MERSİN - 2010 yılında Mersin merkez Akdeniz İlçesi Gündoğdu Mahallesi’nde bulunan Sakarya Ortaokulu’na başörtüsü ile giden ve Türkiye’nin gündemine oturan Maşallah Gül, ortaöğretimde başörtüsünün serbest bırakılmasının kendisini sevindirdiğini söyledi.

2010 yılında ortaokula başörtüsü ile gittiği için kendisine ve ailesine öğretmenler ile polisler tarafından yapılan baskı ve tehditleri anlatan Gül, ortaöğretimde başörtüsünün serbest bırakılmasına çok sevindiğini söyleyerek başörtülü kızların okullarına korkmadan örtüleri ile gitmelerini istedi.

Maşallah Gül ile yaptığımız röportajın tamamı;

Yaşadığınız sıkıntılar nelerdi?

Okula ilk babamla birlikte gitmiştim. İlk gittiğim zaman sıkıntılar, okul müdürünün istiklal marşında yüzlerce arkadaşımın yanında, ‘başörtülüsün çık dışarıya’ demesi ile başlamıştı. Daha sonra okulun kapısından içeri almamalar. Derslere girdiğim zaman hocalar ders işlememeye başladı. Ben derse girdiğim zaman bütün arkadaşlarımı dersten çıkarıp beni tek başıma bırakıyorlardı. Bana baskı uygulanıyordu. Çok zorluklar çektim. Bana psikolojik baskı uyguladılar. Sınıfta arkadaşlarım önünde başkaları tarafından azarlanmam zoruma gidiyordu. Kimsenin kaldıramayacağı günler geçirdim. İnşallah diğer kardeşlerim geçirmez.

Unutamadığınız anlar nelerdi?

Direndikten sonra beni okula almak zorunda kaldılar. İnancımdan dolayı okul eteğim uzundu. Bir gün okul içerisinde okul müdürü dalga geçerek, eteğin yeri süpürüyor, eteğine bakın diyerek benle dalga geçmişti. O zaman çok zoruma gitmişti müdürün bu tavrı. Ben tek başıma bir odada rehberlik öğretmeni ile birlikte tecrit ediliyordum. Rehberlik öğretmeni benim lavaboya dahi gitmeme izin vermiyordu. Bir gün biz sınıfta ders işlerken okul müdürü direk derse girdi. Daha sonra beni bütün arkadaşlarımın önünde azarladı. Çok kötü olmuştum o zaman. Hiçbir zaman ağlamamıştım. Bu durumdan sonra arkadaşlarım yanında dayanamadım ağladım. Kendimi o azarlamaların karşısında tutamamıştım. Daha sonra duydum ki okul müdürü görev yaptığı okulda masa başında kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmişti.

Yaşadığınız baskıları anlatabilir misiniz?

Evimize polisler sürekli gelmeye başladı. Okul müdürleri geliyordu. Milli eğitimden müdürler geliyordu. Beni ve ailemi, başımı açma konusunda ikna etmeye çalıştılar. Ama bir fayda etmedi. Sonuçta benim bir inancım vardı. O doğrultuda ilerliyordum. Tekliflerde bulundular. Okula gelme seni en güzel puanlarla geçirelim diye. Gayem sadece benim başörtülü olarak okula gitmem değildi. Diğer başörtülü kardeşlerime de ön ayak olmak istiyordum.

Günümüz de basın toplumlar için büyük bir güç. Benim yaşadığım sorunları farklı yönlere çeken basın yayın kuruluşları vardı. Evime kadar gelen basın örgütleri vardı. Farklı farklı iftiralar attılar. Bunların hiç biri doğru değildi. Ben başörtüsünü Allah’ın emri diye takıp gitmiştim. Hiçbir şekilde pişman değilim. Hiçbir zaman da pişmanlık duymadım sadece biraz zorlu geçti. Bana ve aileme gelen tehditler olsun. Çok zorluklar yaşadık. Bunların hepsini atlattık çok şükür.

