DİYARBAKIR – Diyarbakır İmam-Hatip Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkan Yardımcısı Kasım Akgönül, son zamanlarda kullanımı artan uyuşturucu ve sarhoş edici maddeler ile ilgili İlke Haber Ajansı’na önemli değerlendirmelerde bulundu. İslam dininin nefis emniyetine büyük önem verdiğini belirten Akgönül, uyuşturucu ve içki gibi maddelerin insan nefsine müptela olmuş tehlikelerden olduğunu ifade etti. Akgönül, bu konuda acilen önleyici ve caydırıcı çalışmaların yapılması gerektiğini söyledi.

Ailelere önemli uyarılar
Ailelerin, çocuklarını muhafaza için çok dikkatli davranması gerektiğini belirten Akgönül, “İçki, esrar ve bonzai gibi sarhoş edici maddeler, kişinin nefsine müptela olmuş, nefsi hedef alan bir tehlikedir. Aileler, içinde bulundukları toplumun genel gidişatına bakarak bu tehlikenin farkına varmadılar. Tehlike kapıya dayandığı zaman feryat ve figan ediliyor. Hâlbuki durum çok açık ve çok nettir. Ailenin bu tehlikeyi gördükten sonra çocuğunu uyuşturucu gibi maddelerden koruması gerekiyor. Çocuğun zaruri ihtiyaçlarını karşılamak ne kadar önemliyse, bu tür tehlikelerden korumak da o derece önemlidir. Aile, çocuğun ne yaptığıyla ilgili bütün hususları irdelemelidir.” dedi.

“Uyuşturucu tehlikesiyle ilgili alınan tedbirler eksik”
Akgönül, devlet yetkililerinin de uyuşturucu madde gibi tehlikelerin farkına varması ve toplumu uyuşturucudan uzaklaştıracak çalışmalara başlaması gerektiğini belirtti.

Yetkililerin uyuşturucuyla mücadelede şimdiye kadar aldığı bütün tedbirlerin eksik ve yanlış olduğuna vurgu yapan Akgönül, “Devlet, sosyal devlet olmanın gereği olarak vatandaşları bu tür tehditlerden yeterince koruyamadı. Önemli olan, devletin, uyuşturucu bağımlılarının ortaya attığı bu tehlikelerin farkına varmasıdır. Eğer tehlikenin farkına varılmıyorsa, sorun tedavi edilmez. İmam-Hatip Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği olarak, cezaların caydırıcı olma özelliğine bürünmesini ve uyuşturucu maddelere bulaşanların bu maddelerden alıkonmasını istiyoruz. Bu, çok büyük bir tehdittir. Aksi halde tehlike, çığ gibi büyür.” dedi. (Hamza Adiyaman-İLKHA)