MARDİN – Mardin’in Nusaybin ilçesinde öğretmenlik yapan Mesut Çetin, eşinin bir rahatsızlığı için geldiği Özel Mardin Park Hastanesi’nde darp edildi. Olayı duyan İlke Haber Ajansı (İLKHA) Mardin Muhabiri Mehmet Salih Keskin,  haber için gittiği hastane önünde Mardin Park Hastanesi yönetimi ve çalışanlarının saldırısına uğradı.

Linç edilmekten son anda kurtarıldı

Önce tehdit edilerek görüntü alınması engellenen gazeteci, daha sonra hastane müdürü başta olmak üzere 10 kişi tarafından tekme-tokat kullanılarak darp edildi. Linç edilmek istenilen gazeteciyi polislerin araya girmesiyle saldırganların elinden alınarak polis aracına bindirildi. Mardin Devlet Hastanesine götürülen gazeteci, darp raporu alarak söz konusu hastaneden şikâyetçi oldu.

Soruşturma başlatıldı

Hastanede yapılan muayenenin ardından darp raporu alan gazeteci polis karakolunda ifadesi alındı. İfade işlemlerinin ardından Özel Mardin Park Hastanesi Yönetimi hakkında soruşturma başlatıldı.

Meslektaşları yalnız bırakmadı

Bu arada İLKHA muhabirinin darp edildiğini duyan meslektaşları, ifade işlemlerinin alındığı Yenişehir Polis Karakolu’nun önünde toplanarak geçmiş olsun dileklerini ilettiler. Mardin’deki gazeteci dernekleri başkanları ise saldırıyı düzenleyecekleri kitlesel basın açıklamasıyla kınayacaklarını açıkladılar.

Mardin Valisi Taşkesen olayı kınadı

Darp edilen İlke Haber Ajansı (İLKHA) Muhabiri Mehmet Salih Keskin’i telefonla arayan Mardin Valisi Mustafa Taşkesen, hoşgörü şehri olan Mardin’de bu tür fiili saldırıların yaşanmasının üzücü olduğunu dile getirerek saldırıyı kınadı ve gazeteci Keskin’e geçmiş olsun dileklerini iletti.

“Çektiğin görüntülerin hesabını vereceksin!”

Yaşadığı olayı anlatan İlke Haber Ajansı (İLKHA) Muhabiri Mehmet Salih Keskin, “Dün saat: 17. 20 civarında Nusaybin’den Mardin Park Hastanesi’ne gelen Mesut Çetin adlı öğretmenin hem mağdur edildiği, hem de hastane güvenliği tarafından darp edildiği haberini aldım. Haberi alır almaz kameramı alarak hastane önüne gittim. Hastanenin giriş kapısında tartışmanın halen devam ettiğini gördüm. Bunun üzerine haber için görüntü almaya çalıştım. O sırada biri kamerama vurarak ‘Burada görüntü çekemezsin.’ dedi. Bende gazeteci olduğumu söyledim, buna rağmen tehdit etmeye devam ettiler. Hastane çalışanları, ‘Biz burada bin kişiyiz, seni burada döve döve komaya sokarız. Çektiğin görüntülerin hesabını vereceksin’ dediler. Tüm bu tehditleri olay yerinde bulunan polislerin gözü önünde söylüyorlardı. Tabi tüm bunlar yaşanırken hastane güvenliği ile daha sonra öğretmen olduğunu öğrendiğim ve darp edilen Mesut Çetin arasında gerginlik devam ediyordu. Hatta en son öğretmenin baygınlık geçirdiği ve polis ile vatandaşın duruma müdahale ettiğini gördüm. O sırada Hastane Müdürü olduğu söylenilen biri kolumdan çekerek ‘Gel hastanenin içinde de görüntü çek’ dedi. Kolumdan tutarak beni sürüklemeye başladı. Niyetinin kötü olduğunu biliyordum, bunun için direnmeye çalıştım. Benim direndiğimi gören müdür, vurmaya başladı. Müdürün vurmasıyla etrafındaki 10’a yakın kişi de tekmeleyemeye, yumruklamaya başladılar beni… Kendimi korumak için başımı eğdim ve kaçmaya çalıştım. Olay yerinde bulunan polisler beni saldırganların elinden alarak polis otosuna bindirdi ve olay yerinden uzaklaştırdı.  Sırf görevimi ifa ettiğim için darp edildim, linç edilmekten son anda kurtarıldım, bu yüzden de hastane yönetiminden şikâyetçi oldum.” 

“12 liranı al, defol git”

Nusaybin’den gelmeden önce doktoruyla konuştuğunu ve gelmesini söylediğini belirten Mesut Çetin ise “Saat:16.00 civarında hastaneye vardık. Doktor Hanım, yaptığı muayenenin ardından bizi tahlil yapmaya gönderdi. 10-15 dakika sonra tahliller çıktı, ancak doktor hanım yerinde değildi. Hastane müdüründen rica ettik, çünkü ben bir öğretmenim ve derslerime girmek zorundayım. Her gün buraya gelemem ki… Bana söylediği laf şu; ’12 liranı al, defol git.’ Bu söz üzerine bende ‘Nasıl bir hizmet veriyorsunuz?’ deyince tartışma çıktı, ben de doğal olarak sinirlendim. Eşkiya gibi 10-15 kişi saldırmaya başladılar, hastanede çalışan temizlikçi kadın bile bana saldırmaya başladı. Kendimi zor dışarı attım, dışarıda halk beni kurtarmaya çalıştı. Daha sonra gazeteciler gelince de onlara da saldırmaya başladılar. Bizzat müdür çeneme yumruk attı. Arbedede 2,5 yaşındaki oğlumun ağzı bile kanadı. Çocuğum kucağımda, eşim yanımdaydı. Adamlarda ne bir görgü kuralı, nede insani yönleri var. Bu nasıl bir hizmet anlayışı… Muayene paramı verdim, her tahlil başına para verdim, doktor 5 dakika beni bekleyemiyor. Rica edince de al paranı defol git diyorlar.” diye konuştu.

(İLKHA)