BİTLİS - Parti çalışmaları için Bitlis’te bulunan Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkan Yardımcısı M. Hüseyin Yılmaz, gündeme ilişkin İLKHA’ya önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye’de hukukun, kişiye göre uygulandığını savunan Yılmaz, darbeciler salınırken İslami davadan cezaevinde yatanlara yönelik bir düzenlemenin yapılmamasını eleştirdi.
“Türkiye’de yargı, yürütmenin emrindedir”
Türkiye’de hukukun herkese farklı uygulandığının altını çizen Yılmaz, “Oysaki normalde hukuk devletinde yasalar herkese eşit uygulanmalıdır. Zengine de fakire de, sistem muhalifine de sistem yandaşına da, devlet bürokrasisinin başındakine de sıradan bir vatandaşa da eşit muamelede bulunulması gerekir. Lehe olan bir yasa, birisi için uygulandığı vakit aynı şartları taşıyan herkes için de uygulanması gerekiyor. Maalesef Türkiye henüz o aşamaya gelmediği için, yargı taraf olup bağımsız olmadığı için bu olmuyor. Yargı, yürütmenin emrinde yürütmenin kontrolündedir.” ifadelerini kullandı.
“Hükümet, Ergenekon tahliyeleri için talimat verdi”
Ergenekon tahliyelerini de değerlendiren Yılmaz, ilk önceleri bir yasa çıkarılarak Ergenekon Davası sanıklarının bırakılmasının düşünüldüğü ancak ‘İslami kesimler de bundan faydalanır’ denilerek vazgeçildiğini kaydetti. Yılmaz, “Bu düşünceyle bunu Anayasa Mahkemesine havale ettiler. Hükümet yetkilileri, açıkça ‘Ergenekoncuların Anayasa Mahkemesine başvurma hakları vardır. Bireysel olarak başvuru haklarını yapsınlar. Anayasa Mahkemesi de bu noktada onların mağduriyetini gidersin’ dediler. Bu yapılan bir talimattır. Bu açıklamaların ardında peş peşe başvurular yapıldı. Normalde 5 yılı doldurmaları gerekirken, bir kısmı bu süreyi doldurmadan bırakıldı.”dedi
AYM’den İslami davadan yargılananlara çifte standart
Türkiye’de hukukun herkese farklı uygulandığının altını çizen Yılmaz, “Aynı şekilde Hizbullah davasında yargılanan Cihan Yıldız adlı şahsın, 6,5 yıllık bir tutukluluk süresi vardı. Aynı konumda aynı durumda olmasına rağmen hala Anayasa Mahkemesinde bireysel başvuru sırasını bekliyor. Bu güne kadar Türkiye’de hukuk çifte standart olarak, kişiye göre, örgütüne göre, adamına göre uygulanmıştır. Bunu mahkeme aşamasında da yüksek yargıda da görüyoruz. Dolayısıyla burada bir haksızlık ve zulüm var. Bunu AK Parti hükümetinin bakanlarından biri konuşmasında itiraf ederek şöyle diyor: ‘AK Parti Hükümeti Türkiye’de kalkınmayı sağladı. Ancak Adalet noktasında bunu sağlayamadı inşallah onu da sağlayacağız’ diye açıklamada bulunarak adaleti sağlayamadıklarını kabul ediyorlar.” diye konuştu.
“Ergenekoncuların bırakılması siyasi bir manevradır”
Hükümetin, Ergenekon Davasından yargılananları bırakmasının siyasi bir manevra olduğunu ifade eden Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: “Ergenekon operasyonları olduğu zaman, hükümet ile Gülen grubu gayri resmi olarak bir koalisyon ortağıydılar. Operasyonu birlikte yaptılar. Burada varsa bir hukuksuzluk, delilleri karartma ve yeni deliller üretme, bunları birlikte yaptılar.”dedi.
“İslami davalarda kumpaslar kuruldu”
İslami kesimlere yönelik kumpaslara da değinen Yılmaz, “İHYA-Der davasında, Mustazaf -Der’in kapatılmasında ve diğer İslami davalarda kumpaslar kuruldu. Derneklere suç unsuru koyma, sahte belgeler hazırlama, ihbar meyilleri gönderme, gizli tanık ifadeleri, derneklere bırakılan CD’ler ve bunlara benzer kumpaslar kuruldu. Polis ve yargının oldubittiye getirdiği davalarda verilen ceza kararlarının nasıl alındığını biliyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Hükümet de Gülen grubu da Ergenekoncuları yanlarına çekmeye çalıştı”
Hükümet ile Gülen grubunun arasının açılmasının ardından 2 tarafın da Ergenekon sanıklarına göz kırparak yanına çekmek için çalıştığını belirten Yılmaz, “Gülen, Ergenekoncuları kast ederek ‘Yaşlı başlı insanlar, koca koca insanlar, saçı başı ağarmış insanlar cezaevlerinde tutuluyor. Devlete hizmet etmiş, devlet erkanı, boşu boşuna cezaevinde tutuluyor’ beyanatında bulunarak Ergenekoncuları yanına çekmeye çalıştı. Bunu paralel yapı denilen savcı ve hakimleriyle yapacaklardı. Fakat AK Parti hükümeti, aleyhte olacak bu durumu lehe çevirmek için, bu yapıdan kendilerine gelecek tehditleri bertaraf etmek için uygun pazarlıklarla Ergenekoncuları dışarıya çıkardı.” dedi.
“Kur’an dersi verenler halen cezaevinde”
İslami davadan cezaevlerinde bulunanların durumuna dikkat çeken Yılmaz, “İslami davadan cezaevlerinde bulunanların ne hükümeti devirecek güçleri, ne de böyle bir etkileri var. Zaten çoğunun örgüt üyeliğinde aldıkları cezaların sebebine baktığımızda, Kur’an-ı Kerim, fıkıh, siyer dersini vermekten başka bir şey değildir. 28 Şubat sürecinde belki suç olan fakat bugün suç olmayan bu faaliyetlerden dolayı içerdeler. Bazıları ise yapılan işkenceyle kendilerine zorla kabul ettirilen eylemlerden dolayı 20 yılı aşkın süredir cezaevindeler. Eğer darbe yapan ve yüzlerce yıl cezaya mahkum edilenler 5 yıl bile dolmadan cezaevinden çıkartılıyorsa, 36 yıl ceza alan ve 20 yılı aşkındır cezaevinde bulunanlar neden çıkartılmıyor?” diyerek yapılan hukuksuzluklara dikkat çekti. (Şükrü Tontaş - İLKHA)