Hasan Yılmaz / Doğruhaber / Rehberlik

Evrende her şey değiştiğinden “Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.’’ Değişimin başladığı ilk basamak düşüncelerdir. Değişen düşünceler, eğitim sistemlerini etkileyerek yeni bir anlayışa sebebiyet vermiştir.Yeni eğitim anlayışının temellerinden birisi de, öğrencilerin sadece okulda değil, okul dışı ortamlarda da eğitimin önemli olduğu, öğrencilere kazandırılan bilgilerin pekiştirilmesi, uygulamaya dönüştürülmesi ve sürekliliğinin sağlanması için aile ve çevrenin de okulla aynı anlayışa sahip kalınması gerçeğine dayandırılarak eğitim hizmetlerine yön verilmesidir.
Öğrenciler, hayata hazırlanırken ilk ve en önemli izlenimlerini aile ve okulda edinmektedirler. Aile ortamında kazandığı özellikler onun eğitimi yanında tüm yaşantısını etkileyerek izler bırakmaktadır. Okulda kazandırılacak özellikler bu değerler üzerine inşa edileceğinden, çocuğun aile ve çevresiyle bir bütün olarak tanınması ve eğitim etkinliklerinde bu özelliklerin göz önüne alınarak ilgili çalışmaların yapılması yararlı olacaktır.

Öğrencileri daha iyi eğitmek, yetiştirmek ve hayata hazırlamak için onunla ilgili aile ve çevresinin de desteğini kazanmak gerekmektedir. Aileler, okulda öğrenciye kazandırılan bilgi beceri tutum ve alışkanlıkları benimsemez, desteklemez ve sürekliliği için uygun ortam hazırlamazsa, okulda verilen eğitimin tüm çabalara rağmen başarısız olacağı bilinmelidir. Günümüzde öğrenci üzerinde belirleyici güç sadece okul değil, çoğu zaman okul dışı aile, arkadaş gurubu, içinde yaşadığı çevre ve toplumsal yaşamın gerekleri yani okul dışı değişkenlerin çocuk üzerinde daha etkili olduğu bilinmektedir. Bu nedenle tek başına okuldaki eğitim etkinlikleriyle çocuğun yaşamına yön vermek anlayışı yetersiz ve başarısız olacaktır.
Yine öğrenciler, yaşamlarının ve günlük zamanlarının bir bölümünü okul ortamında geçirmektedir. Bir hamur gibi şekil alan öğrenciler, okul tarafından etkilenmektedirler. Okulda öğrencilere kazandırılan özellikler her ne kadar iyi, doğru, yararlı olsa da, okul dışı ortamlar tarafından bozucu etkinin bulunması durumunda öğrenci için bir anlam ifade etmeyecektir. Yani okulda öğrenilen şeyler okul dışına çıkıldığında geçerli olmalıdır. Okul, aile ve çevrenin öğrenci üzerinde ortak anlayış, değer ve beklenti içinde olmaları gerekmektedir. Okulun ve çevrenin çocuk üzerindeki etkisinin, farklı beklentilerinin çocuktaki bütünsel gelişimi bozacağı, hatta kişilik bozukluklarına yol açacağı bilinmelidir.

Öğrenciyi yetiştirirken okulda kazandırılan özelliklerin okul dışı ortamlarda da desteklenmesi-pekiştirilmesi, bilginin davranış haline gelmesi, bozucu etkinin en aza indirilmesi, öğrencinin sağlıklı, tutarlı ve devamlı gelişimi için, ailelerin de okulla birlikte aynı anlayışa sahip kılınmasıdır. Okul-çevre ilişkilerinin kurulması ve sürdürülmesinde bir takım dirençlerle de karşılaşılacağı hesaba katılmalıdır. İnsanlar, genellikle yaptıkları işi aynı düzeyde sürdürmek eğilimindedirler. Alışkanlıklarını değiştirecek değişimlerden hoşlanmaz ve yeni duruma direnç gösterirler. Veliler de bu güne kadar çocuk eğitimi sadece okulda yapılır, okul zaten çocuk için en iyi olan şeyleri yapar, bana herhangi bir görev düşmez düşüncesine sahipken, eğitimin planlanması, yürütülmesi ve tüm süreçlere katılımı kendisinde bu yeni durum için direnç oluşturacağı bilinmelidir.

Unutmayalım ki: Alışkanlıklarımızı bilinçli bir şekilde olumlu yönde değiştirip eğitime aktif olarak katılırsak gelecek kuşaklara ışık tutmuş olacağız.

Selam ve dua ile…