Feyzullah Zerey / doğruhaber

Allah’ın evi olarak bilinen ve insana huzur veren camiler, Müslümanların ikinci adresi konumundadır. İslam mimarisinde cami şehrin merkezinde bulunur ve bütün yollar camiye çıkar. Adeta toplumun kalbi durumunda olan camiler insanlara hayat verir. Hem dünyanın hem ahiretin gerçek hayatı camiler vasıtasıyla kazanılır.

Ashabı kiramın en güzel yönlerinden biri de camilere olan bağlılıklarıydı. Ne alışveriş ne de başka bir şey onları camilerden alıkoymazdı. Ezan okunur okunmaz işlerini, alışverişlerini bırakıp camiye koşarlardı.

Camilerin tarih boyunca bazı fonksiyonları olmuştur. Bu mekanlarda Müslümanlar bir araya gelerek kardeşlik, sevgi ve dayanışma duygularını pekiştirirler. Üstünlüğün takva olduğu fakir, zengin, köylü, şehirli gibi statülerin eridiği yerlerdir.

Camiler hakkında Peygamber Efendimiz (sav) çok teşvikkar olmuş ve şöyle buyurmuştur;

“Kişinin cemaatle birlikte kıldığı bir namaz, evinde ve ticaret yerinde kıldığı namazından yirmi küsur kat daha fazladır. Çünkü onlardan herhangi bir kimse güzel bir şekilde abdest alıp sonra da namaz kılmaktan başka bir arzusu bulunmayıp yalnız namaz kılmak arzusu ile mescide gidecek olursa attığı her bir adım sebebiyle mutlaka onun bir derecesi yükseltilir ve mutlaka onun bir günahı silinir; ta ki mescide girinceye kadar. Mescide girdikten sonra onun orada kalmasına sebep namaz olduğu sürece namazda sayılır. Sizden herhangi biriniz namaz için yerinde kaldığı sürece namazda sayılır. Sizden herhangi biriniz namaz için yerinde kaldığı sürece melekler de sizden o kimseye dua eder dururlar ve “Allah’ım, ona rahmet eyle. Allah’ım, ona mağfiret eyle. Allah’ım onun tevbesini kabul buyur” derler. Orada başkasını rahatsız etmediği ve abdestini bozmadığı sürece (bu böyle sürer gider).” (Buharî, Müslim, Ebu Davud, İbn-i Mace)

Camilere giden Müslümanlara sanki Yüce Allah’ın ziyafet sofrasına gitmiş gibidirler. O’nun evinin misafiri olurlar. Hele zor şartlarda yılmadan camilere gidenler O’nun tarafından tam bir nur ile müjdelenirler.

 “Her kim sabah veya akşam mescide gidecek olursa, Allah ona sabah veya akşam gittiği her vakit için bir ikram ve ziyafet hazırlar.” (Buhari, Müslim)

 “Karanlıklarda mescidlere yürüyüp gidenleri kıyamet gününde tam nur ile müjdele!” (Ebu Davud, Tirmizi, İbn Mace)

Peygamber Efendimiz (sav)’in cami ve cemaatle namaz kılma konusundaki hassasiyetinin en güzel örneği şu hadisi şeriftir:

“Canım elinde olana yemin ederim, düşündüm ki emredeyim de odun toplansın, sonra emredeyim de namaz için ezan okunsun, sonra bir adama emredeyim de insanlara imamlık yapsın, sonra namaza gelmeyen adamlara gideyim ve evlerini başlarına yakayım.” (Buhari, Muvatta)