DİYARBAKIR - Yeni eğitim-öğretim yılı başörtüsünün kaldırılma talepleriyle başladı. Toplum eğitim sisteminin temelden değişmesini istiyor. Yaklaşık 16 milyon öğrenci ve 700 bin öğretmen, 3 ay süren yaz tatilinin ardından ilk zilin çalmasıyla ders başı yaptı. 2009-2010 eğitim-öğretim yılında 32 ilde başlatılan ve geçen yıl 57 ile çıkarılan zorunlu okul öncesi eğitime, 2011-2012 eğitim-öğretim yılında 14 il daha katıldı.
Muhafazakâr Kesim Sürekli Mağdur Edildi
2011 - 2012 Eğitim ve Öğretim yılını değerlendiren İkra Eğitim Der (İkra Eğitim Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği) Genel Başkanı Av Abdulgani Orhan, yeni eğitim ve öğretim yılının halka hayırlar getirmesi temennisinde bulundu. Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar çeşitli bahanelerle dindar insanların baskıya maruz kaldığını ifade eden Orhan, 1980 askeri darbeyle de bu baskıların arttığını ve sıkıntıların katlandığını söyledi. 28 Şubat süreciyle beraber eğitim ve öğretim alanında yapılan değişiklerle halkın mağdur edildiğini belirten Orhan, on binlerce başörtülü kız öğrencinin okullara alınmadığını hatırlattı.
Yasak Yok, Cezalandırma Var!
Yeni eğitim ve öğretim başlarken muhafazakâr kesimin endişeli olduğuna dikkat çeken Orhan, şöyle konuştu:"Binlerce insan bize yani İkra Eğitim Derneğine başvuruda bulunarak `benim kızım örtülü olarak okumak istiyor, ne yapalım?` veya `kızım örtülü olarak okula gittiği için çeşitli baskılara maruz kalıyor` şeklinde şikâyetlerle bize başvuruyor. Bizler bu konuları araştırdığımızda velilerin haklı olduğunu görüyoruz. Çünkü ilköğretimde `örtü yasaktır` şeklinde bir yasak yok! Ayrıca bizler dini İslam olan ve halkı da Müslüman olan bir ülkedeyiz. Liselerde de böyle bir yasak yok, sadece `örtülü gelirsen seni atarım` şeklinde bir cezalandırma var."
Zihinlere Yerleştirilen Yasak Dışında Bir Yasak Yoktur
Şu an ilköğretimde eğitiminin zorunlu olduğuna dikkat çeken Orhan, ilköğretimde 5. sınıfa kadar disiplin cezası olmayıp sadece ilköğretim orta kısmında okula uyum sağlayamamak adı altında başka okula gönderme uygulamasından öte bir yaptırımın bulunmadığını söyledi. Orhan, "Zorunlu eğitim ilkesi olduğu için çocuğunu okula göndermeyen veli cezalandırılıyor. Bu yönüyle velililer çocuklarını okula göndermek zorundadır. Ve eğer öğrenci de `ben örtülü olarak okumak istiyorum` dese buna kimsenin engel olmaya hakkı yoktur. Buna engel olmaya çalışacak okul müdürü veya öğretmenler suç işlemiş olacaklar, çünkü yasalarda, yönetmenliklerde böyle bir madde yok. 28 Şubat süreciyle beraber zihinlere yerleştirilen yasak dışında her hangi bir yasak yoktur." diye konuştu.
1 Yıldan 3 Yıla Kadar Hapis Cezası Alabilirler
İlköğretim 1.2.3.4.5. sınıflara giden kız çocuklarına yönelik hiçbir cezanın olmadığını ifade eden Orhan, kılık kıyafete aykırı giyinmeden dolayı ceza verildiği takdirde suç işlenmiş olacağını hatırlattı. Orhan; "Okula almama, tehdit, hakaret, ikna odalarına alma, psikolojik baskı yapma, sınıf arkadaşlarının önünde "sen niye böyle geliyorsun?" gibi tahkir etme vb. hiç bir uygulama yapılamaz. Yapanlar suç işlemiş olur. Sivil Toplum Kuruluşları veya veliler, bunu tutanak altına alsa ve suç duyurusunda bulunursa, o müdür veya öğretmen CMK 112. Maddeye göre bir yıldan 3 yıla kadar hapis cezası alabilirler. Velilerin çocukları ile birlikte sınıfa girebilme ve ders takip haklarının olduğunu unutmamak gerekmektedir. Yaşanan tüm hukuksuzluklar ve fiili müdahaleler tutanak altına alınmalı ve hiç zaman kaybetmeden suç duyurusunda bulunulmalıdır." dedi.
