DİYARBAKIR - Basın mensuplarına yönelik artan saldırıları değerlendiren gazeteciler, meslektaşlarına karşı yapılan saldırıların çirkince bir davranış olduğunu ve bu tür girişimlere yönelik önlemlerin alınması gerektiğini belirttiler.

Gazetecilere karşı yapılan saldırıların yeni olmadığını dile getiren Diyarbakır Haber Gazetesi Haber Müdürü Ahmet Beşenk, Türkiye’de görev yapan çoğu gazetecilerin hayati güvencelerinin olmadığına dikkat çekti.

Beşenk, “Gazetecilere karşı yapılan saldırılar maalesef yeni saldırılar değil. Fakat ülkeler demokratik adımlar attıkça her şeyin rayına oturması gerekirken, nedense bizim ülkemizde demokratikleşme ilerledikçe belli konularda da şiddetler yıldırma politikaları da benzer düzeyde artmalar görülüyor. Türkiye’ye baktığımız zaman gazetecilerin büyük çoğunluğu TRT ve Anadolu Ajansının dışındaki gazetecilerin birçoğu sendikasız ve büyük çoğunluğu sigortasız, hiçbir güvencesi olmayan ve hiçbir toplum tarafından da kabul edilmeyen bir meslek grubundayız.” dedi.

“İLKHA muhabiri şiddete uğruyor ve bu olay hiçbir basın kuruluşunda yer almıyor”

Şırnak’ta İlke Haber Ajansı muhabirine karşı uygulanan şiddettin her hangi bir basın kuruluşunda yer almamasına tepki gösteren Beşenk, “Ben gazetecilerin büyük bölümünü böylesi sözlü veya fiziki saldırılara maruz kalmasını hak ve müstahak olarak görüyorum. Bu tür saldırılar aslında gazetecilerin birleşmesini ve kendilerine gelip biz ne yapıyoruz demelerini gerektiren olaylardır. Ama gelin görün ki Şırnak’ta İlke Haber Ajansı’nın muhabiri şiddete uğruyor, zorla birleri tarafından götürülmeye çalışılıyor ve bu olay hiçbir basın kuruluşunda yer almıyor. Buna benzer olaylar maalesef Diyarbakır ve Türkiye’nin değişik illerinde de meydana geldi.” ifadelerini kullandı.

“Birbirimizi savunmak gerekirken bu bencillik neden?”

Beşenk son olarak, “Peki, sen gazetecisin ve birbirini kucaklayıp belli bir noktaya getirip birbirinizi savunmanız gerekirken bu bencillik sizin aranızda niye vardır ve bunun sebebi nedir? Gazetecilerin asıl sorgulaması gereken sorular budur. Ben bir gazeteci olarak soruyorum. Benim meslektaşım kim tarafından hangi hak ile neden götürülmek istendi. Meslektaşlarıma karşı yapılan saldırıları ben neden ise her hangi bir gazetelerden veya televizyonların hiçbirinde göremedim. Eğer biz böyle bir meslek grubuysak bu bize hak mıdır müstahak mıdır bilmiyorum.” şeklinde konuştu.

“Gazetecilerin korunması noktasında hassasiyet gösterilmiyor”

Gazetecilerin Dünya’nın her yerinde saldırıya uğradığını dile getiren Güneydoğu Ekspres Gazetesi Bölge Muhabiri Mücahit Ceylan, gazetecilerin korunmasına yönelik hassasiyet gösterilmediğine dikkat çekti.

Ortadoğu’da yaşanan savaşta hayatını kaybeden gazeteciler olduğunu vurgulayan Ceylan, “Gazeteciler bugün maalesef Dünya’nın her bir yerinde saldırılara uğruyorlar. Özellikle günümüzde Ortadoğu coğrafyası içinde yaşanan savaşta hayatını ciddi anlamda kaybeden gazeteci arkadaşlarımız var. Özellikle toplumsal olaylarda ve savaş durumlarında gazetecilerin korunması noktasında hem devlet tarafından hem de diyelim ki toplumsal bir olay varsa o olayı ortaya çıkartan eylemciler tarafından maalesef gerekli önlemler alınmayıp hassasiyet gösterilmiyor.” dedi.

“Gazeteci arkadaşlarımız polis ve eylemcilerin saldırısına uğruyor”

Sahada gazeteci arkadaşlarının hem polis hem de eylemcilerin saldırısına uğradığını ifade eden Ceylan, “Sahada gazeteci arkadaşlarımız birçok toplumsal yönden polis ve eylemcilerin saldırısına uğrayabiliyor. Devlet kurumlarında görev yapan güvenlik güçlerinin kendi içerisinde mesleki eğitimlerle bunların anlatılması gerekir. Diğer taraftan ise sokakta gösteri yapacak eylemcilerin de bağlı bulundukları kurumlar veya siyasi partiler tarafından bilinçlendirilmesi gerekir.” ifadelerini kullandı.

“Gazetecilere yapılan saldırı olayı derhal açığa çıkarılmalı”

İlke Haber Ajansı muhabirinin uğradığı saldırıyı değerlendiren Ceylan, “Gazetecilerin tek görevi, yaşananları kamuoyuna doğru bir şekilde aktarmaktır. Dolayısıyla sizin de muhabirinizin bir saldırıya uğradığı bu olay doksanlı yıllarda olan olaylara benzer bir olaydı. Bu çok vahim bir durumdur ve buna derhal güvenlik güçlerinin el atıp bu işi hemen açığa çıkarması gerekiyor. Zira bu yaşanan olay açığa çıkmadığı takdirde bunun tekrarı acaba olacak mı gibi bazı kuşkulu sorularda bizim kafamızda oluşacaktır.” şeklinde konuştu.

“Saldırılar karşısında birlik olunması gerekir”

Son olarak gazetecilerin saldırılara karşı bir duruş ortaya koyması gerektiğini dile getiren Ceylan, “Gazeteciler kamu hizmeti yapıyor ve hiçbir şekilde gazeteci görevi başında veya görevi dışında olsa dahi mesleğinden ötürü her hangi bir saldırıya maruz kalmamalı ve bununla ilgili herkesin ciddi anlamda özen göstermesi gerekiyor. Her hangi bir basın mensubuna karşı bir saldırı yapılır ise ve diğer basın eğer bu tür saldırılara gözünü kulağını kapatıyorsa bir defa o mesleğini ihbar etmiş oluyor. Çünkü bugün başkasına yapılan yarın kendi çalışanına da yapılır. Bu durumda asla ve asla hiçbir şekilde bunlar görünmezlikten gelemez ve yok sayılamaz. Gazeteciye yapılan saldırı karşısında meslektaşlarının da konuyla alakalı kol kola girmesi ve buna karşı bir duruş ortaya sağlaması gerekir.” dedi. (Ali Adiyaman / Hüseyin İçli - İLKHA)