BİTLİS - Bitlis Düşünce ve Akademik Çalışma Grubu tarafından organize edilen, Kürt bilimcilerin katılacağı birinci Uluslararası Bitlis Sempozyumu Bitlis-Tatvan Karayolu üzerinde bulunan Tarihi El Aman Hanı’nda başladı. Geçmişten günümüze Bitlis'in tarihini, kültürünü, ekonomisini, sosyal yaşamını ve tarihi şahsiyetlerini konu alan sempozyum saat 10:00’da başladı. 3 gün boyunca devam edecek olan sempozyum, Türkiye ve değişik ülkelerden 50 Kürt bilimci ve yazarı bir araya getirecek.
Sempozyumun açılışında Kürtçe bir konuşma yapan Sofya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yaşar Abdulselamoğlu, Bitlisli akademisyenlerin ve üniversite öğrencilerinin ihtiyaç duyduğu ve olmasını istedikleri bir platform oluşturduklarını söyledi.
Bitlis, tarihte önemli roller üstlenmiştir
Bitlis'in, Osmanlı İmparatorluğu ile Kürt beylikleri arasında sağlanan ittifakta büyük rol oynadığını ifade eden Abdulselamoğlu, günümüzde başlatılan çözüm sürecinde Bitlis'in tekrar bu barışa katkıda bulunmak için rol oynaması gerektiğini kaydetti.
Abdulselamoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: "Bu yıl belki bir tesadüftür. Kürt Beylikleriyle Osmanlı İmparatorluğu arasında sağlanan ittifakın 500'üncü yıl dönümüdür. Bilinir ki, Kürt beylikleriyle Osmanlı İmparatorluğu arasında sağlanan ittifakta Bitlis çok önemli bir rol oynamıştır.
Bitlisli bir şahsiyet olan İdris-i Bitlisi bunun mimarıdır. Bu ittifak özellikle Kürt beyliklerinin statüsünün meşru olarak devam ettiği dönemlerde Kürtler için Kürdistan için önemli bir rol oynamıştır. Ama bu ittifakın tek taraflı olarak Osmanlı tarafından tasfiye edilmiştir. O zamandan bugüne 200 yıllık bir süre içerisinde bir Kürt sorunu ve Kürdistan sorunu oluşmuştur.
Biz bu sempozyumun tekrar Osmanlı İmparatorluğu ile Kürt beylikleri arasında sağlanan statünün güncelleştirilmesi ve bu tarihsel gerçeğin yeniden konuşulmasını sağlayacağız. Bu statünün ne olduğunun bilimsel ve akademik olarak aydınlatılmasıyla bugünkü barış görüşmelerinin Kürt ve Kürdistan sorunun çözülmesinde katkı sunacağına inanıyoruz. İlk iki günkü oturumda bu konular ele alınacaktır."
Bitlis'in tarihi sorunlarına da dikkat çeken, Abdulselamoğlu, şöyle konuştu: “Bitlis’in en büyük sorunu, bugünle geçmişi arasında olan kopukluktur. Hafızasını, geçmişini yitirmiş bir ahire sahibiz. Böyle bir şehir 200 yıllık Bitlis Beyliğinin yıkılmasından sonraki tarihten bu yana Bitlis’in taşralaşma durumu vardır. Bitlis 200 yıl öncesinde bölgenin önemli kültür ve tarihsel bir başkentidir. 200 yıllık süreç içerisinde Bitlis bu konumunu kaybetmiştir. Bu sempozyumu Bitlis'in kendi tarihiyle yüzleşmesi olarak değerlendirebiliriz. Tarih ağırlıklı bir sempozyum olacak. Biz artık bu sempozyumu geleneksel hale getirmeyi ve her yıl düzenlemeyi düşünüyoruz. Sempozyuma katıldığınız için hepinize teşekkür ediyorum." şeklinde konuştu.
1960’lı yıllarda Kürtçe diye bir dil kabul edilmiyordu
Sempozyumda konuşmaların ardından Dr. İsmail Beşikçi, ‘Bitlis Anıları ve 60’lı Yıllarda Bitlis’te Yaşam ve Bitlis’teki Çalışmalar’ konulu konferansını verdi. Beşikçi konferansına Bitlis uluslar arası sempozyumunun düzenlenmesinden dolayı emeği geçenlere teşekkür etti. Beşikçi, Kürtlerin Türklüğü konusunun Ankara ve Batıda çok ciddi şekilde tartışıldığı 1960’lı yıllardaki anılarını anlattı bunun yanında ayını yıllarda Doğu’da kıtlık sorununun da tartışıldığını dile getirerek, “Kürtçülüğün konusu belli değil ancak çok korkunç geliyordu. Bu konuya hiç değinmemek gerek deniyordu. Bu konular ciddi şekilde tartışılıyordu. 1960’lı yıllarda basında kurumlarda Türkçe konuşuluyordu. Kürtçe diye bir dil kabul edilmiyordu. Köylerde kaymakamla köylüler arasında tercüman vardı. İşte bu bir sorundu. Ankara’da Kürtlerin Türklüğü konuşuluyor ancak Elazığ’ın bir köyünde kaymakamla köylü arasında bir tercüman var. Bu konular yıllarca sürdü.” dedi.
Dr. Beşikçi’nin konferansı yaklaşık bir saat sürdü. Sempozyum öğlenden sonra moderatörlüğünü Prof. Dr. Kadri Yıldırım’ın yaptığı birinci oturumla devam edecek. Sempozyumda Toros Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ahmet Özer, ‘Beş Büyük Tarihi Kavşakta Kürtler ve Türkler. Kültürler arası Diyalog ve Birlikte Yaşama, ‘Farklı ama Eşit’ konusunu işleyecek. Sempozyum değişik konularla 3 gün boyunca sürecek. (Şükrü Tontaş - İLKHA)