RİZE - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rize Valiliği önündeki toplu açılış töreninde halka hitap etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

“Daha da fazlası yapılacak. Sokaktaki bu teröristler ile onları sokağa itekleyen, onların arkasına saklanan siyasetçi kılığındaki korkaklardan da bu tahriklerin hesabı sorulacaktır, bunu bilmenizi istiyorum. Bir taraftan ‘Sokağa dökülün’ diyeceksin, öbür taraftan ‘Biz özgürlük, barış, demokratik hakları kullanın’ dedik, ‘Şiddete başvurun demedik’ diyeceksin. Bu nasıl bir siyasi sorumluluktur? Böyle bir şey olabilir mi? Siz neden rahatsız oldunuz? Mutluluk, huzur, refah bu mu sizi rahatsız etti?

Düne kadar Güneydoğu, Doğu Anadolu’nun yaşam koşulları ortadaydı. 12 yıldır bu ülkede ayrım yapmaksızın 780 bin kilometrekareyi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarma mücadelemiz ortada dururken ben buradan sesleniyorum; ey benim Güneydoğulu, Doğulu Kürt kardeşlerim, eğer bugün bölgeye yatırımcı gelmiyorsa. Sizin adınıza konuşanlar yüzünden yatırımcı gelmiyor. Ne olacak? Adam gelip Güneydoğu’da yatırım yapıp da ondan sonra fabrikasının yanmasını mı bekleyecek? Devletin bankalarını yakacaksın, yıkacaksın, bankamatiklerin hepsini yakacak, yıkacaksın sonra utanmadan, sıkılmadan ‘Burada banka niye yok mu?’ diyeceksin. Okulları, hastaneleri, huzurevlerini yakıyorsunuz, çocukların kaldığı pansiyonları yakıyorsunuz… Siz nasıl bir siyasetçisiniz, siz nasıl bir insansınız? Neymiş, `Kobani`. Kobani ile Van’ın, Erciş’in ne alakası var? Kobani ile Muş’un, Hakkari’nin ne alakası var? Kobani ile İstanbul’un, Ankara’nın, Diyarbakır’ın ne alakası var. Dert başka. Ağrı’nın, Patnos’un ne alakası var? Patnos’ta belediye binasını yaktılar. Belediye binası senin neyini rahatsız etti? Bindiğiniz otobüsleri yakıyorsunuz, Kürt vatandaşımın araçlarını yakıyorsunuz. Ey benim Kürt kardeşim hala bu adamlara dersini vermeyecek misiniz? Verseniz de vermeseniz de biz devlet olarak bu vatan topraklarını asla bu teröristlere yar etmeyiz, bunu bilmenizi istiyorum. Gereken neyse onu yaparız, asla bundan taviz vermeyiz bedeli ne olursa olsun yaparız.”

Son günlerde eylemlerin Suriye’nin Ayn El-Arab, diğer ismiyle Kobani’de yaşanan olaylarla alakası olmadığına dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:

“Kobani’de terör saldırı var diyerek Türkiye içinde terör estirenlerin bu nankörlüğü hiç kimseye yutturamazlar. Dikkatleri bir noktaya çekmek istiyorum; son günlerde yaşanan olayların arkasında kimlerin olduğuna lütfen dikkat edin. Bu olayların arkasında sadece PKK yok, sadece bölücü terör örgütü PKK’nın gölgesinde siyaset yapan parti yok. Bu olayların arkasında Türkiye’de her türlü kaosun içinde yer alan çevreler var. Bu olayların arkasında Suriye’nin eli kanlı zalim Esed rejimi de var, bunlara yol arkadaşlığı yapıyorlar. Bu olayların arkasında Esed rejimiyle kol kola olan el ele olan Türkiye’deki malum siyasi parti de var.

Günlerdir terör örgütüyle aynı çizgide yayın yapan, terör örgütüne methiyeler düzen sorumsuz bazı medya kuruluşları, sorumsuz bazı kalemler de bunun içinde. Bu olayların arkasında o malum uluslararası medya kuruluşları var. Bu olayların arkasında, Türkiye aleyhine her türlü ihanet fırsatını değerlendirmeye çalışan o Penslivanya da var. Dikkat edin hepsi aynı anda ve aynı dille, aynı üslupla saldırıya geçti. Ne dediler? ‘Türkiye IŞİD’e yardım ediyor’ dediler. Türkiye Cumhuriyeti gerek başbakan olduğum dönemde gerekse şu andaki başbakan ve hükümetimiz bugüne kadar hiçbir terör örgütüne en ufak bir destek asla vermemiştir. Bu tür iftirayı yapanlar, hükümetimize, devletimize bu tür iftirayı yapanlar çok açık ve sert konuşuyorum, alçaktır, bunlar vatan hainidir. Kim bu ifadeleri kullanıyorsa hukukta bir kaide var, `İddia sahibi iddiasını ispatla mükelleftir`. Kim hangi iddiayı ortaya atıyorsa bu iddiasını ispatla mükelleftir. İspat edemiyorsa alçaktır, haindir. Bu sıradan bir olay değil. Türkiye Cumhuriyeti devletine batının bazı ülkelerinin yakıştırmasıyla konuşmak ihanettir. Bunu ispat etmeleri gerekir. Biliyorsunuz bunları Gezi olaylarında da yapmışlardı, 17 – 25 Aralık darbe girişiminde de yapmışlardı. 30 Mart seçimlerinde, 10 Ağustos seçimlerinde bu kirli ittifak millete karşı saf tutmuştu. Türkiye aleyhine, Türkiye’deki istikrar ve güven aleyhine nerede bir hareket, eylem varsa bu çevreler kenetlenmiş, bu şekilde bize karşı saldırıya geçmişlerdi, ama millet buna prim vermedi, millet bunları derdest etti.”

