İSTANBUL - Siyer Araştırmaları Merkezi tarafından ‘Zilhicce Geceleri’ kapsamında on gün boyunca, birbirinden değerli ilim adamları ile bu günlerin değer, kıymet, fazilet ve ihyasına yönelik çalışmalar yapılıyor.
Programın yedinci akşamının konuğu İlahiyatçı Yazar Mehmet Göktaş Hoca oldu. Hz. İbrahim’i anlatan Göktaş, O’nun devrinin putperestlerine ve zulüm merkezlerine karşı başkaldırısından kesitler anlattı.
‘Din, rahatsız olmakla başlar’ diyerek söze başlayan Göktaş, “Dinin temelinde rahatsızlık var. Peygamber Efendimizin Hira mağarasına çıkışı çok iyi irdelenmelidir. Bazılarının dediği gibi canı sıkılmış da oraya gitmiş değildir. Peygamberimizi Hira’ya çıkaran şey rahatsızlıktı. O birilerinin görmediğini görüyor ve hissediyordu. İçinde olduğu ve gördüğü manzaralardan rahatsız oluyordu. Gördüğü şeyler onu yerinde durdurtmuyor mağaraya çıkmaya sevk ediyordu. Allah’ın Peygamber olarak seçtiği kişiler rahatsız olacaktı. Yerlerinde duramayacak yaşadıkları ve gördüklerinden dolayı orayı terk edeceklerdi. Allah, Peygamberleri yaşadıkları rahatsızlıklardan dolayı onları peygamber yapmıştı. Peygamberler gördükleri kötülüklere karşı rahatsız olan insanlardan seçilmişti. Hz. İbrahim de yaşadığı ortamdan rahatsızdı. Yerinde duramıyordu. Niye? Çünkü şahit olduğu manzara onu rahatsız ediyordu. Bizler de Peygamberlerin yaptığı gibi gördüğümüz kötü manzaralar karşısında rahatsız olmalıyız. Rahatsız olmazsak tevhid adına da hiçbir şey yapamayız” şeklinde konuştu.
"Peygamberler sorunun kaynağına gönderilmiştir"
Tevhid ile ilgili de konuşan Göktaş, “Tevhidin ne olduğunu değil de ne olmadığı üzerinde biraz düşünüp tefekkür etmemiz gerekir. Allah bütün Peygamberlerini şehirlerin merkezlerine gönderdi. Yani sorunun kaynağına göndermiştir. Siyasetinin, ticaretinin ve askeriyesinin bulunduğu merkeze göndermişti. Allah hiç bir peygamberini gariban halkla didişsin uğraşsın diye göndermemiştir. Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmuştur; ‘Senin Rabbin hiçbir zaman bir memleketin meydanına, ana merkezine Resulünü gönderip orada hakkı haykırtmadıkça orayı helak etmez.’ Kur’an-ı Kerim’de buna benzer birçok ayet ile karşılaşıyoruz. Günümüzde tevhid adına birçok insanımızı üzdük biz. Mahallemizde, okulumuzda, camilerimizde ve daha birçok yerde tevhid adına insanlarımızı üzdük. Hamanlar, Karunlar, Firavunlar ve diktatörler dururken bizler gariban halkımızın üzerine vardık. Kur’an-ı Kerim’in ölçüsünde de Hz. İbrahim’in ölçüsünde de bunu görmemiz gerekir” dedi.
Hz. İbrahim’in cesaretine de değinen Göktaş, “Hz. İbrahim dönemin kralına baş kaldırmış, devletin puthanesini yerle bir etmiş, devletin bütün kurumlarını ret etmiş ve bu nedenle de ölüme mahkûm edilmiş ve yakılmak istenmiş. İşte tevhid budur, rahatsızlık budur. Yaşadıkları olaylardan ve gördükleri kötü görüntülerden dolayı bütün Peygamberler rahatsız olmuşlardır” ifadelerini kullandı. (İLKHA)