Neymiş? Kobani’ye destek. Bunların ne kadar Kobaniseverler yada Kürtseverler olduğu ortada. Kobani’nin mazlum halkına başka Kürtleri mağdur ederek mi destek vereceksiniz? Hadi ordan sende… Bu kadarına kargalar bile güler.
İslami STK’ların mazlum mülteci Kobani halkına verilmek üzere götürdüğü yardım malzemelerinin dağıtımını engelleyen HDP/DBP’liler, şimdi yardımsever rolünü oynuyarlar.
Evet bayram arafesi demiştik. Malumya herkesin hummalı bir çalışma içinde olduğu günlerdir. İnsanların tüm hızıyla bayrama hazırlık yaptığı günlerdir. Esnafında bir Allah’a birde bayrama baktığı günlerdir. Çünkü esnaf o günleri iple çekiyordu. En azından daha fazla iş yaparım düşüncesiyle…
Ama ne oldu? Kepenk ve kontak kapatma eylemi emir öyle ya!... Emir büyük yerden ya!... Kısacası bu saçma sapan iş hiçbir esnafın ve hiçbir vatandaşın hoşuna gitmedi.
Kepenk kapatma eylemi fiyasko ile sonuçlandı diyebiliriz. Esnaf bu eylemi takmadı. İşyerlerini açtılar. Bağlar’da tehditlere boyun eğerek, işyerlerini açmayanlara karşılık Ofis ve Dağkapı’da işyerlerinin tamamı açıktı. Bir kısım arabalarda çalışıyordu. Belediyeye ait otobüsler hariç.
Bağlar’da işyerini açanlar parti yandaşları tarafından bıçaklarda tehdit ediliyordu. Esnaf tehditlere boyun eğmeyince partinin yandaş basını devreye giriyordu. Açık olan işyerlerini kamera kayıtlarıyla fişliyorlardı.
Sonrada ulusal basına esnaf kepenkleri kapatarak, halk IŞİD’i protesto etti, Kobani’ye destek verdi. Diyorlar. Yalan parayla mı?
Unutmayalım ki tehditle indirilen kepenkler eyleme girmiyor, destek sayılmıyor. Esnaf canına malına zarar gelmesin diye korkudan kapatıyor.
Ama bayramda adeta intikam alırcasına halka kan kusturdular HDP/DBP/PKK’li çeteler. Kobani bahanesiyle sokaklara döküldü Vandallar. Ezidileri ve Kobani’den gelen mültecileri de tehditlerle eyleme götürdüler. Bayram arafesinde indirilmeyen kepenklere karşı adeta final yaptılar.
Öyle ki Doğu ve Güneydoğu illerinin hemen hemen tamamında eylem yaptılar. Eylemlerle kalmadılar. Bazı marketlerin kepenklerini kırarak, içerideki mallarını yağmaladılar. Çaldılar, çırptılar. Araçları ateşe verdiler. Kur’an-ı Kerim bile yakmaktan geri durmayan bu gözü dönmüş vahşiler, “Ne başımıza geldiyse Kur’an yüzünden geldi” diyerek adeta İslam’a olan kinlerini açık açık beyan ettiler. Hür Dava Partisi’ne ve onun bileşenlerine saldırdılar. En çokta mütedeyyin insanları hedef aldılar. Bu olaylarda 40 kişiye yakın insan hayatını kaybetti.
Bunlar bilinen şeylerdir. Basını takip edenlerin haberdar olduğu konulardır. Köşe yazarları ve gazeteciler bu konuları işlemiştir.
Bayramın 3.günü (6 Ekim 2014 tarihinde) başlayan şiddetli olaylarda Köy-Der üyesi 6 kişi hunharca katledildi. Bunların 3’ü önce kurşunlandı. Yetmedi, sonra sığındıkları binanın 3. Katında balkondan aşağı atıldı. Yetmedi, aşağı gelen Vandallar şehit ettikleri bu mübarek aziz insanların üzerinden arabayla geçti. Yetmedi, sonra benzin dökerek, tanınmamaları için yüzlerini ve vucutlarını yaktılar. Yetmedi, birde yerde tekmelediler….
Bu nasıl bir vahşet ALLAH’ım… İnsanlıktan nasibini almamış bu sadist ruhlu çeteler, bu zumlu kendi insanlarına yapıyorlar. Azizler şehit edilirken de hayır işleriyle uğraşıyorlardı. Ellerinde kurban etti vardı. Kurban etti dağıtıyorlardı. Belki de bu vahşeti işleyenlerin yakınlarına götürüyorlardı. Kim bilebilir…
Kobani bahane….
Bunlar Kürt dostu olamazlar, Kürt halkının temsilcisi olamazlar. Bunlar olsa olsa olsa IŞİDseverler olabilirler. Her defasında IŞİD’in yaptığı katliamları, işkenceleri ve tecavüzleri diline dolayanların IŞİD’ten farklarının olmadığını görüyoruz.
Sözde Kürt halkın kurtarıcısı bu haddini aşmış bağiler zamanla amaçlarının İslam’a düşmanlık olduğunu göstermiş oldular. Yani İslam’a Müslümanlara ve İslami STK’lara olan kinlerini kustular. Tahammülsüzlüğünü ortaya koydular.
Burada Hür Dava Partisi’nin duruşunu takdirle karşılamak lazım.
Partiye ve bileşenlerine 300’e yakın saldırı olmasına rağmen, 6 şehid vermesine rağmen tabanına itidal çağrısında bulundu. Parti yetkilileri yaptığı açıklamalarla hiçbir zaman kaosun taraftarı olmayacağını bildirdi. Ancak kendisine saldırı olması durumunda nefsi müdafada bulunabileceklerini belirtiler. Bu da dünyanın her yerinde doğal karşılanan bir durumdur. İntikam peşinde olmadıklarını belirti hür dava erleri.
Başka bir ayrıntı da cenazeler üzerinden siyaset yapmayarak, adeta HDP/DBP/PKK’lilere insanlık dersi verdiler. Kandan beslenmek Hür Dava Partisi’nin işi olamaz tabi ki. Ama diğer taraftan baktığımızda HDP/DBP’liler her cenaze sonrasında adete şov yapıyorlar. Cenazeleri siyaset malzemesi olarak kullanıyorlar. Her cenazeden sonra ortamı gerdiler, olay çıkartılar. Polise taş attılar. Esnafın işyerlerine ve araçlarına zarar verdiler.
Burada bir konuyu da yazmadan edemiyeceğim. Bu olaylar yaşanırken bir tek polis ortada yoktu. Bana göre polisin olmaması da yangını kürükledi. Kuzunun kurda teslim edilmesi gibi bir şeydi. Güvenlik güçleri de suçun ortağıdır. Meydan çetelere kalınca katliamda göstere göstere geldi.
Evet şimdi her şey ortada iken bir taraf sürekli gerginlikten besleniyor, bir taraf sukünete çağırıyor. Bir taraf dindarları hedef alarak, başörtülü-sakallı diye saldırıyor, öldürüyor, bir taraf ise tüm dindarlara sahip çıkarak mazlumları kucaklıyor.
Soruyorum şimdi.
Kürdistan’da bu mazlum halkın gerçek temsilcisi kim olabilir?
Ben tercihimi mazlumları ve mütedeyyin insanları koruyandan yana kullanıyorum. Ya siz? Sanırım sizin tercihiniz de o yönde olacaktır.
Selam hidayete tabi olanlara….
Yekta YILMAZ - doğruhaber