İZMİR - En hızlı büyüyen ülkeler arasında olan Türkiye’de, petrol ve doğal gaz da dışa bağımlılığı asgariye indirmek için hem çevreci hem de kaynak bakımından zengin olan rüzgâr ve güneş enerjisine yapılan yatırımlar son yıllarda oldukça önem kazanmaya başladı. Bu bilinçle İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, hem güneş enerjisini ülkemiz elektrik enerjisi ihtiyaçlarına katma değer sağlayacak, hem de istihdam alanı olarak yeni bir iş kolu kazandıracak şekilde ‘Sertifikalı Güneş Enerjisi Teknik elemanı Yetiştirme Kursları’ eğitimlerine başlıyor.
İKÇÜ, Zenit Enerji ve SolarRES işbirliği ile yapılan protokol doğrultusunda, Çiğli Ana yerleşkesinde kurulan güneş enerjisi santralinde (GES) 15 Eylül’den itibaren uygulamalı eğitimler verecek. Böylece güneşten elektrik elde etmek isteyen, güneş enerjisi paneli tamir ve bakımı ile para kazanmak isteyen, güneş enerjisi sitemlerini pazarlamak ve yatırım yapmak isteyen herkes geleceğin bu önemli enerji alanına ilk adımı atmış olacak.
Türkiye’nin güneş enerjisi potansiyeli ile ilgili bilgi veren İKÇÜ Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Okur, enerjide dışa bağımlılığın önüne geçilmesi gerektiğini söyledi.
“Güneşimiz bol ama değerlendiremiyoruz”
Yenilenebilir enerji konusunda ciddi yatırımlar yapılmaya başlandığını vurgulayan Prof. Dr. Okur; “Güneşimiz bol olduğu için ülke olarak çok şanslıyız. Bu alanda yapılacak yatırımlarla önümüzü daha da açılacak. Kaynağımız çok ama maalesef teknik elemanımız yok” diye konuştu.
Almanya’nın güneş alma gücünün ülkemizin neredeyse onda biri olmasına rağmen güneş enerjisinden yararlanmada birinci ülke olmasına dikkat çeken Prof. Dr. Okur, ABD’nin oldukça önemli bir hamle yaparak ABD’deki güneş enerjisinin yüzde 30’unu üretmeyi hedefledikleri, yılda 140 bin evin ihtiyacını karşılayacak dünyanın en büyük güneş enerjisi santralini açtığını ifade etti.
Prof. Dr. Okur; “Enerjide bu kadar dışa bağımlıyken ülkemizin doğal kaynağı güneş enerjisinden niye faydalanmıyoruz? Ülkemizin imkânları oldukça uygun. Çatılar, parklar her yer bom boş. Niye değerlendirmiyoruz? Kaynağımız mevcut ama artıya çeviremiyoruz. Yatırımların maliyeti kat kat fazlasıyla geri kazanabilir. Bu alana yapılan yatırım ülkemizin geleceğine yapılmış yatırımdır” dedi.
“Kulaktan dolma bilgilerle güneş paneli kurulumu hayati risk taşır”
Türkiye’de bu alandaki firmaların yabancı ortaklı olmasının önüne yüzde yüz yerli sermayenin sektöre girmesiyle geçileceğini belirten Prof.Dr. Okur, ülkemizin bu alanda yetişmiş elemana ihtiyaç duyduğunu İKÇÜ ve Zenit iş birliğiyle buna katkı sunmayı hedeflediklerini söyledi. Prof. Dr. Okur; “Sektörde kulaktan dolma bilgilerle bu işe soyunan kişiler internetten edinilen bilgilerle enerji kullanan insanları zarara uğratıyor. 25 yıllık ömrü olan bir panel, yanlış bilgilerle teknik olarak büyük risk oluşturabilir. Rüzgârın hızını doğru hesaplanmazsa büyük kazalara sebebiyet verebilir. Ufak bir bağlantı ve topraklama hatasıyla her an yangın riski oluşabilir. Hata götürmeyen bir meslek. Donanımlı ve tecrübeli ara elemanlara ihtiyaç var” şeklinde konuştu.
Fatura ödemeye son!
Önümüzdeki dönemde evlerde güneş enerjisi kullanımının artacağını, sektörde büyük patlama yaşanacağını kaydeden Prof.Dr. Okur, en son basında yapılan açıklamada EPDK’ya 5 GW’lık 6 milyar Euro yatırım talebi geldiğini, Enerji Bakanlığının ise bunun sadece onda birine cevap verebildiğini söyledi.
Prof. Dr. Okur; “Halkımızdan inanılmaz talep var. Güneş ısısına bağlı su ısıtma sistemlerinin kullanımı arttığı gibi güneş panellerinin kullanımı da artacak. Herkes gündüz elektriğini üreterek fazlasını şehir şebekesine gönderecek, daha sonra ihtiyacı olduğunda geri kullanabilecek. Güneş enerjisi, alt yapı sorunu yaşayan kırsal bölgelerdeki birçok tarım arazisinin elektrik ve sulama sorununa da büyük çare olacak. Bir evin elektrik ihtiyacı yaklaşık 5 kilowatt, bu da yaklaşık 5-10 bin TL civarında kurulacak bir güneş paneliyle karşılanabilir. Bu kurulumdan sonra artık elektrik faturası ödemeye gerek yok ” dedi. (İlyas Yıldız – İLKHA)