Muhammet Şerif / Doğruhaber

7 Temmuz’da başlamıştı katiller çetesi israil’in mazlum Gazze halkını bombalaması. İlk başta havadan ve denizden başlayan saldırı 17 Temmuz’da kara harekâtıyla devam etmişti. Kara harekâtının başlamasından sonra katiller çetesi israil saldırılarını daha da artırmıştı.

Ancak, katiller çetesinin karşısında da sıradan bir yapı, bir ordu yoktu; İzzeddin el Kassam Tugayları’nın kahraman ve korkusuz neferlerinden oluşan onurlu insanlar, fedakâr askerler vardı.

Kahramanca çarpıştılar. israil’in orantısız güç kullanmasına karşı, güçlü imanlarından aldıkları cesaretle karşılık verdiler katiller sürüsü israil askerlerine. Tarihi bir savaşta, tarihe geçen bir mücadele sergilediler.

Allah-u Teâlâ’nın yardım ve inayetiyle, bebek katili terörist israil’e tarihinde hiç yaşamadığı acıyı yaşattılar; kahramanca direnişle katiler çetesine zilleti, mağlubiyeti tattırdılar ve diz çöktürdüler.

Dünya, Kassam Tugayları’nın onurlu direnişine hayran kaldı. Sözde dünyanın en gelişmiş ordusuna sahip israil, 7 Temmuz’da başlattığı operasyonlarda, Kassam’ın direnişiyle ve verdirdiği kayıplarla çıkmaza sürüklendi.

israil basını ve muhalefeti, iktidardaki isimleri sert bir şekilde eleştirdi. Alınan mağlubiyetin hesabını vermeleri gerektiğini belirttiler. Yakınlarını kaybeden israilli aileler tepkilerini günlerce sürdürdüler.

Katiller çetesi israil’in 7 Temmuz’dan bu yana verdiği kayıpların sayısı konusunda farklı rakamlar zikredildi. israil yandaşları, ordunun verdiği kayıpları açıklamayarak gizlemeye çalıştı.

Ancak israil’in bu savaşta verdiği kayıplar az değildi. israil Bakanlar Kurulu’na sunulan gizli raporda, öldürülen asker sayısı 497, subay sayısı 113 ve yaralananların sayısı da 1241 olarak verildi. Bu sayılar, israil’in bir savaşta verdiği en büyük kayıplardı.

Kayıplarının günden güne çoğalması, basının eleştirileri, ailelerin ve muhalefetin tepkisi gibi israil ordusu açısından ortaya çıkan olumsuzluklara birde “ordunun çaresizliği” de eklenince, israil tek çıkar yolunun “ateşkes” olduğunu anladı.

Ateşkes için Mısır’da başlayan müzakereler sonucunda israil cenahı, İslam ümmetinin onuru Kassam Tugayları’nın belirlediği tüm şartları kabul ederek ateşkes anlaşmasına imza attı.

Ateşkesin imzalanması sonucunda Hamas, büyük zafer elde ettiğini ilan etti ve Filistin halkı Hamas’ın askeri kanadı Kassam’ın terör çetesi israil’e diz çöktürmesinin zaferini kutladı.

Filistin tarafının büyük zaferini belgeleyen ateşkes anlaşmasında tarafların kabul ettiği maddeler şunlardır:

Tüm sınır kapıları açılacak,

Gazze’ye insani yardımların girmesine izin verilecek,

Filistin uzlaşı hükümetinin gözetiminde Gazze’yi yeniden inşa etmek için yardım ve para girişine izin verilecek,

Balıkçılık yapabilmek için israil’in Gazze karasularında uyguladığı abluka 6 milden başlayarak genişletilecek,

Gazze’deki elektrik sorunu çözülecek,

israil, her türlü saldırılarını tamamen durduracak ve Gazze’deki müdahalesini sonlandıracak…

Filistin tarafının Mısır’ın güvencesiyle, ateşkesin yürürlüğe girmesinden bir ay sonra müzakere edilmesini kabul ettiği maddeler ise şöyle:

Gazze havaalanı yeniden inşa edilecek ve aktif hale getirilecek,

Gazze’de bir liman kurulacak,

Daha önce serbest bırakılmış ve sonra tekrar tutuklanmış Filistinli esirlerin tümü serbest bırakılacak…

Ateşkes anlaşmasının bütün maddelerinde, Filistin halkının ve direnişinin zaferi açıkça görülmektedir. Ateşkesten çıkan sonuç, kesinlikle şudur; Direniş, siyonist çetelere diz çöktürtmüştür; zilleti tattırmıştır; mağlubiyeti yaşatmıştır. Hâsılı direniş, teknolojik imkânlarla donatılmış israil ordusuna karşı büyük bir zafer kazanmıştır.

Elbette ki bu zafer, Kassam sözcüsü Ebu Ubeyde’nin dediği gibi tüm Filistin halkınındır. israil’e zilleti tattıran bu zafer, babalarını direniş saflarında şehit veren mazlum ve musatazaf Gazzeli çocuklarındır, parklarda oyun oynarken çocukları bebek katilleri tarafından katledilen mazlum ve fedakâr Gazzeli ailelerindir.

Bu zafer ümmetin zaferidir. Bu zafer tüm onurlu halkların katiller çetesine karşı gösterdiği erdemli ve metanetli davranışlardan sonra elde edilen “başarının zaferi”dir.

Bu zafer, İzzeddin el Kassam’ın, Şeyh Ahmet Yasin’in, Abdulaziz Rantisi’nin zaferidir. Bu zafer, ümmet-i Muhammed’in geleceği için, onuru için, izzeti için mücadele eden erdemli insan topluluklarının tarihi zaferidir.

Allah-u Teâlâ bu unutulmayacak tarihi zaferi mübarek eylesin. İslam davası için mücadele eden mücahitlere ve bu zaferi yüreklerinin en derinliklerinde hisseden tüm mümin ve muvahhitlere tekrar tekrar mübarek eylesin.

NOT: İLKHA muhabiri Ali Adıyaman kardeşimizin, PKK tarafından kaçırılması kabul edilebilecek bir tutum ve davranış değildir. Bu olay ile PKK, büyük bir yanlışa imza atmıştır. Umarım bu yanlışın sürdürülmesi hususunda ısrar edilmez. PKK, derhal bu cürmü düzeltmeli ve acilen Ali Adıyaman’ı serbest bırakmalıdır. Bir medya mensubu olarak İLKHA muhabiri Ali Adıyaman’ın kaçırılma olayını nefretle kınıyor, bu menfur olayın son olmasını diliyor ve tüm yetkili kurumları da, üzerlerine düşen sorumlulukları biran evvel yerine getirmeye davet ediyorum.