BİNGÖL-Tarım Reformu Genel Müdürlüğünce Bingöl’de Çabakçur Ovası’nda bulunan Garip, Kumgeçit, Dik, Gözeler, İncesu, Yeniköy, Çeltiksuyu, Sarıçiçek, Ekinyolu, Güveçli, Ormanardı, Çayağzı köylerinde Arazi Toplulaştırması adı altında bir çalışma yapıldı. Yapılan çalışma nedeniyle köydeki çiftçiler arasında huzursuzluklara neden olduğu belirtildi. Tarım Reformu Genel Müdürlüğüne bir yıldan beridir verdikleri sayısız dilekçelerine tek bir cevap alamadıklarını belirten köylüler, kandırıldıklarını iddia etiler.

Arazi sahibi köylüler; Çapakçur Ovası’nda bulunan arazilerin büyük kısmının ekilemeyecek derecede küçük parseller halinde dağınık vaziyette bulunduğunu, miras yüzünden daha da parçalandığını ve ekonomik olmaktan çıktığını, bu yüzden verim almanın çok güçleştiğini ifade ettiler.

Buna çare olarak devletin toplulaştırma kararı aldığını ve 2011 yılında uygulamaya koyduğunu söyleyen çiftçiler,  arazilerinin birleştirilmesini beklerken bunun tam tersi bir durumla karşı karşıya olduklarını belirterek,  bundan doğan mağduriyetlerini dile getirdiler.

Mağdur köylüler bir araya gelerek basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını köylüler adına Dik Köyü sakinlerinden Yunus Kerey okudu.

Kerey, toplulaştırma, bir çiftçiye ait dağınıklar vaziyette bulunan küçük, parçalı arazilerin bir araya getirilerek mümkünse tek parsel altında birleştirilmesi ve bu sayede ekonomiye kazandırılması olduğunu belirterek, “Çünkü küçük parçalı araziyi ekip biçmek ekonomik değildir. Toplulaştırma sayesinde zamandan, malzemeden, işçilikten ve akaryakıttan tasarruf sağlanır ve daha az masrafla daha çok verim almak mümkün olur. Mesela her biri köyün doğusunda, kuzeyinde, batısında, güneyinde değişik mevkilerde üçer beşer dönümlük 4 ayrı parseli bulunan bir çiftçi, her bir parselini kullanmak için dört yöne dört ayrı yol gidecek, dört saat zaman ayıracak ve 4 kat mazot harcayacaktır. Hâlbuki bu 4 parça arazisi bir yerde olsaydı, bu 15-20 dönümlük tek parça arazi sahibi çiftçi dört harcama yerine tek bir masraf yaparak karlı duruma geçerdi.”dedi.

“Bingöl’deki toplulaştırma amaca uygun yapılmadı”

Maalesef Bingöl’deki toplulaştırmada bu amaca uygun bir şey yapılmadığını söyleyen Kerey, “ Köylerimizdeki araziler genellikle 2 ila 5 dönüm arası büyüklükte parseller halindedir. Eskiden bir köydeki parsel sayısı mesela 900 idiyse, tarım reformu genel müdürlüğü AT ile bunu 1000’e çıkarmış bulunmaktadır; hemen hemen hiçbir çitçinin arazisini birleştirmemiş, yine dağınık halde bırakmış hatta daha da küçük parçalara ayırmış bulunmaktadır. Ama her nedense Ankara’daki Tarım Reformu Genel Müdürlüğü buna toplulaştırma diyebilmekte ve önüne gelen her işlemi onaylayıp Bingöl’e göndermektedir.”açıklamasında bulundu.

“Biz o zaman toplulaştırmanın nasıl bir şey olduğunu bilmiyorduk”

 “2011 yılında Ankara’daki birkaç yetkili köylerimize geldiler ve toplulaştırma yapacağız dediler.” Diyen Kerey daha sonra, “Biz o zaman toplulaştırmanın nasıl bir şey olduğunu bilmiyorduk. Bu yüzden, arazilerimiz yerinde kalsın dedik.  3 defa ilan edeceğiz dediler; l. ve 2.askı ilanına karşı yanlışlık varsa itirazlarınızı bildirirsiniz. Ancak bize yer göstermediler. Onun için ne olduğunu, ne yaptıklarını biz anlayamadık. Fakat yine de herkesin elinde eskiden ne var idiyse yine o yer verilmiş gibi görünüyordu. Daha doğrusu biz öyle anlıyorduk. Çünkü pafta dediğin düz bir kâğıt parçasıdır ve plan dedikleri bu şeyden ancak bir plancı anlar; bir üniversite mezunu olsanız bile yerinde gösterilmedikçe ne yapılmış anlayamazsınız. 2012 yılında 3.defa köyde ilan yapıldı ve bize, “planların son şekli budur, başkaca değişiklik olmayacak, herkes görsün” dediler, gelin bize yerinde gösterin parselleri dediğimizde bir cevap vermediler.”ifadelerine yer verdi.

