2004 yılından itibaren şans oyunları ve iddia adı altında yeni bir kumar türüyle tanışan Türk insanı aradan geçen sürede adeta kumara müptela hale getirildi. Daha önce bir iki tane olan kumar oyunları, kumar lobisi tarafından çeşitlendirilerek, cazip hale getirildi, adım başı her yer bayii adı altında kumarhaneye çevrildi. Bugün artık ülkemizde kumarın envai çeşidi boy gösteriyor. Devlet vatandaşını kumardan korumak yerine yaptığı özelleştirmelerle yeni oyunların piyasaya sürülmesini teşvik ederek, bataklığa yeni insanların düşmesine zemin hazırlıyor.
BU HALİYLE KUMAR LOBİSİNİN EKMEĞİNE YAĞ SÜRÜLÜYOR
Devlet eliyle oynatılan kumarın yani “şans oyunları”nın özelleştirilmesi için teklif verme süresi 27 Haziran’da sona eriyor. Özelleştirmeyi kazanacak olan kurum ya da kuruluş, Milli Piyango İdaresi tarafından pazara sunulmuş olan mevcut kumar oyunlarını oynatmaya ve söz konusu oyunlara ait logoları ve isimleri kullanmaya devam edebileceği gibi pazara yeni kumar oyunları da sunabilecek. Mevcut hali ile en büyük vurgunu işletmecinin kazandığı kumar çeşitlerine yenilerinin eklenmesi demek, kumar mağdurlarının sayısını artacağı anlamına geliyor. Devlet bu hakla vatandaşı sömürmesi için kumar lobisinin ekmeğine yağ sürüyor.
Ülkemizde ahlaki reform adına bir şey yapılmadığı yetmiyormuş gibi toplumu her gün biraz daha bataklığa sürükleyecek icraatlar artırılıyor. Vatandaşlarının ruh ve beden sağlığını korumakla görevli devlet, para kazanmak uğruna herkesi kumar masasına oturtmak istiyor. Uyuşturucu yaşının onlara düştüğü, Sayısal Loto, İddia, Şans Topu, 10 Numara, Kazı Kazan, Altılı Ganyan, Süper Loto gibi şans oyunları salonlarının gençler ve işsizlerle dolduğu ülkemizde bu da yetmezmiş gibi Milli Piyango özelleştirilip 90’lardaki kumarhane kralları geri getirilecek. Dünkü “Cehenneme yeni kapılar açılıyor” haberimiz ardından gazetemize görüş bildiren sivil toplum kuruluşu temsilcileri kumarın özelleştirme adı altında yaygınlaştırmasına tepki gösterdi.
“KUMAR, ALKOL VE UYUŞTURUCU ÜÇLÜ BİR SACAYAĞIDIR”
Milli Gazete`ye açıklamalarda bulunan Alkol ve Madde Bağımlılığı Derneği Genel Başkanı Mustafa Güney, “Kumar, alkol ve uyuşturucu üçlü bir sacayağıdır. Hiçbiri birbirinden bağımsız değildir. 16 yıldır faaliyet gösteren bir derneğiz yaptığımız çalışmalarda, kumar oynayan insanların alkol ve uyuşturucu kullandığını, tespit ettik. Şans oyunları adı altına yürütülen bu kumar faaliyetleri, ocakları söndürüyor. Kumarda kazanan da kaybetmiştir, çünkü haramdır. Kumarın her çeşidi aynı zamanda bir bağımlılığa dönüşen bir hastalıktır. Çok sayıda vatandaşımız bu illetten kurtulmak için tedavi görürken, bu oyunları çeşitlendirerek teşvik etmek, bu millete yapılacak en büyük kötülüktür” şeklinde konuştu.