Okula Almama veya Atma Gibi Bir Ceza Verilemez
Orhan, İlköğretim 6.7.8. sınıflara giden kız çocukları için 1981 yılında askeri zihniyetin hazırladığı yönetmenlikte "başı açık" ifadesinin geçtiğini ve halen bu yönetmenliğin yürürlükte olduğunu söyledi. Orhan, "Askeri zihniyetin hazırladığı ve halen yürürlükte olan yönetmenlikte sadece başı açık ifadesi geçmiyor. Siyah önlük, beyaz yaka, saçı uzun ise örgü yapması vs şeylerde geçiyor. Yürürlükte olan bu yönetmenliği diğer kılık kıyafet yönetmeliğine aykırı bir şekilde okula gelen tüm öğrenciler ve öğretmenler içinde geçerlidir. Sadece başörtülülere uygulandığında ayrımcılık suçu işlenmiş olacaktır. Kılık kıyafete aykırı giyinmeden dolayı uyarı, kınama ve sürgün cezası dışında okula almama veya atma gibi bir ceza verilemez. Eğer verilirse suç işlenmiş olacaktır. İlköğretim 6.7.8. sınıflara giden kız çocuklarına kılık kıyafete aykırı giyinmeden dolayı ceza bir defaya mahsus verilebilir. Aynı ceza ikinci kez verilemez." dedi.
Haydi, Kızlar Örtülü Okula
İkra Eğitim Der ve yüzlerce Sivil Toplum Kuruluşu, eğitimin her alanında başörtüsünün serbest bırakılması için çalışma başlattıklarını açıklayan Orhan, "Haydi, Kızlar Örtülü Okula" sloganıyla kampanya başlattıklarını söyledi. Örtülü okumanın tüm Müslüman kızların hakkı olduğuna değinen Orhan, ancak bu hakkın gasp edildiğini söyledi. Orhan, "Türkiye`de başörtülü kızlarımız maalesef mağdur ediliyor. Ama bizler direneceğiz, veliler bu hakkı söke söke alacaklar." dedi.
Hükümete ve Milli Eğitim Bakanına Çağrı!
AKP hükümetinin 2002 yılından beri tesettür sorunun çözeceği umuduyla iktidara geldiğini belirten Orhan, ama şuana kadar bunun çözülemediğini, artık bunun çözüme kavuşması gerektiğini söyledi. 2010 yılından beri Doğu ve Güneydoğu`daki ilköğretimlerde ciddi sıkıntıların yaşandığını hatırlatan Orhan, daha fazla mağdurlar yaşanmadan bu sorunun artık çözüme kavuşması gerektiğini söyledi. Orhan, sözlerine şöyle devam etti: "2002 yılında liseye giden bir kız çocuğumuz 15 yaşındaydı, ama şimdi 25 yaşında oldu. Evlendi, iki veya üç çocuğu oldu. Bunun gibi yüz binlerce çocuğumuz söz konusu… Hükümete çağrımız, bu sorunu artık çözmeleridir. Milli Eğitim Bakanlığı, şimdiden bir çağrıda bulunabilir ve `herkes örtülü okula gidebilir` demelidir. Biz İkra Eğitim Der olarak bu sorunun çözümü için destek veriyoruz, vermeye devam edeceğiz. Allah, bu uğurda mağdur olan ve bundan sonra örtünün serbestîsi için mücadele verecek kız çocuklarımızda ve velilerden ve buna destek verecek olan STK`lardan razı olsun."
Tesettür İçin Direniş Yılı
Geçen yıl başörtüsüyle okula gidenler ve onlara sahip çıkan STK`ların "Provokatör"lükle suçlandıklarını hatırlatan Orhan, yıllardır sabrettiklerini, ancak çözüm iradesinin ortaya konulamadığını söyledi. Artık yeni bir nesil daha kaybetmek istemediklerini dile getiren Orhan, yeni eğitim ve öğretim yılını "Tesettür İçin Direniş Yılı" olarak ilan ettiklerini söyledi. Orhan, "Bizler hiçbir provokasyona izin vermeden yasal çerçevede hakkımızı arayacağız. İnsani ve İslami hak olan tesettürlü okuma hakkını direnerek alacağız." diye konuştu. (M. Salih Keskin - İLKHA)