“Ankara’ya gönderilen 300 dilekçenin hiçbirine cevap verilmedi”

2011 ve 2012 yıllarında yani askı süresince Ankara’ya gönderilen dilekçe ve itirazlara kısa sürede cevap verildiğini belirten Kerey, “Fakat 3.askıdan yani 2012 yılından sonra gönderdiğimiz belki 300 dilekçeye hiçbirine cevap vermiyor. Tarım Reformu. 2012 yılına kadar isteyen vatandaş Ankara’daki telefonlara az çok ulaşabiliyordu. Fakat 2013 ve 2014 yılında hiçbirisine cevap vermeye tenezzül etmiyorlar. 2013 ve 2014 yılında ne oldu, bizler vatandaş olmaktan mı çıkarıldık, neden kimse bizleri duymuyor? Bakın bizler Garip, Ormanardı, Çeltiksuyu, Dik, Yeniköy’den şikâyeti olanların temsilcileri olarak 5’er kişi kalkıp geldik. 2011 ve 2012 yıllarında Ankara bizi muhatap alıyordu. Fakat son 2 yıldır hiçbir şeye karşılık vermiyorlar. Her köyde çiftçilerin yüzde ellisi huzursuzluk yaşıyor, kafalarımızda birçok soru var, ne olmuş ne oluyor; yüzlerce dilekçe Ankara’ya gönderilmiş, bunlardan bir tanesi bile mi haklılık payı taşımıyor? Biz haksız isek, neden bir yetkili çıkıp “siz şöyle şöyle yanlışsınız, doğrusu şudur” demeye tenezzül etmiyor? Hiçbir dilekçeye cevap alamayınca bizler şöyle düşünüyoruz; Köylerimizde yapılan son askı olan 3.ilandan sonra bu toplulaştırma ile nelerin yapılabileceğini birileri fark etti ve gizli ilişkilerle müdahale mi etti ve bir kısım kişilerin özel isteklerini yerine getirebilmek için her şey gizli mi tutuluyor?”ifadelerini kullandı.

“Gizli tutulan bir pafta yer teslimine esas alınmış”

Kerey açıklamasını şöyle sürdürdü: “Köyde ilan edilen her üç pafta iptal edilmiş, bir kenara atılmış. Bu paftalar yerine, gizli tutulan bir pafta yer teslimine esas alınmış. Bu yeni paftayı kimseye göstermiyorlar, çok ama çok gizli tutuyorlar. Mesela bundan bir ay önce gelip yer teslimi için kazık çakmaya başladılar. Baktık uyguladıkları haritanın, köyde ilan edilmiş son paftayla herhangi bir ilgisi yok. Çünkü hem parsel şekilleri, hem ada parsel numaraları tamamen değiştirilmiş. Madem plan tamamen farklı bunu neden köyde ilan etmiyorsun arkadaş, gizli tutulacak bir şey mi var? Bu askeri bölge haritası değil ya! Neden gizli tutuyorsun? Bu yeni paftalara hiçbir köyde hiç kimse ulaşamıyor, birkaç kişi hariç. Bu köyde ilan etmedikleri ve fakat yer teslimi için kazık çaktıklarında (yani köyde ilan edilmiş haritayla hiçbir ilgisi olmayan, bütün numaraları dahi değiştirilmiş) farkına vardığımız paftayı görmek isteyen 5 köylümüz karar vermiş, 21 gün boyunca Tarım Reformunu temsil ettiği söylenen Büronun önünde sabah 7 den akşam 7’ye kadar beklemişler. Bu Büro bakmış bu çiftçiler ısrarlarından vazgeçmiyorlar, “Biz artık dayanamıyoruz” deyip Ankara’dan izin almışlar da, 21.günde paftanın fotokopisini köylülere göstermişler. İşte Tarım Reformunun insanlarımıza bakış açısı aynen böyle. “

Kerey basın açıklamasının devamında, köylülerin şikâyetlerini şöyle özetledi:

“-Bir tarafa atılacaksa, uygulanmayacaksa bir harita köyde neden 3 defa ilan edilmiş? Yer tesliminde yani parsellerin köşe kazıkları çakılırken esas alınan pafta neden bütün köylerde çok gizli tutuluyor? Oysa köyde daha önce askıya çıkarılan her 3 pafta gidip soranlara daha rahat gösterilebiliyordu.

