Çocuk sahibiyseniz, çocuklarınızı adam gibi yetiştirmeyi arzuluyorsanız yine kulak vermelisiniz sözlerime…
Sizi hiçbir şey ilgilendirmiyorsa, hayatın dalgaları arasında sağa sola çarparak hareket eden bir çöp gibiyseniz, din, inanç, düşünce ve kültür gibi bir derdiniz yoksa lütfen dinlemeyin…
Bu ülkenin okullarında 80 yıldır her şeyden habersiz masum çocuklara anlamsız ve boş şeyler öğretiliyor. Okula adım attıkları zaman anlamını bilmedikleri “andımız” isimli saçmalıklar dizisiyle karşılaşıyor. Dünyanın hiçbir yerinde tarihin hiçbir döneminde yaşanmayan garabet uygulaması Türkiye’de 80 yıldır dayatılmaya devam ediyor. Her çocuk, anlamını bilmediği “varlığının Türk varlığına armağan olduğu” saçma söylemini papağan gibi her sabah tekrarlamak zorunda kalıyor. Bugüne kadar hiçbir iktidar bu anlamsız, ahlaksız ve aşağılık sözleri kaldırma cesaretini gösteremedi.
Okula adımlarını attıktan sonra çocuklarımıza; ilahlaştırılan, kutsallaştırılan, dinimize, inancımıza, kültürümüze ve insanlığımıza aykırılık teşkil eden bir sürü boş ve aşağılık şeyler öğretiliyor. Körpe beyinleri kirletiliyor. Tertemiz duyguları istismar ediliyor. Ahlakları bozuluyor. Gelecekleri tarumar ediliyor.
Çocuklarımız kız ise, bütün bunlarla birlikte; örtüsünden sıyrılmadan, bedenini kuşatan tesettürünü çıkarmadan okulun kapısından içeri giremiyor. Başını ve bedenini örten tesettürüyle okula yaklaştırılmıyor. İşin kötüsü iktidardaki elitlerden tutun da aşağılara kadar bu çirkin uygulamalar neredeyse toplumun büyük bir kesiminde olağan hale gelmiş. Çoklarında en küçük rahatsızlığa bile yol açmıyor.
Çocuklarımıza öğretilenler neredeyse bütünüyle İslam’a aykırılıkları gözetilerek programlanmış. Okula giden kız çocuklarımızın giyiminde İslam’ın yasakladıkları meşru görülmekle birlikte, İslam’ın emrettikleri yasaklar listesine alınmış. Kısaca içerisinden Allah ve İslam’ın çıkarıldığı, yıllarca halkımıza zulmedenlerin kutsallaştırılarak merkeze oturulduğu ve İslami tesettürün yasaklandığı eğitim yuvalarına teslim ediyoruz çocuklarımızı.
Değerli anneler ve babalar!
Büyük zahmetlerle büyütmeye çalıştığımız çocuklarımızı inançlarımıza tamamıyla ters bir şekilde kurumlaşmış ortamlara gönderiyoruz. Neredeyse aç kurtları andıran eğitim sisteminin çarklarına terk ediyoruz masum yavrularımızı. “Yasaklarla mücadele”yi şiar edindiğini iddia eden iktidar elitlerinin bugüne kadar bu türden çok önemli sorunlara çözüm getirme gibi bir gayretleri görülmedi. Özellikle ilköğretim ve liselerde çocuklarını tesettürle okutmak isteyen ailelere karşı tepkileri ise çok çirkin ve iğrençti.
Değerli anne ve babalar! İktidardakiler pislikleri ortadan kaldırmak için bir şey yapmıyorlarsa elimizi bağlayıp boş duracak lükse sahip değiliz. Onlar yapmıyor diye üzerimizdeki sorumluluk sona ermiyor. Bu durumda önlemimizi almak ve sorunu çözmek için harekete geçeceğiz. Evlerimizi eğitim yuvasına dönüştüreceğiz. Çocuklarımızın bozulmaması, ahlaksızlaşmaması, yozlaşmaması ve duyarsızlaşmaması için günün birkaç saatini bizzat onlara ayırıp inanç yönünden geliştirmeye çalışacağız. Onları İslami ahlaka göre şekillendireceğiz. Onlara İslam’ı öğreteceğiz. Peygamberimizin, peygamberlerimizin ve İslam için mücadele eden İslam büyüklerinin hayatını ve mücadelesini öğreteceğiz. Buna gücümüz yoksa yakınlarımızdan yardım isteyeceğiz. Bunu da imkân yoksa çocuklarımızı İslami kurumlara, derneklere ve vakıflara göndererek hastalıklı eğitimin oklarına karşı İslami ölçüyle yetiştirmeye çalışacağız.
Okula kız çocuklarını gönderen anne ve babalara gelince! Öncelikle tesettürün Allah’ın bir emri olduğunu, hiçbir şart ve ortamda mükellef hiçbir Müslüman bayanın tesettürlü giyimi terk edebileceğiyle ilgili İslam’ın ruhsatının olmadığını bilmeliyiz. Kız çocuklarının örtüleriyle okulların kapısına kadar gidip burada örtülerini çıkardıktan sonra okula örtüsüz girme gibi bir anlayışın çözüm olmadığını bilmek zorundayız. Mükellef olan kız çocuklarının namahremlerin bulunduğu ortamda örtülerinden sıyrılmalarının Allah’ın emrini çiğneme olduğunu, bu konuda örtüyü çıkaran sorumlu olmakla birlikte anne ve babaların da sorumlu olduklarını unutmamalıyız.
Değerli anne ve babalar! Hesap gününde hesabını veremeyeceğiniz günahlara neden boyun eğiyorsunuz? Bu ülkenin üniversitelerinde örtü serbestse ortaöğretim ve liselerinde de serbest olmalıdır. Buna da sizin ciddiyetiniz, direnişiniz, hangi şartlarda olursa olsun çocuğunuzu örtüsüyle okutma çabalarınız yol açacak. Okuldaki görevlilerin tehdidi ve polis baskısı gibi engellere boyun eğmeyin. Siz direndikçe, çocuklarınızın ellerinden tutup örtüleriyle okula göndermede azimli davrandıkça ve sizler gibilerin sayısı çoğaldıkça yasakçılar isteklerinize karşı direnemeyecek ve geri adam atacaklar. Haklı isteklere boyun eğmek zorunda kalacaklar. Anlamsız yasaklardan vazgeçecekler. Yeter ki direnin, yeter ki baskılara karşı çıkın, yeter ki engellemelere karşı ümidinizi yitirmeyin, yeter ki geri adım atmayın, azimli ve sabırlı davranıp kazanmak için direnmeye devam edin. Sizin desteğiniz neticesinde çocuğunuz arkasındaki güçlü desteği hissedip örtünmek için daha çok direnecek.
Çocuklarımızı seviyorsak, ahlaklı ve onurlu yetişmelerini istiyorsak, el ele gönül gönüle verip hem okullarımızdaki faşist ruhlu sisteminin değişmesi için harekete geçmeli hem de okullarımızdaki tesettür yasağının son bulması için daha yoğun ve ciddi şekilde çalışmalıyız. Unutmayın ki zorbalar, dayatmacılar ve yasakçılar ciddi ve onurlu bir direniş karşısında geri çekilmek zorunda kalacaklar. Tarih boyunca hep böyle olmuş, bugün de böyle olacak. Sıkıntıların son bulması için direnişten başka bir yolumuz yok.
Nevvab YILDIZ / Okur Köşesi