Kürt Siyasetçi ve Yazar İbrahim Güçlü, IŞID örgütünün Musul’u ele geçirmesi ve Kerkük’ün Federal Kürt Yönetimi’nin kontrolüne geçmesinden sonra, son günlerde yaşanan krizle beraber tekrardan sıkça gündeme gelen “Bağımsız Kürdistan” söylemlerini değerlendirdi.
Güçlü, basın kuruluşlarına gönderdiği yazılı açıklamada, Kürdistan’ın Bağımsız bir devlet olması için; Siyasi ve diplomatik temasların, psikolojik ve ekonomik hazırlıkların yapıldığını söyledi.
Güçlü değerlendirmesinde, Kürdistan’ın Güneyindeki Kürtlerin, Kürdistan Federal Devlet Yöneticileri ve Devlet Başkanı Mesut Barzani’nin iyi bir siyaset yürüttüğünü belirterek, durumun iyi kontrol edildiğini ifade etti.
“Kerkük Kürdistan’a katıldı”
Kürdistan’ın bütün bölgelerinde güvenlik konusunda sonuç alıcı sıkı tedbirlerin alındığını ifade eden Güçlü, “Kerkük’ün kontrol altına alınması en temel ve önemli bir gelişme. Referandumla gerçekleşmeyen, de facto askeri kontrolle gerçekleşerek, Kerkük Kürdistan’a katılmış oldu. Bu gerçek diğer bölgeler, ilçeler için de geçerli. Musul’un bir kesimi kontrol altındadır.” Dedi.
“ Musul’un IŞID’ten temizlenmesi için kuşatma yapılıyor”
Tarihi Kürt şehri Musul’da denetimin ele geçirilmesi ve Musul’un IŞİD’den temizlenmesi için kuşatmanın yapılığını ifade eden Güçlü, “Musul, Telafar ve diğer şehirlerden göç etmek zorunda kalan bir milyona yakın Arap, Türkmen ve Kürtlerin Kürdistan Federe Devleti’nin yönetimindeki şehirlerde barınması için kapılar açılmış durumdadır.” İfadelerine yer verdi.
“Kürdistan’ın Bağımsız bir devlet olması için hazırlıklar yapılıyor”
Bütün bunlarla birlikte Kürdistan’ın Bağımsız Bir devlet olması için siyasi ve diplomatik temasların, psikolojik ve ekonomik hazırlıkların yapıldığını sözlerine ekleyen Güçlü, bu sürecin çoktan başladığını ve Kürdistan Başkanı’nın, IŞİD’in Musul’un bir bölümünü ele geçirmesinden önce Avrupa ülkelerinde yaptığı gezide bu konuyu gündeme aldığına dikkat çekti.
“Bir seferberlik, gönüllü askerlik kampanyası başlamış durumdadır”
Kürtlerin bağımsız bir devlet kurmak ve kaderlerini bağımsız bir şekilde tayin etmek için bir çalışma ve çaba içine girmesi gerektiğini vurgulayan Güçlü, “Bundan dolayı da, Kürdistan Federe Devlet yönetimi işi sıkı tutmakta, ona göre bir strateji belirlemiş durumdadır. Strateji: Kürdistan’ın bütün bölgelerinde kontrolü ve güvenliği sağlamak, IŞİD’e karşı bir taaruz savaşı içinde olmamak, meşru müdaafaya devam etmek. IŞİD’ın saldırması karşısında Kürdistan silahlı güçlerin IŞİD ile savaşması kaçınılmaz olur. Bu nedenle bir seferberlik, gönüllü askerlik kampanyası başlamış durumdadır. Kürdistan’ın diğer parçalarından da gençler, orta yaşlılar ve hatta yaşlılar Kürdistan’ı savunmak için pêşmergeye katılım talebinde bulunmaktadırlar.”
“Türkiye’nin Ortadoğu’da Kürdistan Federel Devleti dışında bir müttefiki yok”
Türkiye’nin Kürtlerin bağımsız devlet olmalarına karşı çıkmaları bu koşullarda mümkün görünmediği değerlendirmesinde bulunan Güçlü, “Çünkü Türkiye’nin Orta Doğu’da Kürdistan Federe Devleti dışında bir müttefiki yok. Ayrıca Türkiye, Kürdistan petrolüne bağımlı hale gelmiş durumda.” İfadelerini kullandı.
“Kürdistan’ın tüm bölgelerinde kontrolü ele geçirme planlanıyor”
Kürdistan Yönetimi Kürdistan’ın tüm bölgelerinde kontrolü ele geçirmeyi planladığını ifade eden Güçlü, bunun adım adım meşruiyet parametrelerini yaratarak yapmak istediğinin altını çizerek, “Kürdistan Federe devleti, Kerkük gibi federe devlet yönetimi dışında kalan önemli Kürdistan Bölgelerini güvenceye almak için harekete geçti. Kürdistan askeri güçleri (pêşmergeler) Kerkük başta olmak üzere bu bölgelerde güvenliği sağladılar ve özellikle de Kerkük’te, Irak merkezi federal yönetim silahlı güçlerinin terk etmesiyle doğan boşluğu haklı olarak doldurdular.” Diyerek değerlendirmesini sürdürdü.