Ailenizin yaşadığı zorluklar nelerdi?

Ailemin geçimini karşılayan babam günlerce işine gitmedi. Benimle ilgileniyordu sadece. Babam karakola gidiyordu, basında çıkan yalan haberler ile uğraşıyordu. Ailem o zaman sürekli arkamda oldular ve bana destek verdiler. Hiçbir şekilde bana başımı açmam yönünde baskı yapmadılar. Çünkü düşüncemin doğru olduğuna inanıyorlardı. Çok şükür ki ailem var. Arkamda tek duran ailemdi.

Çok şükür zorlu bir süreçten sonra ortaokulu atlatabildim. Mersin merkez Akdeniz İmam Hatip Lisesi’ne başladım. İlk sene okulda zorlandım. Çünkü ortaokul psikolojisi ile gitmiştim. Şuan son sınıfı okuyorum. Derslerim iyi. Okuldaki öğretmenler ile aramızda herhangi bir sorun yok. Üniversiteye hazırlanıyorum. İnşallah hafta sonu KPSS sınavına gireceğim. Hala başörtümü taşıyorum. O kadar tehdit ve iftiralara rağmen dimdik ayaktayım.

Çıkan yasa hakkında neler söyleyeceksiniz?

Yönetmeliğin değişmesine çok sevindim. Fakat bir yanım buruk ve bir ukde oldu içimde. Ben bu durumu yaşayamadım fakat kardeşlerim yaşayacak en azından onun için mutluyum. Eğer bir katkım varsa ne mutlu bana. Çok mutluyum inşallah devamı da olur. Çok zor oldu ama çok iyi oldu.

Okula başörtülü gitmek isteyen öğrencilere ne söylemek istersiniz?

Hükümet geç aldı bu kararı. Bizim zamanımızda bizim önümüzde engeller olmasına rağmen yine direndik ve okulumuza gidebildik. Fakat şuan önümüz açık. Bayan kardeşlerimin önü açık. Hepsine başörtüleri ile okullarına gitmelerini tavsiye ediyorum. Allah emri olan başörtüsünü hiçbir şekilde taviz vermeden çıkarmamalarını, taşımalarını tavsiye ederim. Sonuçta bulunduğumuz dünyada bir misafiriz. Örtülerini çıkararak ahretlerini karartmamalarını tavsiye ederim. Başı açık bir bayan kardeşim nasıl kendisine güvenerek okuluna geliyor ve derslerine girebiliyorsa başı örtülü kardeşlerimin de aynı güven içinde okullarına gitmelerini ve derslerine girmelerini tavsiye ederim. Hiçbir şekilde örtümüzden taviz vermemeliyiz. Okulumuzda olsun, kamu alanlarında olsun her yerde başörtümüzü takarak Allah’ın emri olduğunu herkese gösterebiliriz. Nasıl başka dinler de olsun, başka inançlarda olsun insanlar kendilerini özgürce ifade edebiliyorsa biz de Allah’ın emri olan bu başörtüsünü her yerde ifade etmemiz gerekiyor.

Kızının yaşadığı tüm zorluklar karşısında sürekli kızının yanında bulunan baba Hasan Gül ise, “Bu kararın çıkması çok iyi oldu. Keşke daha önce çıkmış olsaydı.  2010 yılında yaşamış olduğumuz sıkıntıları yaşamayacaktık. Tam 40 gün boyunca okulun önünde yattık tabiri caizse. Kızımı kendi ellerim ile okula götürüp bırakıyordum. Daha sonra teneffüste bakıyordum kızımı tek başına bir sınıfa almışlar.  Karakollardan evimize tehditler geliyordu. Emniyet amirinden, terörle mücadeleden bize tehditler geliyordu. O zaman başımıza gelmeyen kalmadı. İnşallah bir daha böyle kötü bir durum yaşamayız. O zaman kızlarını başörtülü okula göndermek isteyen ailelerden çok dua aldık.” şeklinde konuştu. (Osman Öksüz-İLKHA)