"Siyasi partilere sağduyu çağrısı"

Siyasetin limanının ahlak olduğunu, siyasetin ahlakla, dürüstlükle, ilkelerle yapılacağını vurgulayan Erdoğan, "Şu anda anamuhalefet partisinin başındaki zat kalkıp da bu konuda kendi yardımcısı Twitter`dan günlerdir terör örgütüne destek verirse, sokak çatışmalarına çağrı yaparsa ve bunu kalkıp da kendi Genel Başkanı tarafından gerekli uyarıya tabii tutulmazsa millet bu hesabı sorar" ifadelerini kullandı.

"Türk bayrağı, Atatürk büstleri yıkılıyor, bakıyorsunuz, o malum partiyle beraber iş tutuyorlar" değerlendirmesinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bunlar Gezi`nin arkasında da durdular, başarılı olamadılar. 17, 25 Aralık ahlaksız darbe girişiminin arkasında da beraber durdular, yine başarılı olamadılar. Paralel yapıya, Pensilvanya`ya sahip çıktılar, orada da başarılı olamadılar. Şimdi de maalesef şiddet eylemlerinin, Vandallığın, yağmacılığın, terör örgütlerinin arkasında duruyorlar, yine başarılı olamayacaklar.

Buradan, Rize`den bütün siyasi partilerimize, sağduyu çağrısı, ilkeli, ahlaklı olma ve meşruiyet sınırları içinde kalma çağrısı yapıyorum. Türkiye bu olayları aşar ve aşıyor ama geride bu olaylara destek verenlerin ahlaksızlığı kalır ve bu da unutulmaz."

Dün bazı uluslararası gazete ve dergilerin, adeta düğmeye basılmışcasına "Türkiye`de çözüm süreci bitiyor" diye ortak bir ağızla yayın yaptıklarına işaret eden Erdoğan, "İçeride de bazı medya kuruluşları, bazı kalemler çözüm süreci bitiyor zannıyla adeta avuçlarını ovuşturuyorlar. Biz çözüm sürecini teröre, terör örgütlerine, onların kanlı tuzaklarına kurban etmeyiz. Çözüm süreci, kardeşlik sürecidir ve inşallah Türkiye 77 milyonun kardeşliğini en güçlü şekilde tesis edecektir" diye konuştu.

"Bu gençleri lütfen sokaklardan toplayın"

Bu son olaylardan en fazla doğudaki, güneydoğudaki Kürtlerin rahatsız olduğunu dile getiren Erdoğan, "Doğu ve güneydoğuda huzur sağlanmıştı, güvenlik tesis edilmişti, evlere, sokaklara, sofralara huzur gelmişti ama bazı şımarıklar çıktılar en başta benim doğu ve güneydoğudaki Kürt kardeşlerime, dikkat edin, 33 tane kardeşimiz öldü değil mi, bunların neredeyse tamamına yakını Kürt. Aynı düşüncede olmayabilirsiniz ama öldürdünüz. Öldüren Kürt, ölen Kürt. Bunun mantığı olabilir mi, bunun izahı olabilir mi? Neye benziyor? Aynen Suriye`de, Irak`ta `Allahüekber` diyerek öldürenle `Allahüekber` diyerek ölenlerin durumuna benziyor" değerlendirmesinde bulundu.

"Terör terördür. Bunun iyisi olmaz, hepsi kötüdür" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Kürt kardeşlerime zarar verdiler, onların evlatlarının canına kıydılar, onların dükkanları yağmalandı, onlara hizmet veren okullar, otobüsler, ambulanslar, Kızılayın kan bağış araçları, belediye araçları ve binaları yakıldı. İşte onun için Kürt kardeşlerime, anne babalara diyorum ki huzuru bozan, karanlık ellerde oyuncak olan, kanları üzerine kirli hesaplar yapılan çocuklarınıza lütfen sahip çıkın. Eğer Kürt bir ailenin çocuğu elinde molotofla sokaklarda bu tür, her yeri yakıyor yıkıyorsa kusura bakmayın anne babalar da bundan sorumludur. Onlar da evlatlarına sahip çıkacaklar. Ey anneler, ey babalar bu çocukları, bu gençleri lütfen sokaklardan toplayın. Yarın siz de `Benim oğlum, benim çocuğum dağda` diyemezsiniz, bununla da karşı karşıya kalabilirsiniz. Bu terör örgütü de bu siyasi parti de sizin çocuklarınızın kanı ve canı üzerinden hesaplar yapıyor. Sizin gencecik evlatlarınızı, sizin çocuklarınızı kullanarak uluslararası karanlık çetelere maşalık yapıyorlar. Çocuklarınızı kullandırtmayın, gençleri kullandırtmayın. Hem kendiniz acı yaşamayın hem de Türkiye`nin acı yaşamasına müsaade etmeyin."

AA