DİYARBAKIR - Hukuksuzluğun kendini hukuk olarak dayattığı ve binlerce insanın işkenceli sorgular sonrasında suçlu ilan edildiği bir dönemde,  İslami faaliyetlerinden dolayı Hatip Aslan defalarca gözaltına alınır. En son 2000 yılındaki 28 Şubat operasyonlarında gözaltına alınan Hatip Aslan halen cezaevinde bulunuyor.

1990 ve 2000 yıllar ve devamında bölge Müslümanlarının hukuksuzluğu iliklerine kadar hissettiği dönemde gözaltına alınan ve gözaltında işkence zoruyla imzalatılan belgeler sonucunda haksız yere müebbet hapis cezası alan Hizbullah Hükümlüsü Hatip Aslan’ın ailesi İslami hizmetlerde bulunan çocuklarının haksız gerekçelerle cezalandırıldığı dile getirdi.

“Oğluma işkence yaptılar”

Oğlunun hiçbir suç işlemediğini dile getiren anne Fatma Aslan, “Oğlum ilkin 1995 yılında gözaltına alındı. Oğlum o zaman 10 gün gözaltında kaldı. Gözaltında oğluma çok fazla işkence yaptılar. Ardından mahkemeye çıkarıp tutuklu yargılanmak üzere cezaevine attılar. Oğlumun görüşüne gittiğimde oğluma ‘oğlum bir yürü sana bakayım vücudun nasıl’ dedim. Oğlum yürüdüğünde gördüm ki sol eli titriyor. Oğluma o kadar işkence yapmıştılar ki kolundaki sinirlerde hasar oluşmuştu. Bu daha benim gördüğüm, ama görmediğim daha neler var. O zaman oğlum 2 yıl cezaevinde kaldı. Cezaevinden çıktıktan sonra askere gitti.” dedi.

“Bizim yüreğimizi yakanların da yüreği yansın”

Oğlunun ikinci defa yanında gözaltına alındığını anlatan anne Aslan, “ Oğlum yeni askerden gelmişti. Oğlum askerdeyken de emniyetten birkaç defa eve gelip onu sormuşlardı. Ben oğlumla beraber eve doğru gelirken birden bir siyah araba oğlumu yanımdan alıp kaçtı. Sonradan öğrendim ki oğlumu alanlar sivil polislermiş. Oğlum o zamanda 10 gün gözaltında kaldı. O dönemden beri tam 15 yıldır ben oğlumu uzun aralıklarla cezaevinde görmüşüm. Oğlumun suçu neydi ki ona bu kadar ceza verdiler? Dilerim Allah’tan bizim yüreğimizi yakanların da yüreği yansın” ifadelerini kullandı.

“Oğlumu yıllarca göremiyorum”

Çocukları ile beraber kendilerinin de cezalandırıldığı söyleyen acılı anne Fatma Aslan, “Oğluma müebbet ceza verdikleri yetmezmiş gibi sevkini Tokat’a çıkardılar. Ben fil (Lenfödem) hastasıyım. Diyarbakır’dan Tokat’a görüşe gidemiyorum. Benim hasta olduğuma dair raporum da var. Ama oğlumu bana yakın bir yere göndermiyorlar. Ne zaman görüşe gitsem hasta düşüyorum. Bir hafta kendime gelemiyorum. Ben oğlumu yıllarca göremiyorum.75 yaşındayım. Bari bırakın ömrümün kalan yıllarında haftada bir de olsa oğlumu göreyim.” şeklinde oğluna olan özlemini dile getirdi.

“Oğlum suç işlemedi”

Hatip Aslan’ın çevresi tarafından çok sevildiğini dile getiren baba Mehmet Aslan, “Oğlum çok dürüst biriydi. Kimsenin malına canına zarar vermedi. Neden oğluma bu kadar ceza vermişler. Ben oğlumun bir suç işleyeceğine inanmıyorum. Eğer oğlum bir suç işleseydi ben kendim onu polise verirdim. Ama oğlum öyle biri değil. Kesinlikle bir suç işlemez.” dedi.

“Oğluma gözaltında işkence zoruyla suç yığdılar”

O dönemde polislerin masum insanlar üzerine çeşitli suçlar attığını dile getiren baba Aslan, “Emniyet o zaman polislere suçlu başına ikramiye maaş veriyordu. Benim oğluma da gözaltında işkence zoruyla suç yığdılar. Bütün bunları ikramiye maaş almak için yaptılar. O dönemde kim gözaltına alınmış ve hüküm yemişse masumdur. Çünkü o zaman işkence vardı. Cezaevinde bulunanların çoğunluğu haksız yere bulunuyor. O mağdurlardan biri de benim oğlum.” diyerek yetkililerden oğlunun yeniden yargılanmasını istedi. (M.Hüseyin Temel - İLKHA)