ŞANLIURFA - Irak’ın Musul kentinde 23 gün gözaltında kalan TIR şoförleri, kurtulduktan sonra yeni doğmuş gibi olduklarını söyledi.
TIR şoförlerinden Şanlıurfalı Ahmet Felhan, kaçırıldıkları 23 gün boyunca adeta ölümle iç içe yaşadıklarını ifade etti.
Akşama yakın Mahmur’dan termik santraline mazot boşaltmak için götürüldüklerini söyleyen Felhan, “Diğer gün 15 kişi bulunduğumuz yere bir baskın yaptı. Hepsinin gözünde gözlük vardı üstelik silahlıydılar. O zaman biz dedi ki, bizi burada öldürecekler. Ondan sonra benim içinde bulunduğum 11 kişiyi ayırıp başka bir yere götürdüler. Ve bizi kaçıranların kim olduğu konusunda bir fikrimiz yoktu.”
"Bizi ayırdıklarında sanki ölüme gidiyor gibiydik"
Ayrılan 11 kişilik grupta yer aldığını belirten Felhan, arkadaşlarından ayrı bir yere götürüldüklerinde kesin öldürüleceklerini düşündüklerini söyleyerek, “Giderken sanki ölüme gidiyoruz gibi gittik. Bizi yaklaşık 30 kilometre götürüp 2-3 gün bir harabe yerde tuttular. Sonra bizi tekrar elektrik santraline getirdiler. Santralde bulunan arabalarımızı çıkardık sonra bizi Geyara Havaalanına götürdüler havaalanında yaklaşık 20-25 gün kaldık. Bizi kaçıranların IŞİD olduğunu bilmiyorduk daha sonra bize söylediler.” dedi.
Her an ölümle iç içe yaşadıklarını belirten Felhan, orada yaşanan savaştan dolayı herhangi bir bombalamada öldürülme ihtimaline karşılık çok korktuklarını ifade etti.
Sorunları şirket ile idi
Gözaltındayken fazla bir sıkıntı yaşamadıklarını söyleyen Ferhan konuşmasına şöyle devam etti: “Bize hiç karışmadılar. Dediler ki ‘sizinle hiç bir alıp verdiğimiz yok şirketle sorunumuz var.’ Bize erzak, su, yemek hiç esirgemediler onlarda kötü bir şey görmedik. Orada oruç tutan tutuyordu. Bir zorlama ile karşılaşmadık. Biz orada orucumuzu tuttuk.” dedi.
Onlar şirketten alacakları olduğunu söylediler
Kendilerini kaçıranların şirketten alacakları olduğunu söyleyen Felhan, "Onların dediğine göre, onların şirketten alacağı var. Daha önce şirket araçlarının güvenliğini oranın halkı sağlıyordu. Şirketin araçlarının güvenliğini yaklaşık 5-6 aydır peşmergeler yapıyor. Onlar da bu araçların korumasını neden biz değil peşmergeler yapıyor diyerek bizi kaçırdılar.” diye konuştu.
"İlk yakalandığımızda hayatın sona erdiğini düşündüm"
TIR şoförlerinden Mehmet Ceydan ise, ilk yakalandıklarında hayatının sona erdiğini düşündüğünü söyledi.
Ceydan, "Akşam saatlerinde Mahmur’dan Geyara’ya doğru gittik. Normalde gündüz gitmemiz gerekirdi ama o gün konvoy olarak bizi götürdüler. Akşamüzeri oranın (Musul’un) İŞID tarafından alındığını duyduk tabi çok ilgilenmedik dedik ki, yükümüzü boşaltıp bizi gönderirler. Ama öyle olmadı sabahleyin gelip ‘yükünüzü boşaltın’ dediler sonra da bizi gözaltına aldılar.” dedi.
İlk yakalandıklarında hayatın sona erdiğini düşündüklerini ifade eden Ceydan, onların bize zarar vermeyeceğini anladıktan sonra geçen her geçen gün, biraz daha rahatladıklarını ifade etti.
İlk kaçırıldıklarında kendilerini kimin kaçırdığını anlayamadıklarını söyleyen Ceydan, sözlerine şöyle devam etti: “Bizi bir köye götürdüler savaşta harabeye dönmüş kullanılmayan bir okulda kaldık. Bize kötü davranmadılar. Orada 2 gün 2 gece kaldık sonra bizi bir daha termik santraline götürdüler oradan da hava alanına götürdüler.” ifadelerini kullandı.
"Maliki uçaklarının bombardımanından korkuyorduk"
Orada kendilerine iyi davranıldığını aktaran Ceydan: “Bize yemek falan veriyorlardı ama o halde kim yemeği düşünür ki, zaten moralimiz bozuktu iştahımız yoktu. Biz onlardan korkmuyorduk biz Maliki uçaklarının orayı bombalamasından korkuyorduk." dedi.
"Bizi toplu infaz etmelerini istiyorduk"
Yaşadıklarını anlatan TIR şoförlerinden Şanlıurfalı Vehbi Demir de, "Bizi yakaladıklarında 11 kişilik bir grubu ayırdılar. Diğer arkadaşlarımız santralde kaldı zaten en çok zorluğu gören 11 kişi idi. Sonra bir araca bindirip götürdüler o an bizi infaz edeceklerini düşündük. Bizi götürürken o esnada hiç bir şey düşünemiyorduk. Sadece kelime-i şehadet getirerek öleceğimizi düşündük.
Önceleri bizi kaçıranların IŞİD olduğunu bilmiyorduk. O anda hiç bir fikrimiz yoktu sadece bizi toplu olarak infaz etsinler daha iyi olur düşüncesi aklımıza geldi. 20-25 kilometre civarında harabe olmuş bir yere götürdüler. Bizi bir araçla götürdüler götürürken hiç bir müdahale yapılmadı gözlerimizi filan bağlamadılar. 2-3 saat sonra yanımıza geldiler ‘siz Müslümansınız size karışmayız korkmayın’ dediler. Bize yemek getirdiler, su getirdiler.” dedi.
Rehinken ailesiyle görüşebildiğini belirten Demir, bırakılacaklarını duyduklarında çok sevindiklerini söyledi.
(Osman Gülebak - İLKHA)