Gazze… Kefenlerin küçük küçük biçildiği, kabirlerin küçük küçük kazıldığı, enkazların bile acıyı gizleyemediği mazlumiyet diyarı…

La`netli kavim vururken, Âlem seyrediyor. La`netli kavim vururken Müslüman ülkeler gaflet içinde seyrediyor.

Size ne oluyor da, Allah yolunda ve `Ey Rabb`imiz! Halkı zalim olan şu kasabadan bizi çıkar; bize kendi katından bir veli (koruyucu, sahip) gönder, bize kendi katından bir yardımcı gönder` diyen zayıf düşürülmüş erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?  (Nisa 75)

Evet, bize ne oluyor. O mazlumlar için canımızla savaşmaktan, Mustazafların kurtuluşu için mücahade etmekten bizi alı koyan ne acaba?

Ölümlerini engelleyemedik bari kalanların yaralarını sarmaya çalışalım. Canımızla yapamadığımız Cihad emrini malımızla yapalım ki, Allah Azze ve Celle`nin huzurunda bir nebze de olsa az terleyenlerden olalım.

Gazze`de ilaç yok, farkında mıyız acaba? En ufak bir baş ağrısında bile ilaca sarılan bizler, kolu kopan çocuğun acısını anlar mıyız acaba?

Gazze`nin acısını sarmak için birçok fırsat, birçok olanak var. Birçok kurum yardım kampanyaları düzenleyerek oraya ilaç ve gıda ulaştırmak için çaba sarf ediyorlar.

Uluslararası Yardım kuruluşlarından Avrupa Yetim Der de bu minvalde bir kampanya başlatmış durumda. Dernek Gazze İçin Acil Yardım Kampanyası adıyla başlattığı bu faaliyetinin gayesini şöyle açıklıyor,“Gazze`de tükenen ve hayati öneme sahip olan tıbbi (ilaç, serum, antibiyotikler, vb.) malzemelerin alınması ve Gazze`deki sağlık kurumlarına ulaştırılmasına yöneliktir.

Şimdiye kadar dünyanın birçok bölgesine ivedilikle yardımlar ulaştıran Avrupa Yetim Der, şimdi de Gazze ile bizim aramızda köprü oluyor.

Başlıkta da belirttiğim gibi, kurulan bu Gazze Köprüsünden Geçen, Sırattan da Düşmeden Geçer.

Gazetelerde okuyor, görüyoruz. Dünyanın kırktan fazla ülkesinden Siyonistler, Gazzeli bebekleri katletmek, onlarla savaşmak için İsrail Ordusuna katılmış.  Onlar Siyonistlere katılmak için, Gazzelileri, kardeşlerimizi katletmek için bu kadar gayretliyken, bize ne oluyor da acaba kılımız kıpırdamıyor.

Bu Ayeti tekrar tekrar okuyalım. Size ne oluyor da, Allah yolunda ve `Ey Rabb`imiz! Halkı zalim olan şu kasabadan bizi çıkar; bize kendi katından bir veli (koruyucu, sahip) gönder, bize kendi katından bir yardımcı gönder` diyen zayıf düşürülmüş erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz? (Nisa 75)

Neden Allah katından gönderilen veliler, yardımcılar biz olmayalım ki? Evet, belki zayıf düşürülmüş, parçalanmış o bebekler uğruna savaşacak kadar, onlarına yardımına koşacak kadar iman veya imkân sahibi değiliz.

Ama her halde, yaralarını saracak bir yara bandı alamayacak kadar da gayretsiz değiliz? Ölenler için elimizden hiçbir şey gelmedi, bari yaralıların imdadına koşalım da, kurulan bu insanlık köprüsünden yani dünyanın sıratından ak yüzle geçelim ki uhrevi sırattan da Cehennem ateşine düşmeden geçelim.

Bakın Hadisler Sırat`ı `Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin` olarak tanımlamaktadır. Dünyanın köprüsü de öyle değil mi?

Şimdi bu Gazze`ye yardım ilanlarını gördüğümüzde hepimizin içi yanacak, elimizden geleni yapmaya çalışacağız ama nefsimiz devreye girecek ve `Ya kardeşim, sen daha yeni zekâtını, fitreni verdin. Bu yılki hesabı kapattın. Keşke daha önce olsaydı o zaman zekâtını Gazze`ye verirdin`  türünden vesveselerle bizi kandırmaya çalışacak. Şunu bilelim ki, bu, nefsimizin şeytani fısıltısından başka bir şey değildir. O yüzden haydi hep beraber köprüye koşalım. Hazır bizi iyiliklerden vazgeçirmeye çalışan şeytanlar da bağlıyken bu fırsatı kaçırmayalım.

