KOCAELİ- Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu 10.yıl 480. Hafta basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasında, Anayasa Mahkemesinin kararının ardından İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, Balyoz Davası`ndan tutuklanan tüm sanıkların tahliyelerine değinilerek, darbecilerin ve KCK’lilerin dışarıda Müslümanların ise halen hapiste olduğuna dikkat çekildi.

Basın açıklamasını platforma adına, İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Ali Akbaş okudu.

İnsan Hakları Savunucuları Derneği Genel Başkanı Akbaş, basın açıklamasında, kime haksızlık yapılmışsa giderilmesi gerektiğini belirterek kimsenin hak ihlaline uğratılmaması gerektiğini söyledi.

Akbaş, açıklamasında 28 Şubat darbecileri ve balyozcuların yargılanması gerektiğini ifade ederek, suçluların 12 Eylül darbecileri gibi ceza alması gerektiğinin altını çizdi.

Akbaş basın açıklamasın şöyle sürdürdü: “Ülkede seçim yoluyla yönetimi elinde tutamayacağını anlayan Kemalist azınlığın geriye tek silahı kalmıştır, kontrolünü elinde tuttuğu orduyu kullanarak darbe yapmak. Nitekim Balyoz sanıklarından Çetin Doğan denilen İslam düşmanı emekli subay tahliye edilir edilmez yaptığı açıklamayla yine halkın inancı olan İslam’a ve Kur’ana saldırarak `7. yüzyılda Arapları geliştirmek için yapılan yasaların bugün ebedi ve ezeli olarak kalmasına imkân yoktur` diyerek İslam dinine olan kinini yeniden ortaya koymuştur.” Dedi.

İslam karşıtı Kemalist zihniyetin, daima halka tepeden baktığının altını çizen Akbaş, “Ve inancı olan İslam’ı yaşamasına engel olmuştur. Ellerine fırsat geçse yine aynı düşmanlığı yapacaklarının kanıtı Çetin Doğan`ın sözleridir. Balyozcular yargılanarak darbecilik suçundan, hak ettiği cezayı almalıdır. İnsan Hakları Savunucuları Derneği olarak, bunun takipçisi olacağımızı beyan ediyor ve halkın kutsal saydığı değerlere pislik salyalarını akıtarak saldıran Çetin Doğan için Cumhuriyet Savcılarını göreve çağırıyoruz. Çetin Doğan ey Allah’ın düşmanı bu ülkenin nasıl yönetileceğini dizayn etmek siz asker takımına mı kaldı? Sen askersin, alırsın maaşını, halk olarak ben sana ne görev verdiysem onu yapar, işine bakarsın. Bu konuda görüş beyan etmeye o kadar meraklıysanız, emekli subay kimliğinizle değil, bir parti kurarak siyasi kimliğinizle çıkın piyasaya ve halka görüşlerinizi meydanlarda arz edin. Diğer asker partilerinde olduğu gibi boyunuzun ölçüsünü alın. Aldığınız oy kadar konuşun.” İfadelerine yer verdi.

Senelerce Türkiye’de cumhuriyet ve demokrasi halkın kandırıldığını ifade eden Akbaş basın açıklamasını daha sonra şöyle sürdürdü: “Bu ülkede Cumhuriyet varsa, halkın çoğunluğu, cumhur o söylediğiniz, ‘hükümleri uygula- namaz’ dediğiniz kitabın hükümleri ile yönetilmeyi, referandum sonunda isterse de mi uygulanamaz?. Madem cumhuriyet isek, cumhur Kur’anla yönetilmeyi referandum sonucu isterse elbette cumhurun istediği olacaktır, sizin gibi 3-5 Kabalistin istediği olmamalıdır ve asla olmayacaktır. Bunu o kalın kafanızın bir köşesine yazın. Sizin daha TCK dan haberiniz yok. TCK da, adam öldürmek, hırsızlık, sahtekârlık, dolandırıcılık vs suçlarının cezai karşılığı vardır.

Hükümet istediği takdirde, haksız olarak yargılananların nasıl serbest bırakılacağını balyoz davasında gösterdiğine vurgu yapan Akbaş, yaklaşık 500 Müslüman’ın haksız yerde zindanlarda çürütüldüğünü söyleyerek, “Balyoz Davasından hüküm giyen Korgeneral Korcan Polatsu`nun emriyle gerçekleştirilen Noel Baba operasyonunda, askere isyan etmek ve yangın çıkarttığı iddiasıyla ceza alan Yakup Köse ve arkadaşlarının cezası Yargıtay tarafından onanmış ve haksız yere zindana atılacaklardır. 28 Şubat sürecinde uydurulan ve varlığı yıllardır tespit edilemeyen, ‘Tevhid-Selam, Kudüs Ordusu’ örgütü üyesi oldukları gerekçesiyle Mehmet Şahin ile Fatih Aydın zindana atılmışlardır. Anıtkabire saldıracağı iddia edilen, fakat maddi bir kanıt bulunmayan, müebbette mahkûm, kanser hastası Metin Kaplan içeridedir. 28 Şubat döneminde sırf kuran öğrettiği için yargılanan Haneş Akın hapse atılmıştır. Aynı durum HÜDA PAR üyeleri içinde geçerlidir.” İfadelerini kullandı.

Ahmet Necdet Sezer döneminde, DHKP-C, Dev-Sol, PKK, THKP ve TİKKO gibi örgütlere mensup olan 260 kişi serbest kaldığını hatırlatan Akbaş, hükümetin her kesime karşı gösterdiği hoşgörü ve adaleti, Müslümanlara neden göstermediğini anlamadıklarını dile getirdi.

Akbaş son olarak, İnsan Hakları Savunucuları Derneği olarak, “Bunu bir insan hakları ihlali ve ayrımcılık olarak görüyor, hükümete ve Anayasa Mahkemesine çağrıda bulunuyoruz. Daha bu ülke ne kadar ? Müslümanlar öz yurdunda garip, öz yurdunda kurban olacak?. Siyasallaşmış yargının Müslümanlara yaptığı adaletsizliklere son verilmelidir. İrtica brifingi almış yargının ve paralel yargının hukuk cinayetlerine son verilerek ve Müslümanlara da diğer kesimler gibi, yeniden adil yargılanma hakkı tanınmalıdır.” İfadelerini kaydetti. (İLKHA)