Erkan Yavuz / Doğruhaber
“MUHABİR YOLDA DEĞİL, EVDEN KAÇIRILDI”
İLKHA`nın neden hedef seçildiği yönündeki soruyu da yanıtlayan İrtem, bölgede gazetecilik yapmanın zorluğuna dikkat çekerek, kaçırılma olayının nasıl gerçekleştiğiyle ilgili şu bilgileri verdi: “Malum bu arkadaşımızın anne ve babası daha önce köye gelen PKK`liler tarafından darp edilip köyden çıkarılmaya zorlanmıştı. Neticede defalarca yapılan tehdit, darp ve hakaret üzerine köyden çıkmışlardı. Dün de bu arkadaşımız Lice`nin bir köyüne akraba ziyaretine gitmiş, dönüşte yol üzerinde Silvan’ın Dağcılar köyünde bulunan evlerine bakmak istemişler. Eve girdikten azami 10 dakika geçmeden silahlı kişiler evi basarak evdekilerin kimliklerini istiyorlar. Yani muhabirimiz yolda durdurulup kaçırılmış değil, bizzat evlerine gelip almışlar. Bu, şu anlama geliyor ya birilerine `evlerini gözetleyip bize bilgi verin` demişler veya kendileri orada kalıyor. Kimliklerine baktıktan sonra muhabire dönerek, ‘Sen İlke Haber Ajansı adına çalışıyorsun, bizim hakkımızda çok haber yapıyorsun. Bizle geleceksin’ deyip yanındaki ekipman ve araçla beraber alıp götürüyorlar.”
“KÜRT HALKI PKK’NİN İNİSİYATİFİNE TERK EDİLMİŞ”
Bölgede kolluk güçlerinin üzerine düşen görevi yapmadığının altını çizen İrtem, “Kürt halkı PKK`nin inisiyatifine terk edilmiş. Ali Adiyaman`ın kaçırılması ilk değil, maalesef son olacağa da benzemiyor. Çünkü her gün yollar kesiliyor, insanlar kaçırılıyor, esnaf darp ediliyor, tüccarın dükkânı yağmalanıyor, arabalar yakılıyor. Bu anlamda biz hükümetin ve devletin bir acziyet içerisinde olduğunu düşünüyoruz. Belki insanların bir heykel kadar değerinin olmadığını görüyoruz. Lice’de bir heykel dikildi, devlet istediği için anında gidip heykeli oradan indirdi. Ama insanlar kaçırılıyor, hastalar mağdur ediliyor, düşünün bir gazeteci kaçırılıyor. Olayın gerçekleştiği yere 15 km uzaklıktaki Jandarma cesaret edip olay yerine gidemiyor. Bunu nasıl yorumlamak lazım, onu da kamuoyunun takdirine bırakıyorum.” ifadelerini kullandı.
‘GAZETECİ MESLEKTAŞIMIZ DERHAL SERBEST BIRAKILMALI!’
Diyarbakır’ın Silvan ilçesindeki Dağcılar köyünde akraba ziyareti için bulunduğu sırada PKK tarafından eve yapılan baskında kaçırılan İLKHA muhabiri Ali Adiyaman için basın açıklaması yayınlayan İSMEDDER, yaptığı açıklamada gazetecinin derhal serbest bırakılması gerektiğini vurguladı.
“YAŞANAN GELİŞMELER BİZLERİ ENDİŞELENDİRMEKTEDİR”
Gelişmelerin endişe verici olduğu ifade edilen açıklamanın devamında “Yaşanan bu olaylar bir kez daha bölgedeki tahammülsüzlüğün her meslekten insanı hedef aldığını gözler önüne sermektedir. Kamuoyunu bilgilendirmek, olayları insanlara olduğu veçhiyle aktarmak gibi önemli ve hayati görevleri olan gazeteci ve muhabirlerin gayri hukuki ve gayri insani tutumlara tabi tutulmaları bizleri üzmekte ve endişelendirmektedir. Görevleri habercilik ve gazetecilik olan insanların böylesi bir muameleyle karşılaşmaları gazetecilik ve muhabirlik yaptığını belirten diğer insanların yaşam ve özgürlüklerine aynı tavırla örneklik edeceği tehlikesini de beraberinde getireceği endişesini taşımaktayız. Onun için ‘bu benim gazetecim; o senin gazetecin, öyleyse ona özgürlük tanımam’ mantığı çok yanlış ve mahkûm edilmesi gereken bir anlayış olmalıdır” ifadelerine yer verildi.
“GELİŞMELERİ SÜREÇLE İLGİLENENLERİN DİKKATLERİNE SUNUYORUZ”
Zor şartlar altında görevini yerine getirmeye çalışan gazetecinin kaçırılma hadisesini süreçle ilgilenen görevlilerin dikkatlerine sunulduğu açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi; “İlkeli haber anlayışıyla doğru bir haber politikası gerçekleştirmeye çalıştığı görülen İlke Haber Ajansı’nın, bölge halkına büyük hizmetlerde bulunduğuna ve habercilik alanında üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye çalıştığına basın yayın camiası olarak şahit olduğumuzu da bu vesileyle ifade etmek istiyoruz. Kaçırma eylemini de bu hizmetlerinin bir sonucu olarak görüyoruz. Bölgenin zor şartları altında muhabirlik yapan meslektaşımızın gündüz vakti, elini kolunu sallayarak gelen kişiler tarafından kaçırılmasını süreçle ilgilenenlerin dikkatlerine ayrıca sunmada yarar görüyoruz.”
