ANKARA -AK Parti Genel Merkez`inde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı`nda konuşan Erdoğan, bu toplantıyı son derece anlamlı bir yıl dönümünde gerçekleştirdiklerini belirterek, 14 Ağustos 2014`ün, 13 yıl önce Ankara`da AK Parti`nin kuruluşunu ilan ettikleri gün olduğunu söyledi.
Partinin kuruluş çalışmalarını, program, tüzük hazırlıklarını yaparken, milletten büyük teveccüh gördüklerini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"AK Parti`nin kuruluşuyla birlikte milletimizdeki heyecan, umut, doruk noktasına ulaşmıştır. 14 Ağustos 2001`den 3 Kasım 2002`ye kadar, Anadolu`yu, Trakya`yı karış karış dolaştık, milletimizle kucaklaştık ve heyecanı, umudu arazide müşahede ettik. Yeni kurulmuş sadece 14 aylık bir parti olmasına rağmen AK Parti, 3 Kasım 2002`de genel seçimlere girdi ve yüzde 34,4 oy oranıyla Türkiye`nin en büyük partisi olarak, iktidar partisi olarak sandıktan çıktı. Tabii parlamentoya iki parti girebildi ve biz aynı zamanda parlamentonun da milletvekili olarak yüzde 63 gibi bir çoğunluğuna sahip olduk. Burada en başta süreç içinde aramızdan ayrılmış, ahirete intikal etmiş tüm kardeşlerimizi rahmetle yad ediyorum, Allah`tan kendilerine rahmet diliyorum, mekanları inşallah cennet olsun, diyorum. AK Parti`nin kuruluşuna, 13 yılına her ne şekilde olursa olsun destek ve katkı vermiş kardeşlerimize bu köklü hareketin sancağını taşımış, taşıyan her bir yol arkadaşıma buradan bir kez daha teşekkür ediyorum."
"Hak bildiğimiz yolda sarsılmadan bugünlere kadar geldik"
Erdoğan, geride kalan 13 yılda çok zor ve meşakkatli dönemlerden geçtiklerine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Daha partimize kurulduğu andan itibaren arka arkaya davalar açıldı. Biz Türkiye`yi dolaşırken, milletimizle hasretle kucaklaşırken Ankara`da o aralar şahsımla ilgili derhal tutuklanmamı isteyen, idamla yargılamaya hazırlanan bazı savcılar çıktı. Hem partimizi kurduktan sonra hem de tek başına iktidar olduğumuzda AK Parti`nin kapatılması için girimler oldu. 13 yıl içinde darbe senaryoları gördük, suikastlere, tehditlerle muhatap olduk, çok sayıda provokasyon yapıldı. Zaman zaman partimizin içine fitne sokulmak istendi. Bizi çalıştırmamak, yavaşlatmak için nice tuzaklar kuruldu. Sadece 1 yıl içinde Gezi olaylarıyla, 17-25 Aralık darbe girişimleriyle hem partimiz hem hükümetimiz hedef alındı. İçeriden, dışarıdan ulusal ve uluslararası medyadan, çeşitli sermaye çevrelerinden, ülkelerden, istihbarat örgütlerinden nice saldırılar yapıldı. Allah`a hamd olsun! 13 yıl içindeki tüm bu saldırılara göğüs gerdik, tüm bu saldırıları püskürttük. Kurulan tüm tuzakları alt üst ettik. Sırtımızı önce hakka sonra halka dayadık ve hak bildiğimiz yolda sarsılmadan, ayaklarımız dolaşmadan, istikametimizden sapmadan bugünlere kadar geldik."
