AĞRI – Mustazaflar Cemiyeti Ağrı Şubesi ‘Şeyh Said İdamından Ağrı Zilan Katliamına’ konulu bir düzenlenen Konferansta ,29 Haziran 1925 yılında 46 arkadaşı ile Diyarbakır Dağkapı Meydanında idam edilen Şeyh Said ve Ağrı Dağı eteklerindeki, Zilan Deresinde katledilen Müslüman Kürtler anıldı.

Ahmet Çevik’in sunuculuğunu yaptığı konferans M. Zeki Güneş Hoca’nın okuduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Tilavetten sonra Sıtran Dengbêj Bıheşti, Şeyh Said ve Zilan Deresi üzerine yazılan besteleri seslendirirken,  anlatılan  olaylardan etkilenen katılımcılar duygulanarak gözyaşı döktü.

Konferansa konuşmacı olarak katılan Araştırmacı – Yazar Abdulkadir Turan,  Şeyh Said Kıyamı  ve  idamı ile Zilan’da katledilenler hakkında bir konuşma yaptı.

“Sıtranlar tarihin en doğrusunu anlatıyor”

Turan konuşmasında, ” Bu halkın sıtran ve  kılamlarını dinleyin, Allah’ın izni ile siz en doğrusunu orada bulacaksınız.  Bizim tarihten anlattıklarımız bunun sağını solunu tamamlama üzerine kurulu. Şunu söyleyeyim her milletin şarkıları, türküleri vardır. Onlarınki eğlencedir, bizim sıtran ve kılamlarımız ise bizim acılarımızdır. Başkalarının şarkıları, türküleri onların hayalleridir. Sıtran ve  kılamlarımız bizim gerçeğimizin ta kendisidir. Biz bizzat orada yaşıyoruz. Bunun için daima söylüyorum tarihimizi arayacaksınız stranlarımızda arayın, biz orada saklıyız.  “ dedi.

“Kürt için şeriat her şey demekti”

Şeyh Said kıyamının belli kesimler tarafından çarpıtıldığını ve  asıl amacının dışına çıkartıldığına dikkat çeken Turan , “Şeyh Said’ in yaptığı kıyamı kimileri Kürt davası olduğunu, kimileri ise ‘Bu Şeriat davasıdır ve başka hiçbir şey yok’ diyor. İkisi de yalan söylüyor. Kürdün aklında hakkı hukuku eşittir Şeriattır.  Zaten Kürt ben hakkımı istiyorum deyince Şeriat istiyorum derdi. Hakkımıza gidelim derken şeriata gidelim derlerdi. Şeriat bizim için her şeydi.  Devlet ile ilişkimizi, çocuklarımız ile ilişkimizi o düzenlerdi. Bizim için şeriat buydu. Bir Kürt şeriatsız nasıl dayansın? Eskiden başımızda  mirler vardı ama, Tanzimatla beraber bu ülke batılılaştı ki batılılaştıkça hep beraber battık. Ahlaken battık ama, en çok hukuken battık. Biz Kürtlerin bütün hak ve hukuku, devlet ile sözleşmemiz, antlaşmamız şeriat üzerine kurulmuştu. Bu Devlet dedi ki, ‘Ben Şeriatı kaldırıyorum ve Avrupa`ya gidiyorum. Battık tabii ki ve bu mirler hepsi teker teker ortadan kalktı. “ ifadelerini kullandı.

Şeyh Said Kıyamıının, o dönemin en uzun ayaklanmalarından  olduğunu belirten Turan, “ Kıyam, 1925’ te başlıyor 1930’ lara kadar devam ediyor. Resmi olarak 13 temmuz`da 1930 da Geliyê Zilan Deresi`nde, Cumhuriyet Gazetesinin o günkü haberine göre, 15 bin  kişinin katli ile son bulmuştur. Bir toplum, bir halk orada ‘Siz Diyarbakır`da Şeyh Said`i astınız ama, burada hepimiz  Şeyh Said’iz.’ diyorlardı. “ şeklinde konuştu.

“ Biz Kürtler Avrupa’dan ihanet gördük”

Turan, o dönemde Rusya ve Avrupa’nın Kürtlere  yaklaşımına da değinerek, ” Biz Avrupa’nın ihanetini gördük. Şeyh Said Efendi kıyamı ile birlikte ilk defa 80 adet uçakla hava kuvvetleri kullanılıyor. Nereden buldular uçakları, uçakların alındığı yer İtalya. Şeyh Said Efendi kıyamının bastırılması mümkün değil. Asker Siverek`ten geçemiyor. Şeyh Eyyüp Efendi orayı tutmuş. Askerler Fransa`nın izni ve desteği ile Mardin’den getirilerek Diyarbakır’a aktarılıyor. İngiltere ise Adıyaman bölgesinde bilgiler toplayıp Ankaray’a istihbari bilgiler sunuyor,  ve Rusya bizatihi olayın destekçisi. Geçmişte elinde  kalan silahları, olduğu gibi orduya devr ediyor. Uçakların pilotlarını ise Almanlar eğitiyor. Bakın İtalya`dan uçak aldı, Alman pilotları eğitti, İngiliz istihbarat bilgisi sağladı ve Rusya silahları sağladı. Bundan dolayı Kürtlere ihanet eden devletlerin fikir ve düşüncelerini almanın yanlıştır, ihanettir. “ ifadelerini kullandı.

“Kürtlere en büyük ihanet kominist ve sosyalist olmaktır”

Turan konuşmasının devamında,” Geliye Zilan’a gelince,  buradaki zulmün  en büyük sorumlusu Rusya`dır. Hani doğrusu Arap’ın Amerika`yı sevmesi neyse, bir Kürt için kominist olmak, sosyalist olmak  ta o demek olur. Kürtlere en büyük hakaret sosyalist olmaktır. Çünkü bizim sosyalistlerden çektiğimizi kimse çekmemiş. Kurdistan’a sorun,  Kızıl Kürdistan’ı kim yok etti?  Stalin yok etti. Ama sadece mesele o değil, Geliyê Zilan katliamı devam ederken, Rusya  Ankara ile saldırmazlık antlaşması imzaladı. Ankara`yı tebrik etti, silahı ile destekledi ve katliamın bizzat arkasında durarak, Kafkasya`daki Kızıl Kürdistan`ıda yok etti.  Oradaki Kürtleri Kazakistan`a sürdü. Sonra da şimidi, ‘Soyalist gelsin beni kurtarsın.’ diyorsun. Sosyalist nasıl kurtarsın seni? Diyorum ya bir Arap nasıl israil’i sevmezse, Müslüman Arap zaten sevmez, milliyetçi bir Arap, dinden imandan uzak bir Arap bile israil`i sevmemeli değil mi? Bence de, dinden imandan uzak bir Kürt dahi, asla ve asla sosyalist olmamalı. Stalin`in Geliye Zilan katliamından dolayı sosyalist olmamalı, Kızıl Kürdistan’dan dolayı sosyalist olmamalı. Sosyalizim bu noktada sadece fikriyatımızın katili değil, bedenlerimizin de katili. Bunu kabul etmek zorundayız. “ dedi.

Program Molla Abdulbari Durmaz hoca’nın okuduğu dua ile son buldu.

Programdan sonra Abdulkadir Turan, kitaplarının sergilendiği stantta kitaplarını imzaladı.    

(Ömer Adıgüzel/ M. Ata Aydemir - İLKHA)