MUŞ - Muş İl Müftülüğü tarafından ‘Cami ve Din Görevlileri Haftası’ münasebetiyle ‘Geç Kalmadan, Genç Kal’ konulu etkinlikte konuşan Muş Valisi Vedat Büyükersoy, 28 Şubat sürecinin gençler üzerindeki yansımalarının, molotof ve taş atan bir gençlik olarak karşılarına çıktığını vurguladı.
“Yakan yıkan bir gençlik bizim gençliğimiz olamaz”
28 Şubat sürecinde, din eğitim ve öğretimine bir takım kısıtlamalar getirildiğini anlatan Vali Büyükersoy, “Onun karşılığını biz bugün molotof atan, taş atan gençlik olarak görmekteyiz. Yakın zamanda Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşanan hadiselere de bu çerçeveden bakmak gerektiğine inanmaktayım. Okul yakan, işyeri yakan, ambulans yakan yıkan bir gençlik bizim gençliğimiz olamaz. Eğer öyle bir gençlik var ise, onların eğitiminde, öğretiminde Allah sevgisinin ve Allah korkusunun kalplerinin yerleştirilmesinde bir problem olduğu görülmektedir.” ifadelerini kullandı.
Bölgede işe ve aşa ihtiyacın zirvede olduğunu söyleyen Vali Büyükersoy, şu zamanda, okulların, resmi binaların, Kur’an kurslarının, imam hatip okullarının yakılmasının, yıkılmasının özellikle Kürt kökenli vatandaşların, işinin ve aşının çalınmasına da sebep olduğunu ifade etti.
“Birlik ve kardeşlikten rahatsız olanlar, şiddete başvuranlardır”
Türkiye’de 2002 yılında olağanüstü halin kalkmasıyla başlayan bir süreç bulunduğunu dile getiren Büyükersoy, “Biz bu sürece demokratik çözüm, milli birlik ve kardeşlik demekteyiz. Bu süreçte hukuk âleminde o kadar çok değişiklik yapıldı ki, bu yapılan değişikliler bizim kardeşlik hukukumuzu geliştiren, bizim eşitliğimiz sağlayan değişikliklerdir. Ama son günlerde yaşanan olaylar şunu göstermektedir ki, bütün bu değişikliklerden rahatsız olan, yine şiddete başvuranlardır. Şiddete başvuranların kardeşlik hukukun geliştirilmesinden, birlikte yaşam kültürünün geliştirilmesinden rahatsız oldukları anlaşılmaktadır. Bu rahatsızlıklarını sağa, sola saldırarak ispat da etmektedirler. Ve insanlarımızın arasındaki kardeşliği zedelemek, kin, nefret ve öfke tohumlara saçmak için gayret sarf etmektedirler.” dedi.
“İyi şeyler yapanlar, kendilerini gizlemez ve saklamaz”
Yaşanan olaylarda güzel bir şey yaptıklarına inanıyorsalar, yüzlerini ve kimliklerini gizlemelerine bir gerek olmadığını ifade eden Büyükersoy, “İyi şeyler yapanlar marifet görmek isterler, marifet görmek isteyen kendisini gizlemez ve saklamaz. Eğer gizleme ve saklama ihtiyacı duyuyorsa, iyi şeyler yapmadığının farkındadır. Biz özellikler imamlarımızın, din görevlilerimizin, gençlerimize iyi şeyler tavsiye etmeleri gerektiğine inanıyoruz. Yani sizler iyi şeyler tavsiye ediyorsunuz. Ve dinimizin emrettiği güzellikleri iyilikleri onlarla paylaşıyorsunuz. Öyle ise, iyiliği öğrenen, güzelliği öğrenen zaten kendini gizlememekte, saklamamaktadır. Ama yakan, yıkan, tahrip eden, Kur’an kursuna saldıran, Kur’an'ı yakan hiç de iyi bir şey yapmamıştır. Dünyanın hiçbir çağdaş ülkesinde kutsal değerlere saldırı olmaz. Şu kutsal değerler kime ait olursa olsun. Maalesef bunu geçtiğimiz günlerde yaşadık. Ne gerekçe olursa olsun, hiçbir gerekçe, insan hayatını ortadan kaldırmaya ve insana hizmet etmeye amade olmuş olan bir takım kurumları, işletmeleri ortadan kaldırmaya sebep olamaz.” ifadelerine yer verdi.
“Okulları yakanlar, çocuklarımızın istikbaline kast ediyor”
Büyükersoy, son olarak, “Özellikle çocuklarımızın eğitimi çok önemlidir. Bölgemizde vatandaşımız fakir, fukara, ailesini geçindirmekten aciz. Çocuklarımızın iyi bir eğitim alması, onların sınıf atlaması ve ekonomik olarak daha müreffeh bir hayata ulaşmaları için tek yol eğitimdir. Maalesef okulları yakanlar ya bunu görmezden gelmekte ya da özellikle çocuklarımızın istikbaline kast etmeyi, onları fakir ve fukara bırakmayı amaçlamaktadırlar.” diyerek sözlerine son verdi. (M. Şirin Çağlayan/Sezer Özer - İLKHA)