Bu süreç amacından sapmış, ideolojik mücadeleye dönüşmüştür!
Sadece PKK ile Devlet arasında yaşanacak bu sürecin hiçbir şekilde sağlıklı yürütülemiyeceğini defalarca dille getirmiştik. Ama, gelgelelim ki, ortada “Barış” diye bir kavramın ortadan kalktığı, sadece güç gösterisine dönüştüğünü görmekteyiz.
Çözüm süreci başladığı günden beri deyim yerinde ise ‘Bağrımıza taş bastık’. Süreç bozulmasın diye her türlü zorluğa, çirkefliğe, hakarette, iftiraya göğüs gerdik. Sabrettik!
Ama PKK, bu sürecin kendi menfaatleri için bir fayda veremiyeceklerini anladıktan sonra her türlü zulmü müslüman kürd halkına reva gördü. Gazeteci kaçırdı, yaraladı, şehit etti, tehdit etti, arabalarımızı evlerimizi molotofladı, işyerlerimizi kulanamaz halle getirdi yetmedi! Köy, mecralarımızı basıp, yaşlı genç, çocuk demeden ölümle tehdit edip bildiriler dağıtı.
Ama biz inadına bütün bu musibetlere sabretik ve sabrediyoruz. Ama, “kendini dev aynasında gören PKK”ye karşı sabrımız tükeniyor. Devletin PKK’ye verdiği ultimasyon ve iltimas, PKK ve camiasının şımarmasından öteye gidemedi!
Çözüm süreci başladığı günden beri başta Hüda-par, Saadet Partisi... Sivil Toplum Kuruluşları ve islami yapılar üzerinde artan PKK zulmü 2’ye katlandı. Dernek ve Parti binaları taş ve molotof yağmuruna tutuldu, medrese ve devlet kurumlarına saldırı arttı, İnfazlar (Mehmet Oğurtay, Tello Uçak..) yapıldı...
PKK, 15bin kürdün katili. Kimse bize ‘Barış Sürecinden’ bahsetmesin. Bu benim sürecim ise elime silah alıp kendimi korumam gerekir zira, kaçırılmamızın bir garantisi yoktur! PKK ateşle oynamasın, bu ateş bütün bölgemizi sarar, kavur...
Ve son olarak, Çözüm süreci!! buysa bu sürecin silahlanmaktan başka çözümü kalmadı...
Adnan Memiş / Batman - Yaş: 22