(Mücahid Temel, Erkan Yavuz/) Doğruhaber

İSTANBUL - Mısır’ın seçimle iş başına gelmiş meşru Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye yönelik geçtiğimiz yıl askeri cunta tarafından gerçekleştirilen darbeye karşı halk, meydanlara dökülmüş ve özgürlükleri için mücadele etmişti. Halkın meşru ve barışçıl direnişi askeri cuntanın katliamı ile kana bulandı. Binlerce insanın katledildiği, binlercesinin de yaralandığı katliamların en büyüğü de Rabiatül Adeviyye Meydanı’nda gerçekleşti. Helikopter, tank ve ağır silahlarla meydana saldıran askeri cunta kadın, çocuk, yaşlı demeden binlerce kişiyi katlederken yüzlerce ölünün de cesedini yaktı. Tüm dünyanın gözleri önünde canlı yayında gerçekleştirilen bu katliam Mısır’ın askeri cuntasının yüzüne kara bir leke olarak kazındı. 

Darbeden sonra halkın barışçıl olarak direniş gösterdiği meydanlara aktif olarak destek veren ve katliam sırasında Rabiatül Adeviyye Meydanı’nda bulunan Cemaati İslami’nin siyasi kanadı İmar ve Kalkınma Partisi yetkililerinden Halid Şerif, darbe sonrası yaşanan zulümler ve katliam günü Adeviyye’de yaşananlar hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. O röportajı sizlerle paylaşıyoruz.

MISIR HALKI DİKTATÖRLERİ VE ZULÜMLERİNİ REDDEDİYOR

Rabiatül Adeviyye katliamının üzerinden bir yıl geçti. Bu yıl içerisinde halkın darbeye karşı çalışmaları ve kalabalıkların tepkisini değerlendirir misiniz?

Mısır halkı bir yıldan daha fazla bir süreden beri darbeye karşı direnişe geçmiştir. Seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye yapılan askeri darbenin yapıldığı günden bugüne kadar halk meydanlara ve caddelere dökülüp darbeye karşı durdu. Cami önlerinden, özellikle cuma namazlarından sonra meydanları ve caddeleri doldurup, darbeye karşı durdular. Çünkü onlar heder edilmiş özgürlüklerini geri almak için, askerin halkın iradesine saygı göstermesini istiyorlardı. Bunu kanlarını dökerek ve ruhlarını teslim ederek istediler. Askerler ise, üzülerek söylüyorum ki 14 Ağustos’tan sonra birçok katliamlar gerçekleştirdi. Meydanlarda ve caddelerde gerçekleştirilen büyük çaplı gösteriler bu kan içici darbeye açık bir kınamadır. Mısır halkı bu darbecileri, diktatörleri, zulmü ve azgınlığı kesinlikle ret ediyor. Direnişçi Mısır halkı darbeye karşı koyarak, dünyanın her yerinde özgürlüklerini ve saygınlıklarını geri almak konusunda ısrarcı olduğunu sergiledi. 

DARBECİLER, SIĞINDIKLARI YERLERDE KUŞATILMIŞ DURUMDADIRLAR

Katliamdan bir sene sonra askeri darbe ve halkın devrim çalışmaları ne durumdadır?

Darbe, bütün yönden kuşatma altındadır. Yine darbe sarsıntılı ve zayıftır. Çünkü halkların iradesi güçlü ve galip gelen bir iradedir. “Eğer bir gün halk hayatı isterse kaderin buna cevap vermesi gerekir.” Bu sözden anlayacağımız üzere halkın iradesi, güçlü olan, galip olan iradedir. Darbeciler ise halk olarak kabul edilmiyor. Devlet olarak kabul edilmiyor. Direnişin çalışma alanları günden güne genişliyor. Kalabalıklar artıyor. Güçleri artıyor. Darbeciler saraylarında ve kuruluşlarında kuşatılmış ve sınırlandırılmış durumdadır. Zahirde darbeciler ülkeyi ellerine geçirmiş ve güçlü görünüyorlar ancak halk tarafından ret ediliyor. Kabul görülmüyor. Darbeciler büyük soykırımlar ve katliamlar gerçekleştirerek suç işlediler. Barışçı gösteri yapan binlerce kişinin kanını döktüler. Cesetlerini yaktılar. Bunların hepsi darbecilerin alnında utanç ve suç olarak duruyor. 

ADEVİYYE’DE BİNLER KATLEDİLDİ… CESETLERİ YAKILDI, TANKLARLA ÇİĞNENDİ

Siz Rabiat-ül Adeviyye katliamının gerçekleştiği sırada meydanda bulunuyordunuz.  Şahit olduğunuz bazı durumları ve gördüğünüz etkileyici birkaç tutumdan bahseder misiniz?

