çeteleridir. Çağrıları, konuşmaları ve talimatları ayan beyan ortadadır. Provokatör, katil, fail aramaya gerek yoktur. Katil ve provokatörler bellidir.
“Bölgeyi PKK/HDP çetelerine teslim eden hükümet de olanlardan pay sahibidir”
Tüm uyarı ve çağrılara rağmen bugünü göremeyen, bölgeyi Çözüm Süreci zarar görmesin diye olanlara göz yuman, bölgeyi PKK-HDP çetelerine teslim eden hükümet de olanlardan pay sahibidir bu vebale ortaktır. Devletin varlık sebebi vatandaşın can, mal güvenliğini sağlamadır. Kendi vatandaşının can ve mal güvenliğini sağlamayan devletin varlığı sorgulanacağı bilinmelidir. Hükümete düşen bu saldırıların sonlandırılmasını sağlayacak güveni tesis etmeli ve bu barbarca saldırıyı yapanları tespit ederek gereken cezalar verilmelidir.
İslami kurum ve kuruluşlar olarak bu PKK-HDP çetelerinin yapmış olduğu katliam ve barbarlığı kınıyor ve lanetliyoruz. Kürt halkının temsilcileri ve sahipleri PKK-HDP çeteleri değil, kürt halkının bağrından olan Müslüman Kürtlerdir. Daha önce olduğu gibi bugün de kimden gelir ve kime yapılırsa yapılsın her türlü zulme karşı duracağımızı belirtir, Müslüman kardeşlerimizin yanında olduğumuzu belirtiriz.” (Erkan Yavuz- Adem Çiçek / İLKHA)