Diyanet ve Türkiye Yeşilay Cemiyeti arasında işbirliği protokolü, Diyanet İşleri Başkanlığında düzenlenen törenle imzalandı.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, yapılan çalışmanın hayırlara vesile olmasını temenni ederken, Yeşilayı çalışmalarından dolayı tebrik etti.
Protokolün her tür bağımlılıkla mücadeleye işbirliğini kapsadığını ifade eden Görmez, "Bugün maalesef yeryüzü ahalisinin kıskaç altına alan ve sadece bireyleri değil aileleri, toplumları tehdit eden ciddi sorunlardan biri bağımlılıktır" diye konuştu.
Bağımlılıktan sadece kimyasal maddelere olan bağımlılıktan bahsetmediğini vurgulayan Görmez, şunları söyledi:
"Eylemsel bağımlılıkları da kastediyorum. Teknoloji bağımlılığı gibi hatta tüketim ekonomisi körükleyen alışveriş bağımlılığı gibi her türlü bağımlılığı ilk defa içine alan bir protokol. Yeşilay başkanlığımız bu bağımlılık kavramını çok daha genişleterek bunu toplumun gündemine sundu, biz de bunun farkındalığını oluşturmak için bir çaba içinde olacağız. Dolayısıyla bu bağımlılıkları birbirinden ayırmak oldukça zor. Kumar, sigara... Sigara ile ilgili özellikle Diyanet İşleri Başkanı olarak bir hususun altını çizmek istiyorum. Hem bilim adamı olarak hem Diyanet İşleri Başkanı olarak, bizim eski kitaplarımızda sigarayla ilgili yazılan bilgilerin bugün geçerliliğini kaybettiğini düşünüyorum.
Eski kitaplarımızda küçücük bir `mekruhtur` kelimesiyle geçiştirilir, bu doğru değildir. Yılda sadece Türkiye`de 100 bin insanın ölümüne yol açan bir maddeye din-i mübin-i İslam, `helaldir, caizdir` diyemez, `mekruhtur` diyerek de küçümseyemez. Dolayısıyla bunun üzerinde durmak lazım."
"Beni üzen hadiselerden bir tanesi"
Gürcistan`a 4 günlük ziyarette bulunduğunu hatırlatan Görmez, "Beni üzen hadiselerden bir tanesi, Patrikhane`nin, Patrik`in, Ortodoks Kilisesi mensuplarının, metropolitlerinin bana `Türkiye kumarhaneleri yasakladı ama Türk iş adamları gelip Batum`da kumarhaneler kurdular, çocuklarımız zor durumda, aileler intihar ediyor` diye şikayette bulunmaları olmuştur. Dolayısıyla bu konuları yeniden çok daha ciddi şekilde ele alma ihtiyacı içerisinde olduğumuzu ifade etmek istiyorum" diye konuştu.
Protokolün din görevlilerini bağımlılık konusunda bilgilendirmeyi ve toplumu bilinçlendirmede seferber etmeyi amaçladığını söyleyen Görmez, sentetik uyuşturucular ve zehir tacirlerine ilişkin haberleri üzüntüyle okuduğunu söyledi.
Tehdidin boyutları ne kadar önemliyse ona giden yolları kapatmanın çok daha önemli olduğuna dikkati çeken Görmez, "Bu konularda Diyanet İşleri Başkanlığı mensuplarının, din görevlisi arkadaşlarımızın, yüz bini aşan arkadaşımızın toplumu, bilhassa genç kuşakları doğru bilgilendirmek adına yapacakları daha büyük vazifelerin olduğunu ifade etmek istiyorum" ifadesini kullandı.
Din hizmetleri kavramı
"Din hizmetleri kavramı bundan 10-20 sene önce tanımlandığı gibi kabul edilemez" diyen Mehmet Görmez, din hizmetlerinin sadece namaz kıldırmak, cami içinde görev ifa etmekten ibaret olamayacağını vurguladı.