"AK Parti, 13 yıl boyunca manda ve himaye kabul etmeyen parti olmuştur"
"Şuraya özellikle dikkatlerinizi çekmek istiyorum, içerideki ve dışarıdaki güç odakları ellerindeki tüm fırsatları kullanarak, vasıtaları kullanarak 13 yıl boyunca bizi çok yoğun taarruz altında tuttular" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Amaçları sadece AK Parti`yi denklemin dışına itmek değildi. Aynı zamanda AK Parti ve AK Parti iktarını çalışamaz, iş göremez, hizmet üretemez hale getirmek istiyorlardı. 13 yıllık süreçte, hem partimizi dimdik ayakta tuttuk hem tüm saldırıları püskürttük hem de Allah`a hamd olsun Cumhuriyet tarihimizin en büyük reformlarını, yatırımlarını gerçekleştirdik, asli vazifenin hepsini layıkıyla yerine getirdik. Şunu unutmayalım, AK Parti`yi millet kurmuştur, milletimizin her bir ferdinin talebi, beklentisi, arzusu, hayalleri AK Parti`nin programında ve siyasetinde ete kemiğe bürünmüştür. AK Parti, 13 yıl boyunca sadece ve sadece milletle yürümüştür. AK Parti, 13 yıl boyunca hiçbir zaman manda ve himaye kabul etmeyen, milletin egemenliğini hiçkimseyle paylaşmayan bir parti olmuştur. Türkiye`de milletin egemenliğine ortak olma alışkanlığına sahip güç odakları, karşılarında AK Parti`yi bulmuştur. Medya, millet egemenliğine biliyorsunuz ortaktı. Üstelik de egemenlik üzerinde milletten daha fazla güce sahipken, bu ortaklıkAK Parti döneminde sona erdirilmiştir. Sermaye milli egemenliğe istikamet çizen bir güç odağıyken, AK Parti ile bu vesayet de sona ermiştir. Çeteler, cuntalar millet egemenliğinden AK Parti sayesinde ellerini çekmişlerdir. Bürokratik oligarşi, askeri ve sivil bürokrasi yargı, millet egemenliğine ortak olan, milletin iradesini kısıtlayan unsur olmaktan çıkmış, aslı vazifelerine dönmüştür. Bu dönemin en önemli kazanımlarıdır, bunlar."
"Bize ömür biçenler vardı ama yanıldılar"
Genel Başkan Erdoğan, AK Parti`nin bugüne kadar her kararı milletle aldığına ve uyguladığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"AK Parti, 13 yıl boyunca millet istikametinden başka yöne bakmamıştır. Biz partimizi kurduğumuzda, bize ömür biçenler vardı ama yanıldılar. Onların dedikleri olmadı, Allah`ın dediği oldu. İktidar görevini üstlendiğimizde bize ömür biçenler yanıldılar, yıpranacağımızı, dağılacağımızı, yorulacağımızı düşünenler her zaman yanıldılar. Ne yazık ki bizimle beraber yürüyenler içinde bile son zamanlarda AK Parti`nin kısa zaman içerisinde dağılacağını, parçalanacağını söyleyenler var. Bu da çok manidardır. Biz sadece milletten yetki alan bir parti olduk. Ama biz milletin hayır duasını da her daim yanında bulan bir parti olduk. Milletimize mahcup olmamak için 13 yıl boyunca çok büyük hassasiyetle hareket ettik. Yine hamd olsun, milletimize, mahcup olmadık."
"Her seçimin ardından hayal kırıklığı yaşadılar"
Erdoğan, 13 yıl içinde, 9 seçime girdiklerini, 3 genel, 3 yerel ve 2 halk oylaması ile 1 cumhurbaşkanlığı seçimi yaptıklarını kaydederek, şöyle devam etti:
"Bizim tükeneceğimizi, dağılacağımızı, yorulacağımızı düşünenler her seçimin ardından hayal kırıklığı yaşadılar. Çünkü niyet hayır, akibet hayır. Biz böyle yürüdük ama onların niyeti hayır değildi, şerdi. Onun için de sonuçları hep tokat oldu. 28 Mart 2004 yerel seçimlerinde oy oranımız yüzde 41,7`ydi. 30 Mart seçimlerinde yüzde 45,5 oranına ulaştık. 2007 halk oylamasında yüzde 69, 2010 halk olmasında yüzde 58 oranını elde ettik. 3 Kasım 2002`de aldığımız oy 34,4 idi. En son 12 Haziran 2011`de yüzde 50 oranına ulaştık. İşte en sonra Cumhurbaşkanı seçiminde milletimiz, yüzde 52 ile bize hem cumhurbaşkanlığı hem de Türkiye`nin halkoyuyla ilk seçilmiş cumhurbaşkanlığı makamını tercih etti."
AA