-Neden 2011 ve 2012 yıllarında dilekçelerimize cevap veriliyordu da 2013 ve 2014 yıllarında hiçbirimize cevap verilmiyor?

-Toplulaştırma başladığından bugüne kadar yer gösterme yapılmamış, bu günlerde aniden gelip yer teslimine başlamışlar. Yer gösterme olmadan çiftçiler arazisine ne yapıldığını nasıl anlasın! Bizler harita uzmanları değiliz ki!

- Madem küçük parçalı arazilerimiz birleştirilmeyecek idiyse bu toplulaştırma niye Yapıldı; Bir araya getirme olmayacaksa, benim tarlamdan kamu katkı payı kesme kanuni sayılır mı? Çünkü araziler eskisinden daha iyi hale getirilecek ki, yol için, komşu için tarlamdan kesinti yapılabilsin. Dağınık haldeki küçük küçük arazi parçaları birleştirmeyecek bir işleme toplulaştırma denilebilir mi? Toplulaştırma yoksa bizden niye kesinti yapılıyor?

-Toplulaştırmada öteleme kuralı geçerlidir. Yani bir parselden yol geçirilecekse orası yol yapılır ve açılan yol nedeniyle azalan parsel yine yola bitişik olacak şekilde ötelenir; yani yol geçirilen parsel yol oldu diye oradan alınıp uzaklara atılamaz. Yani bu işte öteleme kuralına uyularak adalet sağlanabilir.

-Köyde ilan edilmiş ilk 3 paftada öteleme kuralına uyulmuş. Fakat gizli Tutulan bu son paftalarda öteleme kuralı yerine atlama kuralı uygulanmış. Yani yetkililer istediği parseli eski yerinden alıp 1 km öteye taşımış. Oysa atlama kuralı ancak birleştirme amacıyla uygulanabilir. Mesela bir çiftçinin farklı mevkilerde 5 adet parseli vardır; bunları en büyük parsel hangisiyse onun yanında birleştirmek gerekiyorsa, işte ancak o zaman atlama kuralı uygulanabilir yani bir parsel eski yerinden alınıp l km uzağa ancak bu şekilde götürülebilir.

-Köydeki ilanlarda Hazine arazileri genellikle yerinde bırakılmış. (Bu hazine taşınmazları kimin arazisinin bitişiğinde ise şimdiye kadar o çiftçi ekip biçmekteydi) Fakat gizli paftalarda hazine arazilerinin önemli kısmına -  komşu parsel sahibi yerine- 1 km öteden getirilmiş başka parseller yerleştirildiği anlaşılıyor. Oysa son kanunlarımıza göre hazine arazileri kimin zilyetliğinde ise, cüzi bir parayla ona bırakılması gerekiyor.

-Ovadaki doğal dereler, yamaçlar, bataklık ve taşlık alanlar parsel maliklerine verilmiş ve fakat ovanın en büyük en verimli arazilerinden yollar geçirilmiş. Yol güzel bir şey fakat neden taşlık yerlerden değil de arazilerin en verimli kısımlarından yol geçiriliyor?

- Sulama arkları parsel yapılmış. Tarlalarımızı nasıl sulayacağız? Yokuş yukarı su gidebilir mi?

-Sabit tesisler yok sayılmış. Mesela çiftçi kendi arazisinde 6 yıl önce kavak bahçesi yetişirmiş, kimisi yonca ekmiş. İşte bu tür yerler komşuya verilmiş. Komşu diyor ki, kavaklarını kes, yoncanı kaldır. Oysa aynı kavak bahçesi başkasına verileceğine, onu yetiştiren sahibine bırakılabilirdi; buna engel bir durum yokken tersinin yapılması, ben istediğimi yaparım, git başını istediğin taşa vur demek değil midir?

-3 dönümlük yer 50 mirasçı adına kayıtlıdır; AT (Arazi Toplulaştırması) ile yine 50 mirasçı adına yazılmış, paylaştırma işi yine Mahkemelere bırakılmıştır.”

Kerey son olarak, “ Yukarıda söylediklerimizin hangisi doğru değil, hangisi yersiz, hangisi boştur, Ankara’daki Tarım Reformu yetkilileri lütfedip gazetenize bir cevap gönderebilirler mi? Yoksa 2013 ve 2014 yıllarındaki tavrı sergilemeye devam mı edecekler: en iyi cevap oralı olmamak. Eğer öyle olacaksa sayın devlet büyüklerimiz gittikleri her yerde boşuna mı, “burası bir hukuk devletidir”, “köylü kardeşlerimiz bizim için çok kıymetlidir” ifadelerini kaydetti.  Nihat Kanat-İLKHA)