DİYARBAKIR - 12 Eylül’ün yıldönümü münasebetiyle bir basın açıklaması düzenleyen Eğitim Bir Sen Diyarbakır Şube Başkanı Yunus Memiş 12 Eylül askeri darbesinin halen bazı yansımalarının eğitim sistemi içinde varlığını koruduğunu söyledi.
Bu gün saat 11.30’da İl Milli Eğitim Müdürlüğü binasının önünde yapılan basın açıklamasında TEOG sistemi ve son günlerde yaşanan Kürtçe eğitim taleplerine yönelik söylemleri eleştiren Memiş, 2014-2015 Eğitim-öğretim sezonunun sorunlarla başladığını ve yıllardır bölgenin eğitimde geri kalmışlık durumunun artık kronik bir sorun haline geldiğini söyledi. Memiş, bölgenin bu durumdan kurtarılması gerektiğinin altını çizdi.
“Bölgede eğitim alanında görülen aksaklıkların giderilmesi için tedbirler alınmalıdır.”
Memiş, “Türkiye geneline baktığımızda hiç de iyi bir seviyede olmadığımız ortadadır. Bizler Eğitim Bir sen olarak genelde bölgemizde özelde Diyarbakır’ımızda eğitim kalitesinin istenen düzeye gelmesi için azami gayret sarf etmekteyiz. Yıllılardır bölgede eğitim alanında görülen aksaklıkların giderilmesi için köklü ve kalıcı tedbirler alınmalıdır.” dedi.
“Sorun TEOG sisteminden değil, TEOG sistemine göre kendini yenileyemeyen yöneticilerde”
Ortaöğretime geçiş sürecinde Diyarbakır’da öğrenci ve velilerin çektiği sıkıntıların had safhada olduğunu ve bu sorunun TEOG sisteminden değil, TEOG sistemine göre kendini yenileyemeyen yöneticilerden kaynaklandığını belirten Memiş, yöneticilerin, bu sistemin getireceği yenilikleri anlayamayan kişiler olmasından kaynaklı büyük sorunların yaşandığına vurgu yaptı.
Memiş, “Diyarbakır’da il ve ilçe Milli Eğitim Müdürleri yerinde ve zamanında gerekli tedbirleri almadıklarından sınıfta kalmışlardır. Diyarbakır eğitiminin bu halde olmasının en büyük sebebinin liyakat sahibi olmayan kişilerin eğitimi kontrol ediyor olmasından kaynaklanmaktadır. Bakanlık orta öğretim geçiş sürecinde sistem değişikliğine gittiği bir aşamada o halde siz de, bu ilin eğitiminin başında olanlar kişiler olarak bu durumun önceden tedbirini alacaksınız. Gerekli önlemleri alacaksınız. Eğitimi kendisine dert haline getiren ve çocuklarının daha iyi bir ortamda okumasını isteyen Siverek İlçe Milli Eğitim Müdürü bir yılda 63 okul yaptırıp, böyle bir sorunun yaşanmaması için gerekli önlemi alabiliyorsa; siz, Diyarbakır gibi büyük bir kentin eğitimin başında olan insanlar olarak bu sorunlarını göremiyorsanız bu büyük bir eksikliktir ve kabul edilecek bir durum değildir.” ifadelerini kullandı.
“İşin ehli olmayan insanlar İl - ilçe demeden Milli Eğitim Müdürlüklerine yerleştiriyorlar”
Diyarbakır’da binlerce dersliğe ihtiyaç olduğunu ve sorunun çözümü için kalıcı tedbirlerin bir an önce alınması gerektiğini belirten Memiş, bunun yanında eğitim-öğretimde ders başı yapılırken Diyarbakır’ın önemli ölçüde öğretmen eksiğinin olduğunun da unutulmaması gerektiğine vurgu yaptı.
Memiş, “Diyarbakır’da eğitimin bu noktada olmasının en büyük sebebi eğitimde getirilen yeniliklere ayak uydurulamadığındandır. Gerek vekillerimiz gerekse de İl ve ilçe Milli Eğitim Müdürlükleri okullarda çocuklarımızın ne halde olduklarını, ne durumda olduklarını, esrarın okullara nasıl bulaştığını, ahlaki değerlerin okulda ne durumda olduğunu düşünmeden işin ehli olmayan insanları makamlara getirip İl - ilçe demeden Milli Eğitim Müdürlüklerine yerleştiriyorlar. Bu şekilde eğitimde çok büyük sorunların sebep oluyorlar. Diyarbakır’da kadrolu il müdürü atanmadığı sürece bu sorunlar gittikçe büyüyecektir. Acilen milli eğitim müdürlüğüne kadrolu müdürün atanmasını talep ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Hükümet öğrencileri imam hatiplere kaydırıyor”
Son günlerde bazı kesimler tarafından dillendirilen “hükümet öğrencileri imam hatiplere kaydırıyor” iddiasının doğru olmadığını söyleyen Memiş, Diyarbakır’da çocuklarını imam hatip ortaokullarına göndermek isteyen veliler bu konuda sıkıntı yaşadıklarını ve yeterli sayıda imam hatip ortaokulu açılmadığını söyledi.
“Eğitimde ideolojik dayatmalara yer verilmemelidir”
Müdür ve müdür yardımcıları atamalarına da değinen Memiş, eğitimin paydaşı konumundaki kişi ve kurumlarla istişareli olarak çalışmanın yürütülmesi gerektiğini söyledi.
Memiş, “Ehil olmayan ve durumdan uzaktan yakından alakası olmayanların sürece müdahil olmamasını diliyoruz. Eğitimde ideolojik dayatmalara yer verilmemelidir. Siyasi beklentilerle okul müdür ve müdür yardımcılıklarına çözüm üretmek kalıcı olmadığı gibi sorunları katmerleştirecektir.” uyarısında bulundu.
“Anadil eğitimi çözüm sürecinin bir getirisi olarak talep edilmesi daha makuldur.”
Bazı kesimlerin anadil eğitimi adı altında ortalığı birbirine kattığını söyleyen Memiş, yaşanan bu olumsuz durumu ve söylemleri “hezeyan” olarak değerlendirerek, “bu tavır mağduriyetler oluşturmanın ötesine geçmemektedir. Anadil eğitimi çözüm sürecinin bir getirisi olarak çözüm ile birlikte taleplerin demokrasi çerçevesi içinde talep edilmesi daha makuldur.” dedi. (Ali Adiyaman –Hüseyin İçli - İLKHA)