MEMUR-SEN: BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ DOKUNULMAZDIR
Memur-Sen Diyarbakır Şubesi yayınladığı bir basın açıklamasıyla PKK tarafından kaçırılan İlke Haber Ajansı muhabirlerinden Ali Adiyaman’ın serbest bırakılmasını istedi.
Basın açıklamasını okuyan İl Temsilcisi Yunus Memiş, gazetecilerin gerektiğinde hükümetlere ve güç odaklarına karşı savaşmayı göze alan insanlar olduğunu belirterek, bu bağlamda gazetecilerin toplum adına icra ettikleri mesleklerinin önemine işaret etti ve basın özgürlüğünün dokunulmaz olması gerektiğine işaret etti.
“GÜÇ ODAKLARININ PROVAKASYONU”
Memiş, “Bölgemizde gazetecilere ve basın özgürlüğüne yönelik gelişen her türlü saldırının karşısında bütün STK‘ları tavır almaya davet ediyoruz. Çözüm süreci içinde gelişen bu tür olayları, güç odaklarının provokasyonu olarak değerlendiriyoruz.” dedi.
DİMED, KAÇIRILAN GAZETECİ İÇİN BASIN AÇIKLAMASI DÜZENLEDİ
Diyarbakır’da Şeyh Said Meydanı’nda kaçırılan gazeteci Ali Adiyaman için basın açıklaması düzenleyen Diyarbakır Medya Mensupları Derneği (DİMED), 24 saati aşkın bir süredir kaçırılan gazeteciden herhangi bir haber alınamadığını açıkladı.
“BU TARZ SALDIRILARI ŞİDDET VE NEFRETLE KINIYORUZ”
Gazetecilere yönelik PKK’nin tutumunun sert bir şekilde kınandığı açıklamada, “Bu mağduriyetlerin bir şekilde giderilmesi ve bölge halkının insani bir hak olarak toprakları üzerinde güven içerisinde yaşamaya başlaması umulan şu günlerde, yol keserek, kepenk kapatarak, işçi ve gazeteci kaçırarak, cinayet işleyerek halka zarar veren PKK’nin tekrardan bölgeyi bir kaosa sürükleme çabası olduğu değerlendirilmektedir. Bölgemizde yıllardır halka her türlü zulüm ve baskıyı yapmaktan geri durmayan karanlık güçlerin güdümündeki PKK’nin, gazetecilere yönelik bu tarz saldırılarını şiddet ve nefretle kınıyoruz” ifadelerine yer verildi.
“BU ZİHNİYET KARŞISINDA DİK VE DAHA ONURLU DURMALIYIZ”
Kaçırılan kişinin gazeteci olduğu biliniyor olmasına rağmen kaçırıldığı ifade edilen açıklamada, “Kürdistan sınırları içerisinde her şey bizden sorulur” mantığıyla bölge medyasını kendi tekellerine almaya çalışan PKK’nin, kendisinin hoşuna gitmeyen, objektif ve ilkeli habercilik yapan gazetecileri cezalandırmaya kalkması, bölgede, 90’lı dönemlerde yaşanan karanlık günlerin geri gelmesine ve tekçi zihniyetin Kürt versiyonunun bölgemizde hortlaması anlamına gelecektir ki, tüm basın mensuplarının bu dayatmacı zihniyet karşısında daha dik ve daha onurlu bir duruş sergilemesi gerekmektedir” denildi.
Gazetecinin derhal serbest bırakılması gerektiğine vurgu yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Bu fitneye artık dur demenin ve bölgede ‘milli şef’ olma hevesinde olanları durdurmanın vakti gelmiştir. Zira bu gün dindar ve mütedeyyin bir aileden olan bir gazeteciyi hedef tahtasına oturtanlar, yarın bir basın kuruluşu, bir sonraki gün ise kendisi gibi düşünmeyen tüm toplumu hedef tahtasına oturtmaktan geri durmayacaktır. Tüm halkımızı yaşanan bu hukuksuzluklar ve toplumun vicdanı olan basını susturmaya çalışanlara karşı birlik olmaya davet ediyoruz. Son olarak, PKK’nin elinde olan gazeteci meslektaşımız Ali Adiyaman’ın sağ salim bir şekilde derhal bırakılmasını bekliyor, saldırıya maruz kalan ailesine geçmiş olsun dileğimizi iletiyoruz.”
KAÇIRILAN GAZETECİ BİR AN ÖNCE SERBEST BIRAKILMALI
İlke Haber Ajansı muhabiri Ali Adiyaman’ın PKK tarafından kaçırılmasına tepki gösteren Basın Konseyi, yaptığı açıklamada kaçırılan muhabir Ali Adiyaman’ın bir an önce serbest bırakılması için herkesi göreve çağırdı.
Kaçırılan gazeteci Ali Adiyaman’ın serbest bırakılması konusunda herkesin göreve çağırıldığı açıklamada, “Kaçırılan muhabir Ali Adiyaman’ın bir an önce serbest bırakılması için, başta İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, istihbarat servisleri ile ilgili tüm birimlerin konuya hassasiyetle eğilmelerini, Basın Konseyi olarak gazetecinin ivedilikle bulunması ve kurtarılması için, herkesi göreve çağırıyoruz” ifadelerine yer verildi.