“DEVLET KUMARI HAYATIMIZDAN SİLSİN”
Kendi akrabaları içinde kumar oynayanların ve ailelerinin üzüntü verici halini gördükten sonra Alkol, Kumar ve Uyuşturucu ile Mücadele Derneği kurduklarını söyleyen Başkan Derviş Türk de “Kumardan aile olarak çok çektik. Bu oyunlar aileyi yıkıma götürüyor. Adam evdeki eşyaları satıp kumara yatırıyor. Böyle bir aile yürür mü? Hem aileyi hem de toplumu felakete götüren kumarın yasaklanması gerekiyor. Devlet, aile ve toplumun huzurundan sorumludur. Ancak kumara müsamaha göstermesi bu sorumluluğu ile çelişiyor. Devlet isterse şans oyunlarını yasaklar, açılmasına ve oynanmasına izin vermez. Bu lanet oyunu ortadan siler” diye konuştu.
SONLARI HEP HÜSRAN OLDU
Allah’ın (cc) yasak kıldığı kumar ve şans oyunlarından para kazananların sonu da iyi olmuyor. İşte pişman olanlar:
“MİLLİ PİYANGO BİLETİ ALDIĞIM İÇİN PİŞMANIM”
Edirne`de 11 yıl önce Milli Piyango`dan büyük ikramiyeyi kazanan Ayhan Yalçınkaya zengin olduktan sonra bıraktığı memurluğuna dönmeye çalışıyor. Parayı bulunca hayatının değiştiğini belirten Ayhan Yalçınkaya huzurunun bozulduğunu, kötü günler geçirdiğini ve Milli Piyango bileti aldığı için pişman olduğunu söylüyor.
“TALİH BİZE HUZUR DEĞİL FELAKET GETİRDİ”
Milli Piyango`nun 1990 yılbaşı çekilişinde 1 milyar 250 milyon lira kazanan Adanalı Cem Postacı paranın kendisine aradığı huzuru vermediğini söyledi. 1996`da oğlunu trafik kazasında kaybeden Postacı “Talih kuşu bize huzur değil felaket getirdi” diyor.
“PARA BENİ PERİŞAN ETTİ”
Ali Atıcı çay ocağı işletirken 2004`te sayısal Lotodan 543 bin TL kazanır. Parayı aldıktan sonra memleketi Erzincan`a yerleşen Atıcı boşandığı eşi ve çocuklarını İsviçre`ye gönderir ve ikinci evliliğini yapar ancak ondan da ayrılmaya karar verir. Atıcı Doğu Beyazıt’a gidip 14 yaşındaki A.K.`yi başlık parasını verip evine götürür. Gelişen olaylar zincirinde A.K. babası Arif K.`ya teslim edilir. Ali Atıcı`nın pişmanlık dolu sözleri ise şöyle: “Hayal edemeyeceğim kadar zengin oldum ama hayatım da alt üst oldu. Huzurum kaçtı. Geceleri gözüme uyku girmez oldu. Loto’dan çıkan para beni perişan etti.”
KUMAR TÜMDEN YASAKLANMALI
Milli Piyango’nun özelleştirilmesi hakkında gazetemize açıklamalarda bulunan Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar ise, “Kur’an-ı Kerim, ‘Şeytan; içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister’’ buyuruyor. Sadece bu âyet bile kumarın ne denli zararlı olduğunu gösteriyor. Bunun yanında kumar, sosyal ve aile hayatını temelinden sarsan, fakirin fukaranın cebindeki parayı alan, çalışma hayatını ve helal kazancı baltalayan lanetli bir iş. Ayrıca kumar tembelliği ve miskinliği artırır. Kumardan gelen haram kazanç, insanları; rahmetten, bereketten, huzur ve mutluluktan uzaklaştırır” dedi. Bayraktutar, “Özelleştirmeyi geçtik devletin kumarı kendisinin de oynattırmaması gerekiyor. Devlet kumar oynatarak para kazandığını zannediyor ama başka taraftan hazineden fazlası çıkıyor. Hükümet bu yanlıştan acilen dönmeli. Aile ocağının ve toplumun huzurunu yok eden kumar lanetinden bu milleti kurtarmalı” şeklinde konuştu.