Mısır halkı ve hatta dünyanın hepsi canlı yayından verilen bu kanlı katliama şahit oldular. Bu katliamda 2 binden fazla kişi hayatını kaybetti. 6 binden fazla kişi çeşitli yaralar aldılar. Bunların hepsi TV kanallarının önünde yapıldı. Darbeciler, meydanda toplanan milyonların üzerine ağır silahlarla, tanklarla ateş ediyorlardı. Kadın, çocuk demeden katlettiler. Cesetleri yaktılar. Tanklarla cesetler çiğnendi. Yine caminin hürmeti göz ardı edilerek, Rabia camisini yaktılar. Ancak Nazilerin yapabileceği bu kanlı katliam kalbinde İman ve İslam olan herkesin kalbini neredeyse hüzünden eritecekti. Bu katliam Endülüs’te ve işgalciler tarafından İslam ülkelerinde yapılan soykırımlardan farksızdır. Sanki düşman ve işbirlikçilerine karşı duruyormuşçasına soykırıma giriştiler. İnsanı en çok üzen şey de katliam, yaralamalar, tutuklamalar ve saldırılar durduktan sonra Allah’ın evi olan camiyi ve içindeki Kur’an’ları yakmalarıydı. Bu cuntacı asker için büyük bir utanç kaynağıdır. 

MISIR HALKI DEVRİMLERİNİN PEŞİNİ BIRAKMAYACAKTIR

Katliamdan bir yıl sonra sizce darbecilerin tahtlarının sarsılması ve hatta yıkılması için nasıl adımlar atılmalı?

Darbecilerin tahtlarının yıkılması için adımlar atılmaya devam ediliyor. Mısır halkı bunun farkındadır. Her gün, sabah ve akşam özellikle cuma günleri namazdan sonra kış ve yaz fark etmeksizin, Ramazan ayında aç ve susuz bir şekilde protestolar sürüyordu. Bizler barışçıl gösterilerle darbecilere geri adım attıracağız. Bunun için İslam âlemindeki bütün Müslümanlar Mısır’daki kardeşlerine yardım etmeli ve desteklemelidir. Özgürlüklerin geri verilmesi ve devrimlerinin amacına ulaşılabilmesi için ellerinden gelen çabayı sergilemeleri gerekir. Mısır halkının gerçekleştirdiği devrim, cuntacı askerler tarafından çalındı. Bunun için halk, devrimlerinin geri alınması gerektiğinin farkındadır. Bundan sonra gösteriler daha fazla daha etkileyici yerlerde gerçekleştirilecektir. Darbecileri daha fazla sıkıştıracaklar. Artan zamlardan dolayı veya baskı ve zulüm siyasetinden dolayı öfkelenmiş kalabalıklar darbecilere baskılar yapacaklar.  Darbecilerin, fakirleri daha da fakirleştirme siyasetine ve fakirlere karşı başlattıkları savaşa öfkelenen halk, durdurulamayacak. Bu şekilde zulme ve fakirleştirmeye karşı halk öfkelenip, devrimlerini tamamlayacaklardır.  

 DARBECİLER YAPTIKLARININ BEDELİNİ ÖDEYECEK!

Katliamı yapanların kanunlara teslim edilmesi için yaptığınız en önemli çalışmalar nelerdir?

Biz Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne şikâyette bulunduk. Yine BM’ye bağlı İnsan Hakları Komisyonu ve Afrika Birliği İnsan Hakları Komisyonu’na şikâyette bulunduk. Ancak bunu size ve bütün dünyaya söyleyebilirim, bu katliamı gerçekleştiren darbeciler kesinlikle kurtulmayacaklar ve yaptıklarının bedelini ödeyecekler. Çünkü bu katliam özgürlüğünü elde etmek için toplanan halka yönelik yapıldı. Bundan dolayı da affedilmeyecektir. 

GAZZE, ÜMMETİN BAŞINI DİK TUTUYOR

Mısır’ın yanı başında Gazze’de katliamlar gerçekleştiriliyor. Siyonistler kadın, çocuk ve yaşlı demeden şehri bombardımandan geçiriyor. Buna karşı mücahitler de ellerinden geleni yapıp, Siyonistlere karşı duruyorlar. Bu konuda bize biraz Gazze’den ve direnişinden de bahsedebilir misiniz?

Gazze, gösterdiği direniş ve aldığı zaferle Müslümanların başını dik tutuyor. Direnişin sergilediği kahramanlıkla işgalci Siyonistler Gazze’den çekilmek zorunda kaldı. Gazze az imkânlarıyla ve basit silahlarıyla düzenli ve güçlü bir orduya sahip. Siyonistlere geri adım attırmayı başardı. Bunun için bütün dünyanın Gazze ile övünmesi gerekir. Gazze halkı; ABD, Rusya ve diğer ülkelerden aldığı destekle yenilmez denilen bir orduyu yendi. Buna karşı tünellerle ve az imkânlarla Siyonistleri mağlup etti.  Gazze bu şekilde İsrail’e güzel bir terbiye verdi. Bunun için hepimiz Gazze’yle övünüyoruz. 

Son olarak mesajınız nedir? Türkiye’den beklentileriniz nelerdir?

Türkiye halkı mücadeleci bir halktır. Özgürlüğü ve saygınlığı için mücadele ediyordu. Gelişmiş ülkelerin mesafesine gelinceye kadar bu mücadelesinden vazgeçmedi. Yine Türkiye halkından saygı gördük, bunun için onlara teşekkür ediyoruz. Allah-u Teâlâ’dan da bu halka güven ve istikrarı devam ettirmesini temenni ediyoruz. Yine bu halktan Gazze’ye, Suriye devrimine, Mısır devrimine ve diğer Arap sorunlarına daha fazla eğilmesini temenni ediyoruz. Yine bu ülkelerden gelen mültecilere Türkiye’de kolaylık sağlanmasını, ikamet verilmesini temenni ediyoruz.