Sümeyye Şevvaf 23 yaşında bir üniversite öğrencisi, Kahire Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nden mezun oldu. Üniversiteden mezun olduktan sonra 6 Ekim Bölgesi Belediye Meclisi’nde çalıştı. Babası Müslüman Kardeşler mensubu bir doktor. Ancak Şevvaf babasının kendilerini zorlamadığını, bir kardeşinin darbeden kısa bir süre öncesine kadar 6 Nisan Hareketi’nden olduğunu, bir kız kardeşinin de Müslüman Kardeşler’den olmadığını belirtiyor. Sümeyye babasıyla birlikte Rabia ve Nahda Meydanı`ndaki darbe karşıtı gösterilere katılmış. 14 Ağustos’ta askerin Rabia ve Nahda Meydanı’na silahlı müdahalesi sonrası babası Nahda Meydanı’ndaki Sahra Hastanesi’nde yaralılara müdahale etmiş. Polisin ve baltacıların Sahra Hastenesi’ni dağıtmasının ardından babası aracıyla oradan uzaklaşmaya çalışırken gözaltına alınmış.

Babasının hangi cezaevinde olduğunu beş gün sonra öğreniyor

Sümeyye Şevvaf’ın babası 15 ayrı suçtan tutuklu yargılanıyor. Göstericileri öldürmek, silah taşımak ve devlet memuruna saldırmakla suçlanıyor. Sümeyye’ye babasının devlet televizyonu tarafından çekilmiş görüntüleri var ve o görüntülerde babası yaralıların imdadına koşuyor. Tutuklandıktan iki gün sonra babasının nerede olduğunu öğreniyor, ilk beş ay sadece beş dakika ailesiyle görüşmesine izin veriliyor. Sümeyye annesinin, babasıyla ilk görüşmesinde gözlüklerinin kırık olduğunu ve dizleri üstünde yürüdüğünü, çok sert bir şekilde darp edildiğini anlatıyor. Çırılçıplak soyulduğunu ve hakarete maruz kaldığını belirtiyor.

Babasından iki hafta sonra Sümeyye de gözaltına alınıyor

Babasının tutuklanmasından yaklaşık iki hafta sonra 28 Ağustos 2013’te bir akşam polis evlerine baskın düzenliyor. Sümeyye o baskını şöyle anlatıyor; "Oturduğumuz apartmanın dış kapısı kırılmış, evin etrafını polisler kuşatmış ve çevredeki evlerin damlarına polisler yerleştirilmişti. Evimizin içine de 15 polis girdi ve bize hakaretler ve küfürler savurarak bir şeyler söylüyorlardı. Polis savcılık tarafından tutuklanma kararı çıkarıldığını söyleyerek beni gözaltına aldılar. Tabii böyle bir durumda pencereden sesim çıktığı kadar “Hasbunallah ve nimel vekil` (Bize Allah yeter, o ne güzel vekildir) diye bağırdım.” Daha sonra bir İçişleri Bakanlığı yetkilisine aynı cümlenin yer aldığı bir mektup gönderen Sümeyye`ye göre bu cümleyi sarfetmesi de ona isnat edilen suçlarından biri.

Sümeyye, polise küfür, mukavemet ve saldırmakla suçlandı, dört gün gözaltında tutuldu. Gözlatına alındığı nezarethaneninse pislik ve farelerle dolu olduğunu anlatan Sümeyye Şevvaf, “Bendeki alerji nedeniyle hastalandım. Avukatımla görüşmeme izin verilmedi. Daha sonra mahkemeye çıkarıldım. Avukatım mahkemenin sonucunu sorduğunda savcı “Bize ne yapacağımıza dair hâlâ herhangi bir direktif gelmedi` diyerek sonucu açıklamadı“ diyor.

"Mücadeleme Türkiye`den devam edeceğim"

Sümeyye, Mısır’da evinden gözaltına alınan ilk kız olduğu için, onun bu durumu basına yansıyor ve kendi deyimiyle Mısır’da ses getiren bu durum yargıyı zor durumda bırakıyor. Bin cüneyh kefaletle tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılıyor. Ancak savcılıktan serbest bırakılmasına dair emir çıkmasına rağmen polisler onu iki gün daha gözaltında tutuluyor. Kefaleti ödemek için de ayrıca resmi olmayan yollarla asker ve polislere para ödemek zorunda kaldıklarını anlatıyor.

Sümeyye`nin babası Abdurrahman Şevvaf, Rabia`da sahra hastanesinde yaralıları tedavi etmeye çalışıyordu.
Yeniden tutuklanacağına dair birkaç defa uyarı alınca 2014’ün ocak ayında Mısır’dan çıkıyor. 14 Mayıs’ta görülen mahkemesinde kendisine 5 bin cüneyh para cezası ve 6 ay hapis verildi. Ancak ülke dışında olması sebebiyle altı aylık cezası üç yıla çevrildi. Mısır’a giderse hemen tutuklanıp cezaevine konulacak. “Bundan sonra Mısır’a dönmem şu anda büyük problem. Çünkü o cezaevlerinde bir gün kalmak insanın ömründen bir yıl gitmiş gibidir” diyor. Sümeyye Şevvaf şimdi Türkiye’de yaşıyor, Türkçe öğreniyor. Uluslararası İlişkiler alanında yüksek lisans yapmak istiyor. Türkiye’de kalıp ülkesi için mücadele etmeye burada devam edeceğini söylüyor. 

Al Jazeera