Okullar tatil olmuş, öğrenciler büyük bir heyecanla yaz aylarında nasıl tatil yapacaklarından bahsediyorlardı. Her birinin farklı hayalleri vardı. Kimisinin hayalinde denize girmek, kimisinin gezip dolaşmak, kimisinin hayalinde ise koca bir yaz tatilinde yatmak vardı. Alinin hayali ise farklıydı. Onun için tatil demek; İslami faaliyetleri daha rahat ve daha geniş bir zamanda yapmak vardı. Okullar bir haftadır tatile girmişti. Okulların kapanmasıyla birlikte Kuran öğrenmeye gelen öğrenci sayısında artış olmuştu. Bu durum ders halkalarını genişletmişti. İkindi vakitleri, camiden çıkan bu ilahi nağmeler, bülbül sesinden farksızdı. Dinledikçe insanın dinleyesi geliyor, insanın ruhunda bir tat bırakıyordu.
Her şey çok güzel gidiyordu. İslamın fedakar evlatları, daha çocuk yaşta bu hayırlı faaliyetlere girişip bu ağır yükü taşıyorlardı. Buna karşın İslam düşmanları da boş durmuyorlardı. Şeytanın misyonunu yüklenen bu insanlar, görevleri gereği bu hayırlı işleri engellemeye çalışıyorlardı. Halkın bu gençlere olan teveccühü kırmak için iftiralar attılar olmadı, çocukları ve ailelerini korkuttular olmadı, gençleri bu yoldan döndürmeye çalıştılar olmadı. Zira bu dava en büyüktü en iyileri en güzelleri en asil olanları feda etmek lazımdı ki; bu dava o azizlerin kanı sayesinde yücelsin, bereketlensin ve meyve versin. Çare olarak onları öldürmeye karar verdiler. Neticede Ali hariç, diğer üç arkadaşın farklı yerlerde bu hainler tarafından kanları döküldü. Ali de yaralanmış fakat kurtulmuştu. Bedenleri bu dünyadan ayrıldı fakat Allahın müjdesiyle -biz bilmesekte- onlar yaşamaktadırlar. "Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin! Bilakis (onlar) diridirler fakat siz anlayamazsınız."(Bakara 154)
Ali şehit olmak için arkadaşlarıyla yaptıkları duaları hatırladı. O da şehit olmayı Rabbinden dilemişti fakat ona nasip olmamıştı. En büyük tesellisi "Müminlerden Allah’a verdikleri sözde sadakat gösteren erler vardır. Onlardan kimi adağını yerine getirdi (şehid oldu), onlardan kimi de beklemektedir. Onlar kesinlikle (sözlerini) değiştirmediler." (Ahzap 23) ayetti kerimesi olmuştu. Şehadetlerinin ardından Ali’nin ağzından gayrı ihtiyari şu dizeler dökülmüştü:
Ah! Gelmez mi beklediğim gün
Bir gelse bana tebessüm etse
Ve beni alıp götürse
Buluştursa cennetin bir köşesinde
Ben de merhaba geldim desem
Şehit kardeşlerime...
Haşim Balçık / Silvan - Yaş: 24