Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Murat Dinçer yaptığı açıklamada teknolojinin gelişmesiyle birlikte kanser vaka sayısının arttığını söyledi.

Kanserin teknolojinin insanlara sunduğu "nimetin" yanında "külfet" olduğunu anlatan Dinçer, "Teknolojiyle kanser görülme sıklığının fazla görülmesinin nedenleri arasında kanserin tanınırlığının artması, insanların yaşam tarzlarının değişmesi, rafine şeker, tuz ve gıda katkı maddelerinin hayatımıza girmesi başta gelmektedir. Teknolojiyle elde edilen bir çok ürün doğal olmadığı için bize obezite, aşırı pankreas yüklenmesi ve insülin salgının artması olarak geri geldi ve kanser sıklığını tetikledi. Önümüzdeki 20 yıl içerisinde hem dünya da hem de ülkemizde birinci olarak kanser ölümleri öngörülüyor" diye konuştu.

Teknolojinin hayatımıza sadece kimyasallarla girmediğini, elektronik gelişme ve bilişimdeki devrimlerle de yaşamın her anında karşımıza çıktığını dile getiren Dinçer, özellikle ülkemizde son yıllarda cep telefonu kullanım oranlarında önemli bir artış olduğunu belirtti.

"Cep telefonlarını çalar saat olarak kullanmayın"

"Yapılan araştırmalara göre 150 milyon kayıtlı cep telefonu kullanıcısı bulunuyor. Kişi başına düşen cep telefonu sayısı da yaklaşık 3 olarak açıklanıyor" diyen Dinçer, şöyle konuştu:

"Bir çoğumuz çalar saat kullanmıyoruz, cep telefonu başucumuzda yatıyor, onunla uyanıyoruz. Sosyal medyaya ondan giriyoruz. Kısaca bilgisayar gibi görüp, hiç elimizden düşürmüyoruz. Ancak cep telefonu her çaldığında, her konuşmaya başlandığında yüksek oranda elektromanyetik bir alan yaratıyor ve bir elektromanyetik radyasyona maruz bırakıyor. Bu bilinen bir gerçek. Dolayısıyla cep telefonlarıyla en azından uzun süreli konuşmamak, çalar saat olarak kullanmamak, uyuduğumuz yerden uzak tutmak gerekiyor."

Yapılan klinik araştırmalarda cep telefonunun zararları yönünde kesin bulgular olmadığını ancak çocuklara yönelik kanser yapıcı özelliklerine yönelik araştırmaların bulunduğuna dikkati çeken Dinçer, "Kesin zararlıdır` diyemiyoruz ama `zararlıdır` diyen de var, `değildir` diyende var ama ortada bir kuşkulu durum var. Dolayısıyla böyle bir kuşku olduğu için en azından gelişme çağındaki çocukları cep telefonundan uzak tutmak, sınırlamak, yanlarında bulundurmalarına engel olmak gerekiyor. Ancak cep telefonu kullanım yaşının düştüğünü görüyoruz. Ergenlik dönemindeki hatta 2-3 yaşındaki çocuklar, anne babasının cep telefonlarından oyunlar oynuyor. Ancak cep telefonu oyuncak değildir. Çocuklarınızı oynatmak için illa elektronik bir ürün verecekseniz cep telefonunuzu değil, tablet ya da oyun konsolu verilmesi sağlık için daha uygundur" diye konuştu.

"Tabletleri SİM kartsız kullanın"

Ailelere bu konuda uyarıda bulunan Dinçer, şöyle devam etti:

"Cep telefonunuzu çocuğunuza vermeyin. Bu bir oyuncak değil, iletişim aracıdır. Gerekmedikçe kullanmayın. `Bedava kontör var` diye lüzumsuz konuşmayın. Kısa bir sürede amaca yönelik kullanıp bırakın. Özellikle çocuklarınızın eline verecekseniz, beyin ve fiziksel gelişimini tamamlamış olması lazım. Zira `kullanan çocuklarda beyin tümörü yapıyor` diye bazı çalışmalar var ama kesin değil. Kesin tanı için daha çok erken.10-15 yıl sonra bunlar da kesinlik kazanacağız. Ayrıca içerisine SİM kart konulan tabletlerde aynı zarara sebep oluyor. SİM kart takılmazsa elektromanyetik radyasyonu daha düşük oluyor. Bu nedenle tabletlerin SİM kartsız kullanılması çocuklar için daha sağlıklı olacaktır."

AA