İşte Böğürcü`nün açıklamaları:
Baştan başlayalım... İlk işaret fişeği neydi? Nasıl harekete geçtiniz?
- Kriz merkezimiz var burada. Oradan izledik ve devamlı her şeyi oradan yönettik. Jandarmadan, kolordudan, MİT`ten yetenekli arkadaşlar geldiler, hep birlikte bir çalışma yaptık. Gerek sosyal medyadan gerek diğer kaynaklardan gelen bilgileri değerlendirerek sahadaki arkadaşlara anında enformasyon verdik. Birlik beraberlik içinde çalıştık.
`Uzlaşmacı polislik yapıyoruz`
Sahada kaç kişi vardı?
- 5 bin 500 kişi, bir de dışarıdan kuvvet geldi, 9 bin kişiyle görev yaptık.
Gelirken sokaklarda tanklar gördük, asker de indi şehre. Ne yaptı asker?
- Askerler tedbir olarak geldi.
Askerin sokağa inmesi provokatif değil mi?
- Hayır, devlet her zaman devlettir. Yasaları var, bunlar tartışılmaz. Burada toplumsal olayların yüzde 90`ına müdahale etmiyoruz. Demokratik polislik ya da uzlaşmacı polislik yapıyoruz. Kırmızı çizgilerimiz cana ve mala zarar verme. O zaman müdahale etmek zorundayız. Mesela cenazeler oluyor, kimin olursa olsun saygımız var ama kamu binaları yakılıp yıkılırsa elimiz armut toplamaz. (Bu, eski devlet anlayışının değiştiğini gösteren çok önemli bir not. Eskiden PKK cenazelerinin nasıl engellendiğine bir atıf.)
İlk taşı kim attı?
- Sur bölgesi var. Oradaki PTT bankası yağmalandı. Arkadaşlarımızı oraya çekmek istedi örgüt. Burası araçların girmediği, kırsaldan gelen örgüt mensuplarının konuşlandığı bir yer.
Siz diyalog için bir şey yaptınız mı?
- Tabii, Hatip Dicle ve diğer bazı arkadaşlarla sokağın tansiyonunu düşürmek için görüştük. Hüda-Par`la da görüştük.
Olaylar neden bir anda patladı? Birileri düğmeye mi bastı yoksa bu yavaş yavaş zaten geliyor muydu?
- O potansiyel hep var. Varoşlardan gelen, kontrol edilemeyen bir gençlik var.
Diyarbakır`da giremediğiniz yer var mı?
- Hayır, hiçbir zaman olmadı. Ha ama bir yere 3 kişiyle diğer yere zırhlı araçla girersin...
Hangi bölgelere zırhlı araçla giriliyor?
- Mesela Bağlar ve Sur`un bazı mahalleleri.
Hizbullah ne kadar güçlü?
- Belki birileri algı yaratmak istiyor bilmiyorum. Burada neye Hizbullah diyeceğiz ona bakmak lazım.
Sizin için sosyal medyada kaçtı gitti diye iddialar ortaya atıldı. Nereden çıktı bu iddialar?
- Bu konuda yorum yapmayayım. Aksaray Emniyet Müdürlüğü`nden geldim, hep bu tür mücadelelerin içinde oldum. Biz iyi biliriz. (Kendisi söylemedi ama ben başka kaynaklardan araştırdım, özellikle Emniyet`in içinden paralel yapı mensubu kişilerin bu iddiaların kaynağı olduğu fikri hakim.)
`Hizbullah aracı diye ihbar edildi`
Yeniden çatışmalara dönelim. Polis tazyikli su ve gaz kullandı çatışmaları ayırmak için...
- Tabii kullandı, mecburdu. Ama bakın mesela dün (perşembe) akşamı üniversiteye giden yolu direkleri yıkarak kapattılar. Gece biz burayı açabilirdik ama açmadık. Çünkü bizi pusuya çekmek istiyorlar. Polisi öldürelim, bizi de polis öldürsün istiyorlar. Çatışmayı körüklemek için kendi kullandığı aracı Hizbullah aracı diye ihbar ediyor. Dün akşam çatışmayla aldığımız araç daha evvelden bu şekilde Hizbullah diye ihbarı yapılan araç çıktı.
O zaman belki de eskiden olduğu gibi devletin içindeki karanlık güçler tarafları birbirine düşürmeye çalışıyor?
- Niye devlete bağlıyorsunuz? Örgüte bağlayın.
Bingöl`ü de mi PKK yaptı?
- Tabii ki PKK. Öcalan`a rağmen örgüt içinde hareket edenler olabilir. Örgüt kendini sorgulasın.