Bu kampanya, çok açık belirteyim ki; bir köprüdür. Bu köprüden yüz akıyla geçen, Sırat köprüsünden de`Şimşek` gibi geçer. Avrupa Yetim Der, bize Sırat Köprüsü`nden şimşek gibi geçme fırsatı sunuyor.Bunu ben demiyorum, Hadis-i Şerif böyle buyuruyor. Buyrun okuyalım.

Servetiyle Allahü teâlâya itaat eden ve malının hakkını ödeyen kimse, Kıyamette Sırata gelince, malı "Haydi geç, çünkü sen, bende olan Allah’ın hakkını ödedin" der. Daha sonra malındaki Allah hakkını ödemeyen kimse gelir, malı, "Neden bende olan Allah hakkını ödemedin?" der. O da "Yazık bana, ne yaptım?" diye söylenir.(Beyhaki)

Gazze için düzenlenen bu yardım kampanyasına destek vermek, Malımızda olan Allah`ın hakkını ödemek için bu ortamda çok büyük bir fırsattır.

Rabbimiz bizden, bizi kendisine ulaştıracak vesileler edinmemizi istiyorEy iman edenler, Allah`tan korkup sakının ve (sizi) O`na (yaklaştıracak) vesile arayın; O`nun yolunda cihad edin, umulur ki kurtuluşa erersiniz. (Maide 35)

İşte bizi O`na (C.C) ulaştıracak bir vesile. Avrupa Yetim Der, bu vesileyi koymuş önümüze bu fırsatı kaçırmayalım Allah için.

Dedik ya, Dünya`nın Sırat Köprü`sünden geçen, Ahiretin de Sırat`ından yüz akıyla geçer. Bakın Peygamber (S.A.V) bu konuyu nasıl canlandırıyor gözümüzde.

İnsanlar Cehennem üzerindeki köprüden geçerler. Köprüde dikenli demirler, çengeller ve kancalar vardır. İnsanları sağdan soldan yakalar. Köprüdeki melekler, "Allah’ım selamet ver" diye dua ederler. Halkın bir kısmı köprüyü şimşek gibi, bir kısmı rüzgâr gibi, bir kısmı koşan at gibi, bir kısmı koşarak, bir kısmı yürüyerek, bir kısmı emekleyerek ve bir kısmı da sürünerek geçer. Asıl Cehennemliklere gelince, bunlar ne ölür, ne de yeni bir hayata kavuşur. Günahkârlar, günahı nispetinde Cehennemde yandıktan sonra onlara şefaat edilmeye izin verilir.[Buhari]

İşte Sırat böyle bir şey. Şu anda Sırat`tan en rahat geçmenin yolu, Gazze için atan bir kalbe, ceplere giden ellere sahip olmaktır.

Evet, günlerdir dualar ediyor, Protestolar düzenliyor, yazıp çiziyoruz. Kavli dua`dan, fiili duaya geçişin zamanı gelmiştir.

Ben en başta kendi nefsim olmak üzere, bütün Müslümanları, Avrupa Yetim Der`in düzenlediği bu kampanyaya destek olmaya ve hep beraber Sırat`tan kardeşçe geçmeye çağırıyorum. Canımızla yapamadığımız yardımı bari malımızla yapalım. Koruyamadığımız kardeşlerimizin bari yaralarını saralım.

Haydi, Allah için Allah Rızası için…

Avrupa Yetim Der`in internet sitesinden bu kampanyanın ayrıntılarını öğrenebilir, nasıl yardımda bulunacağımızı tespit edebiliriz. Çok istemiyorlar zaten, 10 Euro`ya bize bir gazinin yaralarını sarma fırsatı veriyorlar.

Adına bakıp, Avrupa Yetim Der`in sadece Avrupa`da faaliyet gösterdiğini düşünmeyelim. Avrupa Yetim Der, dünyanın birçok bölgesine yardımda bulunduğu gibi, Dünya`nın her yerinden gelen yardımlara da açıktır. Sakın Türkiye`de yaşayan kardeşlerimiz, Avrupa Yetim Der`i sadece Avrupa`ya hitap eden bir yapı olarak algılamasınlar. Çağrımız bütün Müslümanlaradır…

Rabbim hepimizi, Dünya`nın ve Ahiret`in Sıratından Şimşek gibi geçenlerden eylesin…

Selam ve Dua İle…

Zülküf ER / Hurseda