MUŞ - Muş'un Yelalan köyünde yer altından çıkan esrarengiz ateş yayılıyor. Sabah saatlerinde araziye yayılmaya başlayan ateşe itfaiye ekipleri müdahale etti.
Köy Muhtarı Suphi Yaşlı’dan edinilen bilgilere göre; bir haftadan beri devam eden ateş bugün sabah saatlerinden itibaren yayılmaya başladı. Yer çatlaklarından çıkan alevlerin zaman zaman yarım metreyi bulduğunu ifade eden Yaşlı, ateşin araziye yayıldığını belirtti.
Hızla yayılan ateşe itfaiye ile müdahale etmek zorunda kaldıklarını kaydeden Yaşlı, oluşturacakları bir heyetle yarın durumu Muş Valisi Vedat Büyükersoya intikal ettireceklerini söyledi.
Konuyla ilgili olarak Muş Alparslan Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Sosyal Bilgiler Eğitimi Ana Bilim Dalı Başkanı İskender Dölek ile yaptığımız telefon görüşmesinde "Daha önce sulak alan olan bir bölgede tarımsal sulama ihtiyacını karşılamak amacıyla kontrolsüz bir şekilde su çekilen bir sahada meydan gelen yangınlar sulak alan özelliğini yitirmiş bu sahada oluşmuş bitki kalıntılarının çürümesiyle oluşan büyük olasılıkla metan gazının etkisiyle oluşmaktadır.'' ifadelerini kullandı.
Dölek; "Bu tür sulak alanlarda toprak altında kalan bitki ve bitki kalıntılarının çürümeye başlamasıyla metan gazı oluşur. Bu gazın etkisiyle de çürümüş bitki kalıntıları sıcak havalarda kendi kendine tutuşabilir. Erciş’te Varto’da benzer olayların yaşandı. Bu sahlarda kolayca tutuşabilecek şeylerin bırakılmaması gerekir.'' şeklinde konuştu.
Belirtilen sorunların dışında bu tür yerlerde başka sorunların da meydana geldiğini ifade eden Dölek, "Kontrolsüz bir şekilde su çekilen bu sahalarda taban suyu seviyesinin düşmesiyle birlikte topraklarda tuz oranının artması topraklarda çoraklaşmaya da neden olmaktadır. Sahada su sorununun çözülerek sahanın doğal haline dönmesi sağlanmalı. Bu tür bataklık sahalardan atmosfere salınan metan gazı küresel ısınma için de tetikleyici bir unsur olmaktadır.” diye konuştu.
Bu sorun aslında düşünsel anlamda insanın kendini yeniden sorgulamasını gerekliliğinin altını çizen Dölek, insanın doğanın bir parçası olduğunu ve insanın doğa ile doğal uyum halinde olması gerektiğini kaydetti. (M. Şirin Çağlayan-İLKHA)