DİYARBAKIR  -  İnsanların “kaybedecek bir şeyim kalmamış” algısı içinde olmasının en tehlikeli insan tipi ve durumlarda biri olduğuna vurgu yapan D.Ü. Hastaneleri Başhekimi Prof. Dr. Sait Alan,  köyünü terk etmiş, evladını, babasını, malını-mülkünü, huzurunu kaybetmiş bir kişiden olaylara karşı sağduyulu, objektif ve yapıcı bir davranış beklemenin safdillik olduğunu söyledi.

“Bütün bu saydıklarımız düne kadar bölgemizde bir lükstü”

Alan, “Devam eden çözüm sürecinin en önemli kazanımı bölgedeki normalleşmedir. Normalleşen bölgede insanlar artık gece geç saatlere kadar dışarıda vakit geçirebiliyor, pikniğe çıkabiliyor, esnaf kepenk kapatmıyor, dağda hayatını kaybetmiş çoğu çocuk yaşta genç bedenler için taziye çadırlarına artık rastlanmıyor, bölge halkı normalleşiyor. Bütün bu saydıklarımız düne kadar bölgemizde bir lükstü. Normalleşen bölgemizde insanlar kaybedebilecekleri değerlerin farkına vardıkça, çözüm sürecinde alınan olumlu sonuçlar katlanarak artacaktır.” tespitinde bulundu.

“Diyarbakır tarih boyunca doğuda kültür, sanat, ticaret ve sağlık merkezi olmuştur.”

Diyarbakır’ın son otuz yılda hiç hak etmediği bir şekilde çatışmalarla, şiddet olaylarıyla anıldığına vurgu yapan Alan, “Diyarbakır tarih boyunca doğuda kültür, sanat, ticaret ve sağlık merkezi olmuştur. Bu tarihi miras, coğrafi şartlardan gelen bir misyon oluşturmuştur. Normalleşen Diyarbakır’da hızlı düzelecek sosyoekonomik durum, bölgemiz ve komşu ülkeler işbirliğini artırarak bölgesel barışa önemli katkılar sağlayacaktır.”  ifadelerini kullandı.

“Diyarbakır şehri var iken Paris diye bir şehir yoktu”

Diyarbakır’ın komşusu olduğu ülkeler açısından da bir cazibe merkezi olma yolunda önemli bir merkez olduğunu ifade eden Alan, çevre ülkelerden gerek eğitim gerekse de sağlık hizmeti almak için yoğun bir yönelişin olduğuna dikkat çekti.

Alan, “Süreç tamamlanır ise sağlık dışında diğer sektörlerdeki potansiyel gelişmeler de hesaba katacak olursak Diyarbakır; Türkiye ekonomisinin önemli lokomotifi olacaktır. Diyarbakır’a yapılan Doğunun Paris’i yakıştırması bile artık anlamsızlaşacak, çünkü Diyarbakır şehri var iken Paris diye bir şehir yoktu. Böylesine eski, kadim, tarih kokan Diyarbakır şehri peygamberler kabirleri, Yahudilerin ilk mescidi, Diyarbakır’a meftun sahabe kabirleri ile tek başına inanç turizminin başkenti olmaya adaydır.” dedi. (İLKHA)