DİYARBAKIR - HDP yönetimi tarafından, iki gün önce (6 Ekim 2014), bayramın üçüncü günü, Kobani’ye destek gerekçesiyle, Pkk/Hdp’li çetelerin sokağa çıkmasını talep etmelerinin demokratik gösteriler için verilmiş karar olmadığının artık anlaşıldığını belirten Gazeteci Yazar İbrahim Güçlü, Hdp’nin yandaşlarını sokağa çağırarak açıkça talan ve yağma emri verdiğini belirtti.
Güçlü, “ İki günlük olaylar ve gelişmeler de, HDP kararının demokratik protesto ve dayanışma kararı olmadığını, talan ve yağma kararı, insanların öldürülmesini teşvik etme, iç çatışmayı körükleyici karar olduğunu ortaya koydu. Sokağa çıkan Pkk/Hdp taraftarları, demokratik gösterilerin ötesinde, yolları kapattılar. İnsanların günlük yaşamını felç ettiler. Etrafa korku saldılar. Otobüsleri, dükkânları, bankaları, otelleri yaktılar. Bir çok yeri talan edip soydular.” ifadeleriyle Hdp’nin çağrısının sebep olduğu olaylara değindi.
Bu olaylarda özellikle Hdp’ye oy vermeyenlerinde cezalandırıldığına dikkat çeken Güçlü, çetelerin, Pkk`ya oy vermeyenlere yöneldiklerini, Pkk`lı olmayan derneklere, HÜDA-PAR taraftarı derneklere saldırıldığına da dikkat çekti.
Güçlü, “İnsanların ölümüne yol açtılar. Bu olaylarla 19 insanımızın ölümüne neden oldular. On yıllar sonra yeniden yarı-sıkıyönetim ilanına sebep oldular. Şiddeti ve terörü teşvik eden bir karar aldılar. HDP ve yöneticileri bu olanların hesabını nasıl verecekler?” tepkisini ortaya koydu.
HDP, Kürdistan’ın insansızlaştırılması kararı verdi…
Hdp’yi sömürgeci devletlerin isteklerini yerine getirmekle suçlayan ve bu durumun karar verilmiş stratejik amaçlardan biri olduğunu söyleyen Güçlü, bu olayların temelinde Kürdistan’ı insansızlaştırma hedefinin olduğunu söyledi.
Güçlü, “Bu da Kürtlerin katledilmesi, toplu sürgünlere gönderilmesi, insanların korkarak Kürdistan’ı terk etmesiyle olanaklı olabilir ve gerçeğe dönüşür. Türk Devleti, 1919 yılından itibaren de bu stratejik siyaseti, çok başarılı bir şekilde sürdürdü. Son 30 yılda, 10 milyona yakın Kürdün Kürdistan’ın kuzeyini terk ederek, Türk bölgelerine göç etmesi de bu stratejik siyasetin bir ürünüdür. Bu siyaset, Türk Devletinin ilgili stratejik kurumları ve PKK tarafından gerçekleştirildi.
HDP’nin aldığı karar sonucu, Kürdistan’da olup-bitenler, yağma ve talan, Kürdistanlıların göçünü sağlayacak bir enstrümandır.
HDP, aldığı kararla, Kürdistan’ı insansızlaştırılmasına yol açacak tehlikeli yollar döşemiştir. Kürdistanlılar iki günden bu yana nasıl PKK cehenneminden kurtulacaklarını düşünmekteler. Bunun için de göç, ellerindeki en büyük silahtır.” tespitinde bulundu.
HDP, Kürt sermayedarlarının Kürdistan’ı terketmesi kararı verdi…
HDP’nin aldığı bu karar ile bölgede yatırım yapan insanlarında doğrudan hedef alındığını belirten Güçlü, bu durumun ise ancak sermayedarları korkutarak ve yatırımları engelleyerek yapılacağını söyledi.
Güçlü, “ Kürdistan’da aynı zamanda ekonomik talan ve yağma oldu. Dükkânlar yakıldı. Esnafa doğrudan saldırı yapıldı. Kürdistan’da sermayenin kaçışı, Kürt uluslaşmasına, Kürtlerin yordamınca kendi kaderini kendi iradesiyle tayin etmesine büyük bir engel olduğu da bilinmektedir. Pkk/Hdp bir devlet projesi olarak, Kürtlerin demokratik tarzda kendi kaderini kendi iradesiyle tayin etmesini engellemek istediği de bir gerçek.” ifadelerini kullandı.
Demirtaş’ın açıklamasından anlaşılan o…
Bütün yaşananları görmeyen Selahattin Demirtaş’ın, Atatürk büstünün kırılmasından ve Türk Bayrağının yakılmasından dolayı üzüntüsünü belirtmesini Demirtaş ve örgütünün hesabını veremeyeceği bir durum olarak değerlendiren Güçlü, “Ama Kürdistan’daki 19 insanın ölümünden, dükkânların talan edilmesinden, iç çatışmanın yaratılmasından üzüntü duyduğunu belirtmeyi gerekli görmedi. Demirtaş’ın açıklamasından anlaşılan o ki, Atatürk büstünün kırılması ve Türk Bayrağının yakılması dışındaki tüm eylemleri tasvip ettiği de açığa çıkıyor.” dedi.
Kemalist devletin en önemli projesi: Pkk
Güçlü son olarak yaşanan olayları, derin bir stratejinin hayata geçirilmesi olduğu belirterek, Kemalist devletin bu stratejisini uygulamak için en önemli aracı ve projesi olan PKK’yi harekete geçirdiğinin altını çizdi. (İLKHA)