Zonguldak’ta Erci Madencilik Şirketi’nin taşeron olarak kömür çıkarılan madende pazartesi günü göçük meydana geldi. Madende mahsur kalan dokuz işçi, 13 saat sonra sağ olarak kurtarıldı. Bu, sevindirici bir haberdi ancak ortada bir skandal vardı. Göçük 03.00 sıralarında olmasına rağmen, maden sahipleri bunu saklamış, ailelere dahi haber vermemişti. Ayrıca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre madende önemli eksiklikler saptanıp, 25 bin lira para cezası kesilmiş, üretim de Mayıs 2014’e kadar durdurulmuştu. Önceki gün açıklamalarda bulunan maden sahibi Erol Civelek şunları söylemişti: “İçeride üretim yoktu. Müfettişlerin söylediği eksikleri gideriyorduk. Aslında göçüğü haber vermemiz gerekirdi ama madencilerin sağ olduklarını görünce panik yaşanmasın diye haber vermedik.”
‘Borcum var, çalışmak zorundayım’
Vatan`ın haberine göre maden sahibi bunları söylerken, işçilerin anlattıkları madendecilerin zor yaşam koşullarını, çaresizliklerini ve önlemlerin yetersizliğini gözler önüne serdi. Madenden sağ kurtulanlardan Ferhat Mankır, şunları anlattı: “Bu mesleği 16 yıldır yapıyorum, 4 yıl ara vermiştim ama Zonguldak çocuğunun kaderi bu tekrar dönüyor. İki çocuğum var, 6 ve 7 yaşlarındalar. Başımızı sokacak bir ev yapalım dedik, bitti ama elektiriğini bağlatamadığım için oturamıyoruz. 13 bin TL borcu var evin. Bu borcu ödeyebilmek için mecburen madene iniyoruz. Ayda 1400 TL alıyorum, yıllık iznim yok. 10 yıldır sadece dini bayramlarda izin yapıyoruz.”
‘Yanımızda gaz maskesi yoktu’
Madene girdikten yaklaşık 3 saat sonra göçük olduğunu anlatan Mankır, şöyle devam etti: “Yanımızda ne oksijen maskesi ne de madende gaz ölçüm aleti vardı. Yemek ve su da yoktu. Oksijen bitiyordu. İstim borusunu kesip hava girişini sağladık. Birbirimize sarılıp vücut ısımızı sabit tutmaya başladık. Aklıma Soma geldi. ‘Orada zehirli gaz vardı, yangın vardı’ diyerek halimize şükrettik. Şartlar zorlaşınca moralimiz bozuldu. Madende üretimin durdurulduğunu bilmiyorduk. Denetim olduğunda bize oksijen maskesi dağıtılıyor, müfettişler gittikten sonra maskeleri topluyorlardı. Üretimin durduğunu haberlerden izledim. Kazadan sonra yetkililere geç haber verildiğini ise eşimiz, dostumuz söyledi. “
‘Ölüm olsa kimse beni düşünmez’
Dört yıllık madenci Ayhan Günbel de kredi borcu olduğu için çalışmak zorunda olduğunu söylüyor:
“Madende tahkimat için çalıştığımız günler de oldu ama göçüğün olduğu gün madene üretim için girmiştik. Madenin üretime kapalı olduğunu medyadan öğrendik. Resmi şeyleri bilmeyiz, zaten söylemezler de. Ekipman olarak da oksijen maskemiz yoktu. Gaz ölçüm aletimiz benim bildiğim kadarıyla yoktu. Zaten görsem de bilmem ne olduğunu. Gaz maskesi benim sağlığım için tabi ki ama benim de gücüm patrondan gaz maskesi istemeye yetmez. Ben gaz maskesi istiyorum desem, patron bana ‘yarın gelme’ der. Ölüm olsa kimse beni düşünmeyecek, herkes kendini düşünecek. Patron da kendini düşünecek. Bu işten en az hasarla nasıl çıkarım diye düşünecek. Kendi canımı, kendim düşünmem gerekiyor ama benim bu ay, kredi borcu taksitini yatırmam gerekiyor. Burada bin - bin 500 TL’lik başka iş var da ben mi çalışmıyorum? Ocağın kapandığını söylediler, ben üzüldüm açıkcası. Sağlığım önemli ama burayı bıraktığımda gideceğim başka ocak daha mı iyi olacak? Aynı sıkıntılar orada da var. 36 yaşında gözlük kullanan bir adamım... Genç insanlar varken, madende iş bulması çok zor. Orası kapandı diye ben evimde yatamam, ödemem gereken borçlarım var. Başka yerde çalışmak zorundayım. Bana daha iyi yer bulunursa o zaman burası için ‘Allah belasını versin’ derim. Sonuçta ben çalışmak zorundayım.”