Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısınına ardından soruları yanıtlarken, Gülen Cemaati`nin Pensilvanya`da yaşayan lideri Fethullah Gülen`in ABD`den iadesi konusu da gündeme geldi.
Bir gazetecinin "Fethullah Gülen`in iade talebi noktasında hangi aşamaya gelindi. Hükümet bu konuda bir çalışma yapıyor mu" sorusunu da yanıtlayan Arınç, ABD Başkanı Obama ile Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın hem başbaşa hem de daha sonra heyetler halinde takriben bir buçuk saat süren görüşmelerde neler konuşulduğu hakkında birebir bilgilerinin olmadığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın toplantıdan sonra gazetecilerle yaptığı görüşmelerde bazı konularda ipuçları verdiğini söyleyen Arınç, şunları kaydetti:
"Sayın Başbakanımız da Sayın Cumhurbaşkanımızın ziyareti sonrası kendisiyle belki bir görüşme yapmıştır veya yapacaktır. Bu konuda hükümetimizin de Sayın Cumhurbaşkanımızın da sözleri, bu konudaki düşünceleri herkesin malumudur. Ancak TBMM`de hükümet adına müzakereler sırasında bir cümlenin üzerinde fazlasıyla durmaya çalıştım. Dikkatinizi çekmek istiyorum. Biz bütün mücadelemizi veya yasa dışı yapılanlarla ilgili yapacağımız bütün mücadeleleri hukuk çerçevesi içinde yapacağız. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Bunun dışında kimse bizden bir şey beklemesin. Başka ülkelerin de beklediğini zannetmiyorum. ABD de kişi hak ve özgürlüklerine çok değer veren aynı zamanda da ifade özgürlüğü konusunda en iyi kurallara sahip bunu fiilen uygulayan bir ülkedir. Evet 11 Eylül`den sonra ABD`de de bir sendrom yaşanmış ve hukukun dışına çıkılarak bazı mücadele yöntemleri de benimsenmiş olabilir. Ama genel çerçeve hukuk devleti, hukukun üstünlüğüne sahip olmak bizim için hiçbir zaman vazgeçilemez unsurlardır."
"Dava açılıp sonuçlanması halinde adli yardımlaşma olabilir"
"Dolayısıyla Türkiye`deki bu yapılanmayla ilgili olarak ABD`deki o zatın Türkiye`ye iadesi istenecekse veya o ülkeden sınır dışı edilmesi istenecekse ABD`nin ilk defa soracağı veya isteyeceği konu, bu konudaki eldeki bilgi ve belgelerin kendisine ulaştırılmasıdır. Biz bunun gerekli ve doğru olduğuna da hem şahsen hem hükümetimiz olarak inanırız. Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanı`nın bir yerde ifadesi geçiyor. `Yani MİT ve ABD istihbaratı bu konuda çalışma yapabilirler.` Elde varsa bilgi ve belgeler şüphesiz hükümetler kanalıyla da başka kanallarla da ABD ile müşterek bir çalışma şekline dönüştürülebilir. Yoksa birilerinin zannettiği gibi `Onu oradan al, bana ver` şeklindeki bir talebin dünyada artık karşılanma imkanı kalmamıştır. Belki bazı siyasi sebeplerle Türkiye`nin güvenliğini tehdit ettiği düşünülen ama hakkında herhangi bir suçlama, herhangi bir iddianame, herhangi bir yargı kararı bulunmadığı da varsayılan bir insan hakkında o ülkenin tavrının ne olacağını benim bilmem mümkün değil.
Yani şunu söylemek istiyorum: Adli yardımlaşma iki ülke arasında olabilir, bazen suçluların iadesi anlaşması da olabilir.
Ama bunların hepsi hukuki bakımdan bir dava açılmasını, o davanın hükümle sonuçlanmasını ve kesinleşmesini gerektirir. Bunun dışında Sayın Cumhurbaşkanı`nın deporte edilmesi konusundaki taleplerinin bir siyasi talep olarak ABD tarafından nasıl karşılanacağını doğrusu benim bilmem mümkün değil."
Kaynak: Al Jazeera