Yeni Akit`in geç de olsa gündemine aldığı haberi sizlerle paylaşıyoruz:

"Vindansız PKK

Kobani bahanesi ile ülkeyi savaş alanına çeviren PKK`lı provokatörlerin, G.Doğu`da Müslüman kimliğe sahip 3 vatandaşı önce yüksek bir binadan atıp ardından arabayla ezdikleri, bununla da yetinmeyen alçakların, cesetleri benzin döküp yaktıkları ortaya çıktı.

HÜDA-PAR mensubu Hüseyin Dakak, Hasan Gökgöz ve Riyat Güneş, kurban eti dağıtmak için çıktılar ancak PKK`lı canilerce, akıl almaz işkencelerle katledildiler. Kobani`yi bahane edip sokağa dökülen provokatörlerin, Müslümanları hedef alması "Asıl hedef İslâm" yorumlarına yol açtı. Acılı aileler, insanlık dışı yöntemlerle katledilen şehitlerini gözyaşı ve dualar eşliğinde toprağa verdi.

Kobani bahanesiyle sokakları savaş alanına çeviren PKK`lı Vandalların, mensuplarını hunhara katlettiği HÜDA-PAR`ın Genel Sekreteri ve Sözcüsü Mehmet Yavuz, asıl hedefin kendi şahıslarında İslam ve İslam`ın şiarları olduğunu söyledi.

Akit`e konuşan Yavuz, mensuplarına yapılan saldırıların yeterince gündeme getirilmediğine dikkat çekerek, "Bunun karşısında Müslüman camiaların göstermiş olduğu tepkinin yetersiz kalması bizim bir kusurumuz, bizim bir ayıbımızdır. Kendisini Müslüman olarak tanımlayan herkes bu saldırılan doğru şekilde okumalı ve bunları halka anlatmalı, hakikati ortaya koymalıdır" dedi.

CESETLERE BİLE İŞKENCE YAPMIŞLAR

PKK yandaşlarının saldırıları sonucu 6`sı HÜDA-PAR`a yakın olmak üzere toplam 11 mütedeyyin insanın öldürüldüğünü belirten Yavuz, "5 kişinin bizim partimize bir üyelikleri yok Sadece dindar oldukları, sakallarından dolayı katledildiler. Yanındaki eşi örtülü olduğu için katledilen bile var. Zaten 2 kişi Suriyeli" bilgisini verdi.

İlk şehit olan üyeleri Turan Yavaşın Köy Der isimli dernekte mazlum Kürt halkına dağıtılmak üzere kurban etlerini poşetlerken uzun namlulu silahla vurulduğunu anlatan HÜDA-PAR Genel Sekreteri Yavuz, Hüseyin Dakak, Hasan Gökgöz ve Riyat Güneş`in ise kurban etlerini vatandaşlara dağıtırken katledildiğini dile getirerek, "Bu 3 kardeşimizi ellerindeki poşetlerle yakalıyorlar. En acımasızca işkenceyi bunlara yapıyorlar. Bu kardeşlerimizi yüksekçe bir binanın üzerine çıkararak önce oradan atıyorlar. Hınçlarını ve kinlerini alamayınca arabayla bunların üzerinden, cesetlerin üzerinden geçiyorlar. Kafalarını, beyinlerini eziyorlar. Ardından da yakıyorlar. Bize göre bu kin bu topraklara ait bir kin değildir. Çünkü bu topraklar yüzyıllar boyunca hoşgörü, sevgi, düşmanlıkta bile bir hukukun, adaletin gözetildiği topraklardır. O yüzden Türkiye’de yaşayan bütün Müslümanların bu hususu göz önünde bulundurması lazım. Ellerinde silah olmayan ellerindeki yardım poşetleriyle bu halka yardım götürmeye çalışan 3 kardeşimize böyle bir muamelede bulundular" ifadelerini kullandı.

Hükümetin, halkı Vandalların saldırılarından korumak için gerekli önlemleri alması gerektiğinin altını çizen Mehmet Yavuz, "Devlet ve hükümet, halkını korumakla görevlidir. Halkını korusun. Güvenlik güçleri şu ana kadar bu saldırgan çetelere karşı halkı korumakta yetersiz kaldılar. İster istemez halk ve partimiz de dahil olmak üzere bu tür saldırılar karşısında devlet eğer koruyamazsa, bu saldırganlıkların önüne geçemezse elbette meşru müdafaamızı yapacağız ve yapmaya da devam edeceğiz" şeklinde konuştu.

"AZMETTİRİCİ ONLAR"

"HDP`li yöneticilerine de kendilerinin yapmış oldukları bu provokasyonlara biran önce son vermeleri çağrısında bulunuyoruz" diyen Yavuz, şöyle devam etti: "HDP`li yöneticiler, `ortada bir provokasyon var` diyorlar. Evet ortada bir provokasyonun olduğu açıktır. Ama bu kalabalıkları toplayanlar, hedefsiz, amaçsız sağa sola saldıran, serseri mayın gibi etrafta dolaşan bu kalabalıklara zemin oluşturan çağrıyı kim yapmışsa provokatör odur. Bu Abdullah öçalarîdan tutun, KCK yetkilileri ve Demirtaş başta olmak üzere HDP yöneticileridir.

Halkı sokağa dökenler ve provokasyonlara zemin hazırlayanlar bunlar olduğu için bunların mevcut durumdan şikayet etme hakları da yoktur. Bu işin sorumlularıdır. HÜDA-PAR yöneticileri olarak, HDP yöneticilerini bu işin birinci dereceden azmettiricileri ve sorumluları olarak görüyoruz.." (Hürseda Haber)