BİTLİS- Bitlis Kardeşlik ve Adalet Platformu (BİKAP) adına yazılı olarak yapılan açıklamada, Kobani’de yaşanan gelişmelerin bölgenin bir yangın yerine çevrilmesinin bahanesi kılınamayacağı vurgulandı.

BİKAP’tan yapılan açıklamada: “Son günlerdeki olumsuz gelişmeler yine ülkeyi ve özelde bölgemizi etki altına alarak huzursuz etti. Nitekim yaşanan son olaylar ve beraberinde getirdiği vahşet görüntüleri tam bir savaş havası estirdi. Öyle ki bu olaylar ülkenin çeşitli yerlerinde 35 insanımızın ölümüne, yüzlerce insanımızın yaralanmasına, milyonlarca liralık maddi hasara neden oldu.” Denildi.

“Yapılanlar ile söylenenler birbiriyle çelişiyor”

IŞİD’in yaptığı saldırıları çıkıp eleştirenlerin, kendi halkına daha çok zarar veren vandalizme tepki göstermemesi bir başka tutarsızlık ve çelişkiden başka bir şey olmadığı belirtilen  açıklamada daha sonra,  “Barış ve müzakere sürecini herkes kadar bizler de desteleyip, çok dikkatle takip ettiğimizi belirtmek isteriz. Ancak ne acıdır ki olumlu bulduğumuz süreci sabote etmek, sekteye uğratmak adına yapılanlar birçok kimsenin olduğu gibi bizlerin de gözlerinden kaçmamaktadır.” İfadelerine yer verildi.

“İslam’ın şiarlarına saldırı yapılmıştır”

Açıklama daha sonra şu ifadeler ile devam etti: “ Kobani sebebiyle sürece darbe vuranların, son zamanlardaki eylemleri sınır tanımaz bir  hal almıştır. Bayram arifesinde Van şehir merkezinde sakallı gençlerin IŞİD’li olduğu iddiasıyla linç edilmeye çalışılması ve İslami hassasiyete sahip çevrelerin baskı altına alınması gibi olaylar, vuku bulacak bir ateşin habercisiydi.  Bu nasıl bir gözü dönmüşlüktür ki, Kızılay’ın kan toplama araçlarından belediye otobüslerine, dershanelerden yurtlara, okul ve parti binalarına, Bediüzzaman Külliyesinden  Kur’an Kurslarına kadar her yer saldırıya maruz kalmıştır. İslami kimlikli partiler, dernekler, vakıflar, İslami hassasiyetiyle maruf insanlara ait işyerleri, evler arabalar özellikle hedef seçilmiştir. Yılların el emeği ile tezgâhlarını kuran esnafımızın uğradığı zarar telafi edilemeyecek durumda. Biz İslami sivil toplum kuruluşları olarak  bölgede oluşturulan güvensizlik ortamından hareketle süreci bitirmek isteyenler için bu hadiseler, barış ve huzuru sonlandırmaya dönük hamlelerdir.  Bizler ne olursa olsun barış sürecinden vazgeçilmemesi gerektiğini, Kobani üzerinden tuzağa düşmememiz gerektiğini kamuoyuna deklare ediyoruz.”

“Halk, artık bu huzursuzluk ortamından bıkmıştır”

Bu toprakların yeterince kana doyduğunun vurgulandığı açıklamanın devamında ise: “Diyarbakır halkı da, bölge halkı da, Türkiye halkı da artık çatışmalardan yorulmuş, bıkmış ve usanmış durumdadır. Ve bu halk artık huzur ve sükûnet istemektedir. Kürt halkının ve bölge halklarının barış içerisinde yaşaması ancak farklılıkları tolere etmek ve bir arada yaşama kararlılığı göstermekle mümkün olabilir.” İfadelerine yer verdi.

“Herkes üstüne düşeni yapmalı yoksa bu ateş herkesi yakar"

Açıklamada son olarak, “İslami yapılara; yobaz, gerici, dinci gibi sıfatlarla hakaret etmek, Müslüman Kürt halkı nezdinde İslami kuruluşları yalan ve iftiralarla itibarsızlaştırıp hedef göstermek, sistematik saldırılarla Kürt halkı ve İslami yapılar arasına bir korku bariyeri örmeye çalışmak ancak kutuplaşmayı derinleştirmeye yarar. Çatışma ortamını derinleştirecek her türlü tavırdan sakınmak her kesimin sorumluluğudur. Nitekim, çatışma ortamının derinleşmesi ve bölgede bir kaos ortamının oluşması, herkesi yakacak bir yangının bölgeyi sarmasıyla sonuçlanacaktır.

Hükümetin de çözüm sürecini hayata geçirecek ciddi adımları, cesurca biran önce atmasını, kullandığı sert uslubu değiştirmesini, ayrıca, HDP/DBP kesimi başta olmak üzere bütün Kürt halkını, yaşananlar karşısında bir kez daha akl-ı selimle düşünmeye, sükûnet içinde davranmaya ve sağduyuyla hareket etmeye davet ediyoruz.” İfadelerine yer verildi. (Şükrü Tontaş-İLKHA)