Hüseyin Kaya / Doğruhaber / Haber Yorum

Dürtükleme, itekleme ve parlatma faaliyetlerinin gölgesinde Cumhurbaşkanı adayı E. İhsanoğlu, yavaş yavaş siyaset öğrenmeye başlıyor.

Emekleme döneminde bir çocuğun düşe kalka yürümesi gibi bir şey ama Türkiye şartlarında bu iş olacak. Olacak olmasına da zaman yetecek mi o belli değil. Tabii bu arada “öğretmenlerinin ya da çatı ayaklarının siyasi üsluplarının yan yana gelmesiyle nasıl bir portre ortaya çıkar, bu portrenin şahsiyet ve kimlik sorunu olur mu?” şeklindeki soruların cevabı da kısa sürede anlaşılır sanırım.

Erdoğan’ın halktan kopukluğu, batıcılığı ve elitist zihniyeti anlatmak için yaptığı “monşer” suçlamasına, İhsanoğlu’nun kelimenin sözlük anlamından yola çıkarak cevap vermesi, nezaket ve bilgeliği değil siyasetten ve halktan kopukluğu gösterir.

Bu arada İhsanoğlu’nun yaptığı kimi açıklamalarından yola çıkarak kimlerin projesi olduğunun da netleşmeye başladığını söyleyebiliriz. Kendisinde siyasi bir vizyon yoksa da arkasında siyasal bir mühendislik çalışmasının olduğu kesin.

Garip açıklamalarıyla bunu ortaya koyuyor İhsanoğlu.

Yalnızca dört madde aldım buraya.

-İhsanoğlu Filistin’de tarafsız olunması gerektiğini söylüyor. Bu tutumun Amerika ve israile taraf olmak anlamına geldiğini herkes biliyor.

-İhsanoğlu, Suriyeli mültecilere kapının açılmaması gerektiğini söylüyor. Bununla CHP’ye, Alevilere, hâlihazırdaki Amerikan ve Avrupa siyasetine, Rusya, İran ve Çin bloğuna mesaj veriyor. Bu arada klasik “Yurtta sulh; ama isterse cihan yansın” siyasetine keskin bir dönüş sinyali de veriyor.

-Darbeci Sisi’ye verilen destek. İhsanoğlu bu tutumuyla Suud ve körfez ülkelerinin siyasetine bağlılığının devam ettiğini deklare ederken, İhvan düşmanlığıyla da israil’e çiçek uzatmaktadır. Bu arada darbecilerin meşruiyetini de kabul ederek geri çekilmiş zihniyete de sıcak mesajlar veriyor.

-9 yıldır siyasal İslam’ı eleştiriyormuş. Eleştiri, deyip geçebilirsiniz ama mesele bu kadar basit değil. İhsanoğlu buna alternatif olarak bir şey öneriyor mu, diye soruyorsunuz haklı olarak. Alternatifi söylemesine gerek yok zaten eylem ve söylemleri ortada. Siyasal İslam en basit tabiriyle Müslümanların İslami kimlikleriyle yönetime talip olmasıdır. Siyasal İslam’a karşı olan İhsanoğlu basına verdiği demeçte siyasi tavrını laiklikten yana koyduğunu söylüyor, ama o da doğru değil. İhsanoğlu’nun siyasal İslam’a karşıtlığı, içinde batıcılığı, cuntacılığı, kral ve meliklerin yönetiminin devamını daha açık bir ifadeyle Amerika’yı rahatsız etmeyen bir sistemi talebini barındırıyor. İşin özü bu.

Bu arada Sisi ve Esad’ın da siyasal İslam’a karşı olduğunu hatırlatalım.