“Kürtler, Kürdistan’ın güneyinde bu fırsatı kesinlikle kaçırmamalıdır”
Bu durumda Kürtlerin kendi kaderlerini bağımsız devlet kurma doğrultusunda tayin etmeleri hem bir hak ve hem de bir zorunluluk olarak ortaya çıktığı cümleleri ile devam eden Güçlü, “Kürtlerin, kendi bağımsız devletlerini ilan etmelerinin zamanıdır. Kürtler, insanlık, demokrasi için de hem gerekli ve hem de bir zorunludur. Kürtler, Kürdistan’ın güneyinde bu fırsatı kesinlikle kaçırmamalıdır. Bu karar, ahlaki olarak da sorgulanacak bir karar değildir. Müttefiklerini yalnız bırakma, terk etme anlamına da gelmez. Asıl olarak Kürtlerin müttefikleri, Kürtlerle birlikte olmamak için demokrasi ve hukuk dışı yolu seçmişlerdir. Bunun bedelini de kendileri ödemek zorundadırlar.” Şeklinde ifadelere yer verdi.
“Türkler ve Araplar birden fazla devlete sahiptirler”
Ortadoğu’da üçüncü büyük millet olarak, devlet olma, en fazla Kürtlerin hakkı olduğunu vurgulayan Güçlü, “Kürtler dışındaki tüm milletler, Farslar, Türkler ve Araplar devlet sahibidirler. Üstelik Türkler ve Araplar birden fazla devlete sahiptirler. Kürtler bugüne dek tarihi bir haksızlık ve dayatma, sömürge altı uygulamalarla karşı karşıyaydılar. Bu durumun değişmesinin koşulları en azından Kürdistan’ın güneyinde olgunlaşmış durumdadır. Kürtler, Kürdistan’ın güneyinde bu koşuları iyi değerlendirmeli, dünya da Kürtlere destek olmalıdır.”
“Kemalist elitle olan PKK, Bağımsız Kürdistan’ı desteklemiyor”
Kürt Devleti’nin kuruluşunu PKK dışındaki Kürtlerin açıkça desteklediğine dikkat çeken Güçlü, “PKK, başından beri bir devlet projesi olarak, Kürtlerin kendi kaderlerini bağımsız devlet modeli içinde yapılandırması ve tayin etmesinin ertelenmesinin/engellenmesinin bir entrümanıdır. Kürt ulus devletine şiddetle karşı olmaya devam etmektedir. Son günlerde, üstelik Kürdistan’ın güneyinde Bağımsız Kürt Devleti’nin kuruluşunun gündemde olduğu koşullarda, PKK lideri Abdullah Öcalan, ‘40 yıldır Türkiye’nin bütünlüğünün devam etmesi ve Türkiye’nin bölünmemesi, Kürtlerin ayrılmaması ve devlet kurmamaları için savaştıklarını, bugünde bu tutumlarının devam ettiğini; buna rağmen AK Parti’nin bölücü Kürtleri ve Kürt ulus devletini kurmak isteyenleri desteklediğini’, Halkların Demokrasi Partis’nin 2. Olağanüstü Kongresine gönderdiği mesajında açıkladı. Öcalan’a göre, PKK Kürtlerin devlet olmasına karşı, AK Parti Kürt Devleti’nin kurulmasını istiyor. Bu açıklamasıyla Öcalan, AK Partiye bile tahammülünün olmadığını, Kemalist elitle olan bağlarını da göstermiş oluyor.” İfadelerine yer verdi.
Kürdistan’ın güneyindeki devlet yapılanması, Kürtlerin bölgedeki ve dünyadaki konumunu daha ileri ve stratejik düzeye taşıyacağının altını çizen Güçlü son olarak, “Bu nedenle bulunduğumuz aşamada bütün Kürtler, yönünü Kürdistan’ın güneyine çevirmeli, plan ve projelerini Kürdistan’ın güneyine göre yapmalıdırlar. Kürdistan’ın güneyinin devletleşmesi, bütün Kürtlerin önünü ve yolunu aydınlatacak. Kürtlerin devletleşmesini engelleyici planları ve oyunları boşa çıkaracaktır.” İfadelerini kaydetti.
PYD de Bağımsız Kürdistan istemiyor
Öte yandan PKK’nin Suriye’deki kolu Demokrat Birlik Partisi ( PYD) de Kürdistan’ın kurulmasını istemediklerini açıkladı.
PYD adına açıklama yapan Hüseyin Koçer bölgede Kürt devletinin oluşmasının kürtler için tehlikeli olduğunu iddia etti.
Koçer sosyal medya üzerinde,“ Birleşmiş Milletler İngiltere ve Türkiye Kürtler’i bir fitneye çekmek istiyor. İç savaş çıkarmak istiyorlar. Kürtlerin iradesini yok etmek istiyorlar. Bu şekilde PKK ve PYD yi aradan çıkarıp Barzani üzerinde kürtlerin iradesini yok etmek istiyorlar. Bölgede Kürt devletinin ilanı silahlı grupların oraya yönlenmesini sağlayacak.” İfadelerine lyer verdi. (İLKHA)