Şükrü Gündüz / Doğruhaber

Dua Yayıncılık romanlar, kültür kitapları, hadis, siyer, fıkıh ve tefsir kitaplarıyla hizmetlerine devam ediyor. Bünyesinde barındırdığı Semere, Kürtçe yayınlarıyla Banqa Haq ve çocuklara yönelik Yarım Elma ve Arapça yayınlarıyla Daru’d Dua, birbirinden güzel ve faydalı kitaplar çıkarmaya devam ediyor.

YUSUFİYE MEDRESESİNİN ÖRNEK TALEBELERİ

Dua Yayıncılığın bünyesinde bulunan Semere’den son olarak Hazreti Meryem, Hazreti Fatıma ve Hazreti Haticetü’l Kübra annelerimizin hayatını anlatan birbirinden güzel üç eser çıktı. Bu kitapları farklı kılan özellik ise, kitapların yazarları İbrahim Halil Göv ve Abdullah Zengin’in 20 yılı aşkın bir süredir İslami davadan dolayı cezaevinde bulunuyor olmaları. Yaptıkları İslami faaliyetlerden dolayı cezaevinde bulunan yazarlar, cezaevini adeta Yusufiye Medresesi’ne çevirdiler. Yusufiler İslami ilimlerde icazet alırlarken, her biri dışardan birkaç üniversite okuyarak buralardan mezun oldu. Hayatlarını İslam’a adayarak bedel ödeyen Yusufiye Medresesi’nin talebeleri birçok alanda kitaplar yazarak hizmetlerine cezaevinde olmalarına rağmen devam ediyorlar.

CEZAEVİNDE İKİ ÜNİVERSİTE BİTİRDİ

Hazreti Meryem ve Hazreti Fatıma kitabının yazarı İbrahim Halil Göv 1974 Şanlıurfa – Suruç ilçesinde doğdu.1992’de İslami faaliyetlerinden dolayı tutuklandı. 9 yıllık uzun bir yargılamadan sonra müebbet hapis cezası aldı. Cezaevinde İşletme Fakültesi ve Adalet Bölümü ön lisansını bitirdi.

KARA CAHİLİYEYİ, NUR OKLARIYLA DELEN FATIMALAR LAZIMDIR

Göv, kaleme aldığı Hazreti Meryem ve Hazreti Fatıma adlı eserlerle Müslüman kadınların bu mümtaz şahsiyetleri iyi tanıması gerektiğini belirtiyor. İbrahim Halil Göv Hz. Fatıma eseri için şunları yazıyor: “Bu çalışmayla örnek Müslüman kadın Hz. Fatıma’yı tanıtmak istiyoruz. Hz. Fatıma’nın Peygamber kızı olduğunu bilmeyenimiz yok. Ama onun yüce şahsiyetini, örnek alınacak ahlakını, Allah ve Resulüne olan bağlılığını, eşine olan itaatini, çocuklarını nasıl yetiştirdiğini pek fazla bilmeyiz. Peygamberin kızı Fatıma kadar Hüseyin gibi bir yiğidi ve Zeynep gibi bir kahramanı yetiştiren Fatıma’yı da bilmeliyiz. Bu yüzden yeniden Fatımalara ihtiyaç vardır. Hicazın kara cahiliyesini nur oklarıyla delen Fatımalar lazımdır. Akidevi, ahlaki, ilmi ve siyasi bilinciyle kendini donatmış Fatımalar…”

MERYEM GİBİ ŞAHSİYET

Hz. Meryem adlı eser için de şunlar anlatılmış:
“Bu kitapta Hz. Meryem; yani iffet, yani adamak, yani adanmak, yani güçlü olmak, yani topluma nasıl mimar olunur denilecek bir şahsiyet anlatılmaktadır. Bunun için Müslüman kadınların vazifeleri çok ehemmiyetli ve ağırdır. Öncelikle Meryem gibi bir şahsiyet kazanılmalı ki, Allah da ona İsa’ları (salih evlatları) bahşetsin. Meryem gibi dini ilimleri tahsil etmeli ki, bilinçli ve şuurlu evlatlar yetiştirsin. Meryem gibi kuvvetli bir iman ve salih amel sahibi olmalı ki, Allah yolunda karşılaşacağı sıkıntıları ve musibetleri selametle atlatabilsin/sabredebilsin…”

22 YILDIR CEZAEVİNDE

Haticetü’l Kübra kitabının yazarı Abdullah Zengin, 1974 yılında Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesine bağlı Düzova Köyü’nde doğdu. İlkokulu köyde, ortaokulu ve liseyi Mardin İmam Hatip Lisesi’nde okudu. 1992 yılında İslami faaliyetlerinden dolayı tutuklandı. Türkiye’nin farklı illerindeki birçok cezaevinde kaldı. Cezaevinde kaldığı süre içerisinde Eskişehir Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü ve 2 yıllık ilahiyat bölümünü bitirdi. Halen İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi Coğrafya Bölümünü okumaktadır.

FEDAKÂRLIKTA KADINLARIN EŞSİZİ

Zengin, kitabında ‘Kübra’ namıyla anılan ve Allah’ın selamına mazhar olan Hazreti Hatice validemizin örnek hayatını okuyucuları ile paylaşmış. Abdullah Zengin, eserle ilgili şunları söylüyor: “Fedakarlıkta kadınların eşsizi; zor ve çile dolu anlarda Resul-i Kibriya’nın omuzdaşı ve teselligahı, Hz. Hatice ki o, Efendimiz tarafından şahsına yakışır ‘Kübra’ namıyla anılmış, Allah’ın selamına mazhar olmuş güzide bir hanımefendidir. Onun örnek yaşantısının her karesinin, her santiminin nasıl örüldüğü ve yaşandığı bir tarihe yolculuk yapacak ve bu tarihî sahnelere şahit olacaksınız”