Bununla ilgili Sosyal İçerikli Din Hizmetleri diye bir daire başkanlığı oluşturduklarını hatırlatan Görmez, şunları kaydetti:
"Din hizmetleri denildiği zaman insanlığın huzurunu inşa etmek sadece bireyin, toplumun, bütün insanlığın hizmetinde olmak, insanın yarasını sarmak, gözyaşını dindirmek bunlar din hizmetinin olmazsa olmazlarıdır. Dolayısıyla din hizmeti kavramını yeniden ele alarak, bütün bu konuları ele almaya devam edeceğimizi ifade etmek istiyorum. Bu protokol bize bağımlılık olmadan önce koruyucu, önleyici tedbirler almak konusunda bizlere görevlerimizi hatırlatıyor. Aynı şekilde sosyal çevrenin, arkadaş ortamının ve özendirici yayınların rolü bilhassa bu bağımlılıklarda çok önemli, bunları ortadan kaldırmak için de ayrıca Diyanet mensubu arkadaşlarımızın çok önemli bir çalışma içinde olacaklar."
İç disiplin
Tıbbın ve psikolojinin verilerini dinin ve ahlakın verileriyle birleştirerek bunları topluma takdim etmenin çok önemli olduğunu belirten Görmez, protokolle bunun da hedeflendiğini söyledi.
Protokolün hedeflerine de değinen Görmez, şöyle konuştu:
"Birincisi, gençlerimizi ve yetişkinlerimizi zaman yönetimi, sağlık ve vakit bilinci konusunda aydınlatmamız gerekiyor. İkincisi, gençlerimizde iç disiplin geliştirilmesi için çalışmalar yapılacak. Bilhassa modern zamanlarda artık bugünün gençliğine dışarıdan bir dayatmayla bir şey anlatmanız mümkün değil. Önemli olan iç disiplin oluşturmak. İçten dışa doğru eğer bir eğitim geliştirilirse o takdirde bu faydalı olur yoksa sert sözlerle, telkinde bulunarak, azarlayarak, kırarak bu eğitimleri gerçekleştirmek mümkün değil. Sadece bu konuda değil, bütün konularda. Artık daha çok gençlerin o iç dünyasına, gönül dünyasına hitap ederek, onlarla doğru iletişim kurarak, dışarıdan bir dayatmaya girmeyerek, kendi kendine bir iç disiplin geliştirmesini sağlayarak ancak bunların üstesinden gelebiliriz. Bilhassa çocuk ve gençlerimizin maneviyatı güçlendirmek, değerleriyle tanışmasını sağlamak için ayrıca birlikte projeler yapabiliriz. En önemlisi de sadece çocuklarımıza değil ailelerimizde bir farkındalık oluşturmak için Diyanet İşleri Başkanlığı olarak fiili öncülük yapabiliriz."
İhsan Karaman
Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı İhsan Karaman ise toplumu, özellikle de gençleri tahrip eden her türlü bağımlılık ve kötü alışkanlıkla mücadele ettiklerini belirtti.
Son yıllarda bağımlılıkla ilgili toplumu bilinçlendirmeye yönelik yoğun çalışmalar gerçekleştirdiklerini ifade eden Karaman, hazırladıkları ve pilot uygulamasını hayata geçirdikleri "Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Eğitim Programına" ilişkin bilgi verdi.
Toplumda başta bağımlılık olmak üzere kişisel, aile içi birçok sorunla ilgili ilk olarak din görevlilerine müracaat edildiğini dile getiren Karaman, "Yeşilayın diğer kurumlarla olduğu gibi Diyanet İşleri Başkanlığımızla da yapacağı bir işbirliğinin, bu bağımlılık eğitiminin, bilinçlendirmesinin, farkındalığının toplumun kılcal damarlarına kadar nüfuz etmesinde çok önemli bir mecra olacağını düşündük" diye konuştu.
İşbirliğini kabul ettikleri için Görmez`e teşekkür eden Karaman, "Protokolde temel olarak bu iki güzide kuruluşun, toplumun her kesimine bağımlılık alanında bir bilinç kazandırma ve kötü alışkanlıkların, bağımlılıkların önlenmesi noktasında işbirliği, el birliği yapma iradesinin tezahürünü göreceğiz" dedi.
Bir gazetecinin, bonzai kullanımının arttığına yönelik haberleri hatırlatarak okulların önünde bir önlemin alınıp alınmayacağını sorması üzerine Karaman, okulların uyuşturucu satıcılarından önemli bir hedef olarak görüldüğünü vurguladı.