Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kapatılmasının ardından Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne devredilen 28 Şubat darbe davasının 66. duruşması, uzun bir aradan sonra dün yapıldı.
Mahkeme Başkanı Fevzi Şıngır, duruşma düzenini bozucu herhangi bir harekette bulunulmaması uyarısında bulundu. Çevik Bir, Hikmet Köksal, İlhan Kılıç, Ergin Celasin, Erdal Ceylanoğlu, Kenan Deniz, Aslan Güner, Çetin Saner ve Erol Özkasnak’ın da aralarında bulunduğu sanıklar salondaki yerlerini aldı. Bazı sanıklarla kavgalı olduğu bilinen Özkasnak’ın arka sırada oturması dikkat çekti. Cezaevinden çıkan Ergenekon sanığı emekli Org. Hurşit Tolon’un da duruşmayı izlemeye geldiği görüldü. Adliye önünde basın açıklaması yaparak 28 Şubat sürecindeki hukuk dışı uygulamaları kınayan çok sayıda KADEM Ankara Şubesi üyesi ve 28 Şubat mağduru bayan salonda hazır bulundu. Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu da izleyiciler arasında yerini aldı. Savunma işlemleri tamamlanmayan sanıklar Eser Şahan, Cevat Temel Özkaynak, Sedat Arıtürk ve Doğan Temel, dünkü duruşmaya gelmedikleri için yine savunmaları alınamadı. Başkan Şıngır, müştekilerin kimlik tespitine geçileceğini bildirdi. Tek tek söz alan darbe mağdurları kimlik bilgilerini beyan etti.
“EŞİ BAŞÖRTÜLÜ OLANI BAŞSAVCI YAPMAYACAĞIZ”
28 Şubat sürecinde yaşadığı mağduriyetleri anlatan müşteki dönemin Yozgat Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek, 28 Şubat darbesiyle hayatının akışının değiştiğini söyledi. Ziyaretine gittiği dönemin Yargıtay Üyesi Hüseyin Demirörs’ün kendisine “Bundan sonra eşi başörtülü olanları başsavcı yapmayacağız” dediğini aktaran Petek, bunun sebebinin sorulması üzerine elini omzuna götüren Demirörs’ün üst düzey generalleri işaret ettiğini belirtti. Darbe karşıtı açıklamalarıyla bilinen merhum BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun Yozgat’ta “Bu ülke İran ve Cezayir olmayacak ancak Suriye olmasına da biz müsaade etmeyeceğiz” sözlerini sarf ettiğini, polis bölgesi olmasına rağmen İl Jandarma Komutanlığı’nın kendisine bir dosya sunduğunu, Yazıcıoğlu hakkında “TSK’nın manevi şahsiyetini tezyif ve tahkir” suçlamasıyla fezleke düzenlemesinin talep edildiğini, başvuruyla ilgili takipsizlik kararı verdiğini ve kararda jandarmanın polis mıntıkasına müdahale etmesini eleştirdiğini kaydeden Petek, bunun üzerine hedef haline geldiğini dile getirdi.
‘ÇARKIFELEK’Lİ BASKI
Başörtülü öğrencileri okula almayan Erciyes Üniversitesi yönetimi aleyhine kamu davası açtığını belirten Reşat Petek, bu olaydan sonra Başsavcılık görevinden alınıp İstanbul’a Cumhuriyet Savcısı olarak gönderildiğini söyledi. Yozgat Cezaevi’nde tutuklu bulunan Türk İntikam Tugayı (TİT) mensubu mahkumların kanuna aykırı isteklerine müsaade etmediğini ifade eden Petek, İl Jandarma Alay Komutanlığı görevlilerinin TİT’çileri işaret ederek, “Bunlar bizim çocuklar. Bakma böyle burada olduklarını” dediklerini ve TİT’çiler için ayrıcalık talebinde bulunduklarını dile getirdi. Başsavcı görevindeyken lojmandaki telefonuna o zamanların meşhur TV programı Çarkıfelek’in telefonlarının yönlendirilerek kendisine psikolojik baskı uygulandığını vurgulayan Petek, çareyi telefonun fişini çekmekte bulduğunu söyledi. Tünel kazan mahkumların kaçışını engellediği için terör örgütünün hedefi haline geldiğini belirten Reşat Petek, buna rağmen İstanbul’a atandığını ve koruma polisinin alındığını ifade etti.
‘İŞBİRLİKÇİLERDEN HESAP SORULSUN ‘TALEBİ
Bir yargı mensubu olarak 28 Şubat darbecilerinin o dönem hakimlere vermiş olduğu brifinglere katılmadığı, yasa dışı talepleri yerine getirmediği ve anayasaya uygun hareket etmesinden dolayı baskı görüp ölümle tehdit edildiğini belirten Petek, irticayla mücadele adı altında bankaların içini boşaltan hortumcuları, cuntayla işbirliği yapan STK temsilcileri, işadamları, siyasetçiler ve medya mensupları ile 28 Şubat darbesine en büyük desteği veren dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in biran önce yargılanması gerektiğinin altını çizdi.
Akit