DİYARBAKIR- İlke Haber Ajansı (İLKHA) Diyarbakır muhabiri Ali Adiyaman, dün Silvan’ın Dağcılar köyü Erkenciler mezrasında bulunan evine giderken PKK’liler tarafından kaçırıldı.
Yaşadıkları olayı İLKHA’ya anlatan baba Hüseyin Adiyaman, oğlunun İLKHA muhabiri olduğu gerekçesiyle kaçırıldığını ve PKK’lilerin daha önce de kendilerini ölümle tehdit ettiğini belirtti.
“Oğluma, ‘İLKHA’da çalıştığın için seni alıyoruz’ dediler”
Akrabalarını ziyaret etmek için Lice’nin Darakol köyüne gittiklerini söyleyen baba Adiyaman, “Önceki gün dünürlerimizi ziyaret etmek ve geçmiş bayramlarını kutlamak için Lice’ye gittik. Onların evine giderken yol üstünde bulunan köyümüzdeki evimize uğradık. Evimizi kontrol ettik. Çünkü PKK’liler daha önce evimize saldırmışlar ve camlarımızı kırmışlardı. Daha sonra Darakol köyüne gittik. O akşam Darakol köyünde kaldık. Sabah saat 10.00 civarlarında çıktık. Diyarbakır’a dönerken yol üstündeki evimize uğrayıp bazı eşyalarımızı almak istedik. Eve gittiğimizde ben bahçe işleriyle biraz uğraştım, Ali ise arabasını temizliyordu. Aradan 10 dakika geçtikten sonra bir pikapta bulunan PKK’liler geldi. Hemen iki kişi Ali’nin yanına gitti. Ben onlara, ‘Bizden ne istiyorsunuz?’ dedim. Bana, ‘Senin oğlun nerede ve kime çalışıyor?’ dediler. Daha sonra Ali’ye kimlik kontrolü yaptılar. İLKHA basın kartını görünce, ‘Sen İLKHA’da çalıştığın için seni alıyoruz.’ dediler. Ali ile 5 dakika görüşmek için onu aldılar ama tüm engellemelerimize rağmen onu arabasıyla birlikte alıp Lice Bingöl yolu arasında bulunan kamplarına doğru götürdüler.” dedi.
Bizi kendi fikirlerini kabullenmeye zorladılar
Adiyaman, PKK’lilerin kendilerine ‘Bizim fikrimize gelecek, arkadaşımız olacaksınız. O zaman sizi serbest bırakacağız.’ dediğini söyleyerek, “Ben de onlara ‘Biz dindarız. Sizin fikrinize gelemeyiz’ dedim.” şeklinde konuştu.
“Karakol can güvenliğimiz yok diyerek bizi almaya gelmedi”
Oğlunun kaçırılmasından sonra kendilerine en yakın karakolu aradıklarını ancak karakolun ‘can güvenliğimiz tehlikededir’ diyerek kendilerini evlerinden almadığını aktaran Adiyaman, “Tanıdıklar falan numaramızı karakola verdiler. Karakol bize telefon açtı. Bizi karakola çağırdılar. Biz de can güvenliğimiz olmadığı için onların bizi almalarını istedim. Karakol bize bir araç bulmamızı, yollarda mayın olma ihtimaliyle kendilerinin bizi alamayacağını söylediler. Bize bir ambulans göndereceklerini söylediler. Ben de onlara hasta olmadığımızı, eğer yollarda mayın varsa bizi göz göre göre ölüme götürdüklerini söyledim. Daha sonra muhtarımızı aramışlar, muhtar bizi karakola götürdü. İfadelerimizin ardından Diyarbakır’a geldik.” şeklinde konuştu.
“Oğlumun bir ay sonra düğünü vardı”
PKK’nin kendilerini daha önce ölümle tehdit ettiğini ve sürekli kendilerini sindirmeye çalıştıklarını anlatan anne Rizkiye Adiyaman ise, “Oğlum nişanlıydı. Bir ay sonra düğünü vardı. Oğlumu zorla dağa kaçırdılar. Gazeteci olduğu için böyle bir olaya maruz kaldı. Ona ne yaptıklarını bilmiyoruz. Böyle bir şey olacağını bilseydim asla köye gitmezdim. Zaten geçtiğimiz zamanlarda bizi evimizden dışarı çıkarıp hakaretler ettiler. Ajan olduğumuzu söyleyerek evimizi terk etmemizi istediler. Biz de mecbur olduğumuz için evimizi, hayvanlarımızı bırakıp geldik.” ifadelerini kullandı. ( İLKHA)